Hem stokçuluk yok hem de zam

Türkiye Hububat Kongresi 2021, 11-14 Kasım tarihleri arasında Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) işbirliği ile Antalya’da yapıldı. Antalya’da Merdan/Titanik ve Trendy otellerinde 1.000’den fazla delege, akademisyen ve iş insanının katıldığı kongre, pandemi süresince tarım ve gıda sektörünün heyecanını doruk noktasına getirdi. Önümüzdeki günlerde turizmciler de kendi sorunlarını masaya yatırdıklarında aynı heyecanı yaşayacaklar.

Haberin Devamı

En doğru sözü söyleyen TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, “Amacımız piyasada dengeyi sağlamaktır” ifadesiyle buğday ithalatçısı değirmencilere ve fırıncılara ‘derin’ bir uyarı yaptı diyebiliriz. Arkadan, iktidarın talimatlarının ‘zam’dan endişe duyulduğu izlenimi açıkça dikkat çekiyordu. Bir de bunun gerisinde kuraklık var.

KITLIK OLMAZ

Ama bugüne kadar ‘kıtlık’ belirtilerinin olmaması sevindirici sayılıyor diyebiliriz.

Başta buğdaydan bakliyata, fındıktan kuru üzüme, pirinçten haşhaşa kadar 20’ye yakın ürünün hem alıcısı hem de satıcısı olarak piyasaların en önemli düzenleyicisi olan Toprak Mahsulleri Ofisi dev bir kamu kurumu. Gerekirse piyasayı tanzim ederken ‘zarar’ da ediyor; bu yetkiyi de iktidardan alıyor. Kimseye de ‘avanta’ vermiyor! TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, Kongre sırasında çok şey anlattı; kendisine özellikle yükselen gıda fiyatlarını sorduk.

Haberin Devamı

3 ÖNEMLİ ETKEN VAR

Güldal, fiyatların tüm boyutları ile irdelendiğini ve takip edildiğini kaydederek, “Hububat fiyatlarının yükselmesine üç önemli etken sebep oldu: Birincisi, dünyanın birçok bölgesinde yaşanan ve ülkemizi de ciddi şekilde etkileyen kuraklık. Kuraklık özellikle hububat ürünlerinde ciddi rekolte kayıpları yaşattı. İkincisi; dünya fiyatlarındaki artışlarla beraber döviz kurundaki yükseliş. Üçüncüsü ise pandeminin de etkisi ile yapılan stokçuluk faaliyetleri oldu” dedi.

Yanı sıra Ahmet Güldal tarafından ayrıca gündeme getirilen önemli konu başlıklarını şöyle sıralayabiliriz:

ÇİFTÇİYİ KORURUZ

“2021 yılı olağanüstü bir yıl oldu. Normal dönemde TMO hasat sezonunda dış alım yapmaz ve iç piyasaya satış da yapmaz. Bu çiftçiyi korumaya yönelik bir politikadır. Alım fiyatlarımızı açıkladığımızda hasat henüz başlamamıştı ve açıkladığımız fiyat beklentilerin üstünde oldu. TMO düşük fiyatlara karşı çiftçiyi, aşırı yüksek fiyatlara karşı da tüketiciyi korumak, hububat piyasasını bir denge içerisinde düzenlemekle görevlidir.

Hasat başladığında fiyatlarda bir gevşeme yaşanmadığı gibi aşırı oranda bir yükselme gözlemledik. Çiftçinin fiyatlar genel seviyesi ile ilgili sıkıntısı yoktu. Ancak oluşan fiyatlar tüketiciyi, besiciyi ve yetiştiriciyi tehdit eder durumdaydı. Buna müdahale etmemiz gerektiğiyle ilgili bütün taraflarca bir fikir birliği oluştu.

Haberin Devamı

Olağandışı dönemler, olağanüstü tedbirler gerektirir. Biz de bu olağanüstü duruma uygun olarak dış alım ile stoklarımızı takviye ettik ve temmuz ayından itibaren ‘Yem Regülasyon Çalışması’na ve eylül ayından itibaren de ‘Un Regülasyon Çalışması’na başladık. Un sanayicileri ile görüşerek belli kurallar dahilinde hammadde tedariki sağlamamız, besici ve yetiştiricilere yönelik diğer faaliyetlerimiz sonuç verdi.

Piyasa fiyatlarındaki sıkıntıların giderilmesi amacıyla ihracat kotası, gümrük tedbirleri vb. önlemler ise aldığımız diğer kararlar oldu. Biz kamu olarak üzerimize düşeni bugüne kadar yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.”

Tarım Gıda Yazarlar ve Gazetecileri Derneği Başkanı İsmail Uğural’a en dikkate çeken sunum hangisiydi diye sorduk; “Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu tarafından yapıldı” dedi. Demirtaşoğlu’nun, “‘Türkiye’nin ortalama ihracat kilogram değeri 1 dolar dolayında, oysa bizim sektörümüzün katma değerli ihracatı kilogram başına 15 doları buluyor’ şeklindeki açıklaması ihracatın ‘katma değerli’ boyutunun Türkiye için ne kadar stratejik olduğunu apaçık ortaya koyuyordu” karşılığını verdi.

Haberin Devamı

İlginç bir sektör un ve değirmencilik; küresel dünyada akıllı üretim yapanın hem kendisine hem de ülkesine kaynak sağlıyor.

‘Helalleşmeye’ tepkiler büyüyor
‘KILIÇDAROĞLU’NA İTİRAZ EDİYORUM’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen hafta yayınladığı bir videoda mesajında “Bugün bir yolculuğa çıkıyorum, parti olarak yanlışlarımız oldu, helalleşme kararı aldım” dedi.

CHP’de bu sözlere en aklı başında yanıt Adana eski Baro Başkanı ve 22. Dönem Milletvekili Av. M. Ziya Yergök’ten geldi. Yergök, dün Cumhuriyet’teki yazısında bu görüşe katılmadığını ve itiraz ettiğini, ayrıca bu gibi kararların CHP’nin yetkili kurullarında tartışılmış ve karara bağlanmış olması gerektiğine inandığını belirttikten sonra şu soruları yöneltiyor:

Haberin Devamı

“Cumhuriyet’in kurucu partisi kimlerle helalleşecek? Cumhuriyet’i yıkmak isteyen kimi tarikat ve cemaatlerle mi helalleşeceğiz? Bir uygarlık projesi olarak Cumhuriyet’i kuran, bireyleri kul olmaktan çıkarıp siyasal ve hukuksal düzenin gerçek yapıcısı yurttaş konumuna yükselten, bunu da laik hukuk düzenini yerleştirerek başaran CHP, kimlerden ve neden özür dileyecekmiş?”

(Yergök’ün, İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan kitabı: ‘Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları-Semyon Ivanoviç Aralov’)

CHP Ulusal Birlik Hareketi, Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ sözleri üzerine yazılı bir açıklama yaparak “Varlığını sürdüren Türkiye sanık sandalyesine oturtulamaz. Bu nokta ve konum nedir? Bu yetkiyi Kurultay’dan almadığına, alamayacağına göre, bu yetkiyi kimden aldı?” diye sordu.

ULUSOY’UN KURAKLIK HESABI

Haberin Devamı

TÜRKİYE’nin 7 yıldır un sektöründe dünyanın ihracat şampiyonu olmasına büyük katkı sunan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, kuraklık için bakın ne diyor: “Her 10 yılda bir yaşanan kuraklık bundan sonra 5 yılda bir karşımıza çıkacak.”

DEĞİRMENCİYE HANGİ SIFAT YAKIŞIR

TARIM ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Cumhurbaşkanı’nın kendisini göreve getirirken 5 faktörle talimatlandırdığını söyledi ve bunları söyle sıraladı: 1- Tarımsal destekler, 2- Müdahale alımı, 3- Gelir sigortası (2022’de devreye girecek.) 4- Krediler, 5- Sözleşmeli üretim. Bunların işlerliğini sektörün içindeki işinsanlarına sorun, size ne yanıt verecekler acaba? Özellikle çiftçi ve köylülerin yanıtlarını merak ederiz.

Bakanın konuşmasında güzel bir sözü de vardı:

“Değirmencilik mesleği nalbantlıktan daha ağır, kuyumculuktan daha hassas bir meslektir.”

Yazarın Tüm Yazıları