Kılıçdaroğlu’na isyan ediyorum

ATTİLÂ İlhan’ın ünlü ‘Üçüncü Şahsın Şiiri’nden hareketle ‘üçüncü şahsın fikri’ niteliğinde olmak üzere, seçim sonuçları hakkında, müsaade buyurulursa, ben de yavru vatandan seslenmek, “Hariçten bir adet gazel” okumak istiyorum.

Haberin Devamı

Hayretler içindeyim, çünkü bu seçim muhalefet partileri için bir hezimet olmuştur, ancak şu ana kadar bir tek istifa sesi duymadık, hiçbir parti lideri istifa etmedi. 

Geçen mayısta İngiltere’de yapılan genel seçimde 232 milletvekilliği kazandığı halde İşçi Partisi lideri Ed Miliband derhal istifa etmiştir. İstifa ederken de sadece şunu söylemiştir:
“Partimi iktidara taşımakla görevliydim, görevimi yapamadım, istifa ediyorum.”
Bu kadar basit.
Şu kadar milletvekili çıkardım, yerimde kalıyorum gibilerden ucuz bahanelere sığınmadı.
İstifadan kaçınan Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasiyi dilinden düşürmeyen Kılıçdaroğlu’nun demokrasiye inandığı ya da demokratik bir kişiliğe sahip olduğu görüş ve iddiası doğru değildir.
1 Kasım seçiminde ise CHP yerinde saymış, buna mukabil AKP oy oranını yaklaşık 9 puan artırmıştır. Bu, Kılıçdaroğlu’nun hezimetidir.
Kılıçdaroğlu’nun şimdi istifa etmesi için bin tane sebep bulunmaktadır. Buna rağmen görülmektedir ki Kılıçdaroğlu sanki tutkalla yapıştırılmış gibi liderlik koltuğunu tıpkı bir padişah misali muhafaza gayretine düşmüştür. Böyle bir halde Tayyip Bey’e karşı sürdürdüğü ‘tek adam’ ya da ‘diktatör’ söylemlerinin de herhangi bir değeri kalmamıştır, çünkü kendi davranışlarıyla kendi ifadelerini bizzat tekzip etmektedir. Kılıçdaroğlu şu anda “Benim yaptıklarımı değil, söylediklerimi yapınız” diyen “İmam” rolündedir.
Ne var ki ne Kılıçdaroğlu istifa ediyor ne de istifa konusunda partiden ses çıkıyor.
Kılıçdaroğlu hem Türkiye’ye hem CHP’ye yazık etmektedir.
Ben TC vatandaşı değilim, oy hakkım yok.
Ama bir Türk olarak demokrasiye inançsızlığını ve başarısızlığını bilmem kaçıncı kez ortaya koyan Kılıçdaroğlu’na karşı ben bile isyanları oynamaktayım.
Fuat VEZİROĞLU-
Yazar, siyasetçi, hukukçu

 

Haberin Devamı


Mazeret/başarı

 

CHP ve MHP 1 Kasım seçimlerinde başarısız olmuşlardır. Şartlar eşit değildi, devlet kullanıldı, basın baskı altına alındı, para dağıttılar gibi savlar elbette doğrudur ama bunları bilerek seçime giren bu iki partinin mazeret belirtme hakları yoktur. Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz.

 

Haberin Devamı


Örgüt ve kadrolar yenilenmeli

 

SANDIĞA gitmeyen potansiyel CHP seçmeni üzerine kafa yormak gerekiyor. Rotasından sapan Y-CHP’nin kurucu değerlerini inkâr etmesiyle büyüyeceğini iddia eden akıl hocalarının söyledikleriyle gelinen nokta ortada. Eğer bir yenilgi olacaksa da kendini inkâr ederek değil. Cumhuriyetimizin temel değer ve ilkelerini aslanlar gibi savunarak olmalı. Ulusal bütünlük ve laiklik gibi hassas konularda CHP asla ve asla yolundan sapmamalı, ödün vermemeli ve savrulmamalı, asla ‘Cemaat kuyrukçuluğu’ yapmamalı. Avro-Atlantikci-NATO’cu/AB’ci bir CHP, IMF ve Dünya Bankası’nın reçetelerini kılavuz belleyen bir CHP ile varılacak yer belli. AKP fabrika ayarlarına döndü kazandı diyorlar ya, bir zahmet Y-CHP’de fabrika ayarlarına (kurucu değerlerine) dönsün. Bunun için başta Kılıçdaroğlu ve ekibi olmak üzere tüm örgütlerin, kadroların yenilenmesi, bu partiye gönül veren milyonların da partilerine sahip çıkması zorunlu...
Ali Rıza ÜÇER

 

Haberin Devamı


Olağanüstü Kurultay toplanmalıdır

 

BIRAKIN çocuklarımız geleceğe umutla baksınlar.
Bunca olana rağmen AKP iktidar oluyorsa.
CHP bunca iyi bir programa ve emeğe rağmen % 25 oyla olduğu yerde kalıyorsa. Halka heyecan ve iktidar umudu veremiyor, güven ve inandırıcılık sorunu yaşıyorsa.
Bunun bir kadro ve liderlik sorunu olduğu soğukkanlılıkla kabul edilmelidir ve gereği yapılmalıdır.
Elden gelen bu kadardır demek yerine, 4 yıl sonrası düşünülerek görev yeni ellere ve kadrolara bırakılmalıdır.
CHP yönetimine ve sayın genel başkanımıza yakışan parti içi çalkantıya sebebiyet vermeden, ağırbaşlı yaklaşımla olağan üstü kurultayı toplamaktır.
Görevi verenlere görevi teslim etmektir ve çekilmektir.
Bundan sonrası partinin en yüksek organı olan kurultayın sorumluluğudur.
Hem bundan kaçınmak hem de “diğer muhalefet partilerinden iyiyiz” demek birbiriyle bağdaşmaz. CHP’ye ve sorumluluk sahiplerine yakışmaz. Sayın Genel Başkanımızın gereğini yapacağı inancıyla...
Rıdvan BUDAK

 

 

Haberin Devamı

‘Ne Çok Terörist Vurulmuş’


CENGİZ Mumay, 9 yılı aşkın bir süre Güneydoğu olaylarını izledi. İki kez ‘Yılın Gazetecisi’ seçildi. Türlü olaylar içinde en çok ilgisini çeken şey, “yanlışlıkla” ya da “kasten” öldürülen meşum Kürt köylülerinin “terörist” ilan edilmesi oldu. Bu olayların çoğunun failleri yargılanamadı, Kitapta 44 ayrı olayda öldürülen 76 kişinin öyküsü anlatılıyor.
IŞİD, Suruç’ta 32 genci öldürdü. ‘Gezi ruhu’na sadık pırıl pırıl gençler yaşama veda ederken, fatura IŞİD yerine Türkiye’nin doğusuna kesildi. 31 yıllık savaş yeniden alevlendiriliyor, siyasi ve ekonomik geleceğini kanda görenleri hiçbir şey durduramıyor.
Mumay ‘Ne Çok Terörist Vurulmuş’ (La Kitap) kitabını TÜYAP’da pazar günü 14.00’te imzalayacak.

 

 

Haberin Devamı

AK Partiyi, cemaatler ve muhtarlar iktidar yaptı

AK Parti’nin oy patlama yapmasının en temel dinamikleri arasında cemaatler ve muhtarların olduğunu bilmek gerekir. Türkiye ve dünyada teşkilatlanmış olan cemaatler büyük bir oy gücüne sahiptirler. 7 Haziran’dan önce, cemaat önderleri, kendi mensuplarını, oy kullanma konusunda serbest bırakmışlardı. Ancak AK Parti’nin, 7 Haziran seçimlerinde aldığı oy oranı, AK Parti’yi tekrar harekete geçirdi. Bilindiği gibi 1 Kasım seçimlerine kısa bir zaman kala; Başbakan Ahmet Davutoğlu; Türkiye’de büyük bir oy gücü olan Adıyaman-Menzil cemaatinin Şeyhi Abdülbaki Erol’u, İstanbul’daki mekanında ziyaret ederek, açıkça, oy desteği talebinde bulunmuştu. 1980 yılından itibaren çalışmaları olan Menzil cemaatinin mevcut şeyhleri, sürekli basın ve yayından uzak durmuşlardı. İlk defa Menzil Şeyhi Abdülbaki Erol’un, Başbakan Davutoğlu ile beraber görüntü vererek AK Parti’yi açıktan desteklediğini ilan etmiştir. Daha önceki dönemlerde Erzurum milletvekili olan Recep Akdağ’ın, Menzil cemaati kontenjanından Sağlık Bakanı yapıldığı da bilinmektedir.
Nurcuların desteği: Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden olan; Mehmet Fırıncı, Abdullah Yeğin, Mehmet Kırkıncı, AK Parti’yi desteklediklerine dair açıklamaları, cemaat üzerinde büyük etki yapmıştır. Çarşamba cemaati, Sultan Baba cemaati, Süleymancilar, Yazıcılar, Yeni Nesil, Kırkıncılar cemaati de partiyi desteklemişlerdir.


Muhtarlar: Muhtarlar, halkın kulağı ve gözüdürler. Özellikle kırsal alanlardaki muhtarlar halk üzerinde büyük etkiye sahiptirler. AK Parti döneminde muhtarlara yüksek bir maaş bağlandı. Bir muhtar, ayda 1300 TL maaş almaktadır. Bu rakam özellikle köyde yaşayan bir muhtar için oldukça cazip bir gelirdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhtarlar ile bir araya gelmiş olması, farklı bir iletişim tekniğini de ortaya çıkarmış ve farklı sonuçları da doğurmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mahallenin, mezranın, köyün nabzını muhtarlar aracılığı ile tutmaktadır. Örneğin Adıyaman’ın Besni ilçesinden Cumhurbaşkanının toplantısına katılan köy muhtarları, kendi ilinde aday adayı milletvekillerinin isimleri üzerinde de görüş belirttikleri söylenmektedir. AK Parti, 1 Kasım seçimlerinde bir mucize gerçekleştirmemiştir. AK Parti sadece sessiz oy potansiyeli olan kesimleri harekete geçirerek, oy patlaması yapmıştır.
Ramazan TOPDEMİR

Yazarın Tüm Yazıları