Sarı kırmızı coşku

HER maçın başka hikâyesi vardır. Dün akşamın ‘oyun planı/hikayesi’ni bilmem ama ‘psikolojisini’ Ergin Ataman iyi kurgulamış.

Haberin Devamı

Hem yazar hem de yönetmen olarak iyi iş çıkardı. İki tarafı keskin bıçak ‘ev sahibi olgusunu’ nalıncı keseri gibi tarafına yonttu. Seyirciyi çileden çıkarıp yanlışa sürükleyecek hareketlerden kaçındı. Fenerbahçe, Galatasaray’ın olası maç başı gazını kesmek için Bjelica, Ömer ve Zoriç’li savunma ağırlıklı alışılmışın dışında bir beşle başladı.
Hakem üçlüsü, beklendiği gibi son maçta çalınmayan faulleri çalarak ‘kontrol bizde’ görüntüsü verdiler. İlk yarıda Zoriç faulleri dörtledi. Fenerbahçe gömülü savunmayı delme yollarını bulamazken, Cimbom da Kanarya’nın alan savunması karşısında dış şut sokamadı. Son maçın yıldızı Markoishvili demirleri döverken, Erceg içeriden dışarıdan yarattığı sayılarla ilk çeyreği 15-13 ev sahibine yazdı. İkinci çeyreğe kenardan gelen Ender ve Melih Mahmutoğlu karşılıklı imza attılar.

Haberin Devamı

Sabreden derviş

BJELICA güzel sayılarıyla Fenerbahçe’yi maçtan koparmadı ve odaya 36-34’le gidildi. Gürcü sayı makinesi Markoishvili, meğer ikinci yarıyı bekliyormuş. Onun peş peşe üçlükleriyle atak yapan ev sahibine Fenerbahçe, geç ısınan Bogdanoviç’le karşılık verdi. Ataman faullerini üçleyen Arroyo’yu yanına alınca Fenerbahçe, kendini toparlayarak çeyreği 55-55 beraberliğe getirdi.
Uzun süre Arroyo’suz oynanan son çeyrekte F.Bahçe boş atışları sokamayıp, top kayıplarını rekor seviyelere çıkartırken, Cenk Akyol şık ve can alıcı sayılarıyla takımını başarıya taşıyan adam oldu.


Yazarın Tüm Yazıları