Ofislerde ‘asker disiplini’ne değil üretkenliğe bakın

- Neler yaptığımızı yeni işimizin laboratuvarı gibi olan ofisimizde anlatmak isterim.

Toplantı mekanı-CEO ofisi karışımı odaya girdim, 8 yıl önceye döndü:

- Alkaş’ın AVM iş birimini JLL’ye satarken (2007) 30 kişiydik. JLL ise İstanbul’da 4 kişiyle hizmet veriyordu. Şu anda 640 kişiyiz.Ardından piyasanın kendisine bakışını anımsattı:

- Herkes bizi AVM’ci bellemiş.Yaptığı işin asıl çerçevesini çizdi:

- Oysa benim işim mekanlar oluşturmak. Düne kadar bu konuda öne çıkan yanımız AVM’lerdi. Şimdi ben daha çok ofis ve otel işine odaklandım.Ofisi gezerken mesajlarını sıraladı:

- Beyaz yakalıların yaşamlarının çoğu ofiste geçiyor. Ofislerde nicelik değil, niteliğe önem vermek gerekiyor. Bir yandan açık ofis, ortak kullanım alanları kurgulayıp, diğer taraftan tek kişilik tele konferans, telefon odalarına önem veriyoruz.Şu noktanın altını çizdi:

- Uzun değil, verimli çalışmaya ihtiyaç var. Yeni ofislerde buna odaklanıyoruz.Ofiste ergonominin önemine değindi:

- Koltuğun en iyisini, daha doğrusu en ergonomik olanını misafire değil, personele ayırmak daha doğru.Birçok şirkette, kurumda uzun, verimsiz toplantılardan yakınıldığı üzerinde durdu:

- Bunu ortadan kaldırmak için ayakta toplantı yapılacak mekanlar oluşturduk. Toplantıyı ayakta yapmak, işin geyik kısmını bir kenara bıraktırıyor. Toplantı yarım saatte bitebiliyor.Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerde trafiğin, ulaşımın mesaiye yorgun başlanmasına yol açtığını vurguladı:

- Bunu biraz olsun önlemenin yolu, işe başlama ve çıkış saatlerini esnetmekten geçiyor. Sabah tüm personelin işe 08.00 veya 09.00’da başlamasını zorlamayalım. İşe başlamayı 08.00-10.00 arasına yayalım.İşte yaşanan gerginlik ve stresi eve taşımamak gerektiğine işaret etti:

- Mesai bitiş saatini 17.00-19.00 arasına yayalım. Ayrıca mümkünse personele eve dönüşü öncesi alkollü-alkolsüz birşeyler içip bir saat kadar stres atacağı “happy hour” durakları oluşturalım. Bu, müdürden, patrondan yenilen fırçanın hırsının evdekilerden çıkarılmasını önler.Ofislerde, çalışma mekanlarında öne çıkması gereken anlayışla sözün bu bölümünü noktaladı:

- Asker disiplininin yerini üretkenlik, verimlilik almalı...Haklı değil mi?

YENİ NESİL AVM’DE AÇIK ALAN YÜZDE 25’E ÇIKIYOR

JLL Türkiye Başkanı Avi Alkaş, Türkiye’deki alışveriş merkezi sayısının 367 olduğunu belirtti:- Alışveriş merkezleri artık yaşam alanı olarak planlanıyor.Yeni nesil AVM’lerdeki akıma işaret etti:- Açık hava mekanlarıyla öne çıkan mevcut alışveriş merkezlerinde bu alanların oranı yüzde 9-12. Yeni nesil AVM’lerde bu oran yüzde 25’e kadar çıkıyor. Bu AVM’ler bir anlamda kendi içinde caddeleşiyor.

EN BÜYÜK DEĞİL EN SAĞLAM VE SAYGIN OLUN

ALARKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Garih’ten İshak Alaton’la ilgili gözlemini istedim:

- Büyük duayenimizi hayatım boyunca önce babamın ortağı, sonrasında da derin düşünceleri, bilge kişiliği ile kendisinden feyz aldığım büyüğüm olarak hürmetle, saygıyla anacağım.Babası rahmetli Üzeyir Garih ve Alaton’un ahenkli çalışmalarını gıpta ile izlediklerini vurguladı:

- Farklı düşüncelerin birlikteliği ve sentezinin neler başarabildiğine onların ortaklığında şahit oldum. İshak Alaton benim için hayatta ve iş dünyasında hoşgörünün, vizyonerliğin, öncülüğün, girişimciliğin öneminin ispatıdır.İki aile büyüğünün kendilerine güvenilirlik ve dürüstlüğün vazgeçilmez değerler olduğunu aşıladığını kaydetti:

- İshak Bey bize her fırsatta şu cümleyi tekrarlardı:

“En büyük değil, en sağlam ve saygın olun.”İshak Bey’i bir de İzzet Garih’in Londra’da Bechtel’de çalışan oğlu Cem Garih’e sordum, anlattı:

- Cesurdu. Aklındaki ve kalbindekileri cesurca dile getirir, hayata geçirirdi. Son derece ileri görüşlü, vizyonerdi. Gençlere verdiği önemle, sorumluluktan korkmayan yapısıyla ve her daim dile getirdiği toplumsal duyarlılığı ile beni çok etkilemiştir. Mekanı cennet olsun.Alaton, Garih aileleri ile Alarko Grubu ailesine sabır diliyorum...