Behramoğlu’nun 100. Yıl Marşı

Şair ve yazar Ataol Behramoğlu, 2021 yılında ‘içinde kıpırdayan arzunun’, ‘Düş Gezginleri’nden Erhan Doğan’ın önerisi sonrası su yüzüne çıkmasıyla Cumhuriyet’in 100. yılına özel bir marş yazdı. Marşa, Düş Gezginleri de bir beste yaptı. Behramoğlu’nun marşı 2023 yılında tekrar gündeme geldi, sosyal medya ve YouTube üzerinden dinlenebiliyor.

Haberin Devamı

Behramoğlu, Erhan Doğan’ın çalışmasının içine sindiğini belirterek “Daha büyük korolarla ve daha yüksek sesle söylendiğinde etkisi muazzam olacaktır. Bu konuda çalışmalar sürmektedir. Hedefimiz 29 Ekim’de muhteşem bir sunum gerçekleştirmek ve kuşkusuz daha da önemlisi, marşımızı yetişkin ve öğrenci kitlelerine ulaştırmaktır” ifadelerinde bulundu.

Usta şair sözlerine, “Türkiye’nin böylesine büyük yıldönümünde, adı marş olsun ya da olmasın senfoniler yazılmalı, şairler marşların yanı sıra destanlar yazmalı, resim sergileri açılmalı, filmler yapılmalı, başkaca sanat etkinlikleri gerçekleştirilmelidir. Fakat görebildiğim kadarıyla yüzüncü yılı her nedense sessizce geçirmekte gibiyiz...” diye devam etti.

- Ataol Behramoğlu, “Marşta klasik biçimden uzaklaşmadım. İstiklal Marşı bir aruz kalıbıyla yazılmıştır. Fakat hece ölçüsüyle baktığımızda da yaklaşık olarak 14 hecelik dizeler egemendir. Onuncu Yıl Marşı, Harbiye Marşı 14 hecelik dizelerle yazılmıştır. Ben de 14 hece ölçüsünü tercih ettim. Yüzüncü Yıl Marşı, dört kıtadan ve her kıta sonrasında yine on dört heceli bir tekrar beytinden oluşuyor. O beyit şöyle:

Haberin Devamı

“YÜZYIL DEĞİL, BİNLERCE YIL SONRA DA SEN HEP YAŞAYACAKSIN ÖZGÜRLÜKLER VAROLDUKÇA”

GÜNÜN SÖZÜ

ÖNÜMÜZDEKİ günlerde (04.04.2023’ten itibaren) neler olabileceğini tahmin edemiyorum.”

(Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Ruhat Mengi ile yaptığı söyleşiden.)

ORTAYLI VE TAHİRLER’İN YAZILARINA DİKKAT

ÜSKÜP DEPREMİNİ BİLİR MİSİNİZ?

Hürriyet’in Seyahat Eki’nde Pınar Tahirler ilginç bir yazı kaleme almış. Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın, Kahramanmaraş’taki depremde yıkılan İsias Oteli için, “Olduğu gibi, bir ibret nesnesi olarak bu haliyle muhafaza edilmeli ve hikâyesi anlatılmalı” sözünü almış. Geçmiş adına çok önemli bir öneri.

Ben de şu örneği vermek istiyorum. Makedonya’nın başkenti Üsküp’te 1963 Ağustos’unda meydana gelen 6.1 M büyüklüğündeki depremde 1070’ten fazla kişi ölmüş, 40 bine yakın kişi yaralanmış, 200 binden fazla kişi evsiz kalmıştı. Üsküp’ün yaklaşık yüzde 80’i tamamen yıkılmıştı.

Haberin Devamı

1973’te Üsküp’e gittiğimizde tren garının çoğu yıkılmış ve olduğu gibi muhafaza edilmişti. Dünyada ‘bu tablo’ dikkat çekmişti.

Pınar Tahirler yazısında diyor ki: “Biz de geçmişteki büyük afetleri, yıkımları, acıları, utanç anlarını hatırlatmak, unutturmamak için bir anıt olarak insanlığa sunmalıyız ve bunları gezmeliyiz.”

Aradan yıllar geçti, 1999 depremi olduğunda, dönemin Bayındırlık Bakanı -şimdi İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı- Koray Aydın’ı arayarak Sayın Bakan’a Sakarya, İzmit ya da Gölcük’te yıkılan bir binanın ibreti alem için müze kabilinden korunmasını önerdik, o da “Çok güzel olur, düşünelim” gibi bir laf etti ama bir icraatta bulunmadı. Bu özensizliği hâlâ kayıp olarak düşünürüz.

Haberin Devamı

Tabii böyle bir yıkımın örnek bir yapısı muhafaza edilebilir ve bugün için dersler çıkarılabilirdi.

İlber Hoca’nın bu önerisinin Kahramanmaraş depremi için çok ibret verici olacağını düşünüyoruz.

Hatta Hatay, Malatya, Adıyaman, Gaziantep illeri için aynı öneri dikkate alınabilir. Emin olun, gelecek yıllar için ‘müze’ kabilinden örnek bir projeye dönüştürülebilir. Pınar Tahirler’in çalışması ile Ortaylı’nın sözleri ciddiye alınarak değerlendirilebilir.

TORPİLİN ÖNÜNÜN KAPATILMASI

Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) tarafından hazırlanan “Türkiye’de Beyin Göçü ve Tersine Beyin Göçü Araştırması Raporu” açıklandı. Başkan Rasim Şişman’ın açılış konuşmasından sonra SODEV Ar-Ge Koordinatörü Prof. Dr. Cem Okan Tuncel tarafından raporun başlıkları şöyle açıklandı.

Haberin Devamı

Beyin Göçünü Durduracak Politika Önerileri: Türkiye’de gençlere umut vadedecek bir politik perspektif gösterilmesi, güven ortamının sağlanması, özgür yaşam ortamının sağlanması, siyasi istikrar ile ekonomik dalgalanmaların durulması ve enflasyonun gerilemesi, Türkiye’nin dünya ile daha barışık bir ülke haline gelmesi, İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden imza atılması, kadınlara güvence verilmesi, mülakatların kaldırılması, torpilin önünün kapatılması.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN KİMLER ENDİŞE DUYUYOR

İklim Haber ve KONDA Araştırma, Türkiye kamuoyunun iklim değişikliği algısını ölçmek ve giderek derinleşen iklim krizi hakkındaki görüşlerini öğrenmek için 2018’den beri her yıl tekrar ettiği anket çalışmasını bu yıl daha kapsamlı gerçekleştirdi.

Haberin Devamı

Türkiye çapında 2252 kişiyle telefon görüşmesi yapılarak gerçekleştirilen “Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı ve Enerji Tercihleri 2022” isimli anket, iklim krizinin etkilerinin ve alınması gereken önlemlerin Türkiye’deki algısına, toplumun enerji tercihlerine, iklim değişikliğiyle mücadeleye bakış açısına ve bu kapsamda toplumun taleplerine odaklanıyor. Çalışma Türkiye’de her 10 kişiden sekizinin iklim değişikliği için endişe duyduğunu ortaya koydu. Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede yeterli çaba göstermediğini düşünenlerin oranı ise yüzde 82.

BİLİYOR MUSUNUZ?

Tüketici Hakları Derneği’nin, Türkiye’de son 20 yılda 35 temel bitkisel ürün üretiminin kişi başına tek tek ne kadar azaldığı, çeşitli kalemlere göre bitkisel ürün ithalatının ise tek tek ve toplam olarak ne kadar arttığı ve alınması gereken önlemler konusunda, derneğin bugün 11:00’de Ankara Onur İşhanı önünde basın toplantısı yapacağını...

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları