'Panamalı hasta Cameron'

Panama belgelerinde babasının isminin yer alması İngiltere Başbakanı David Cameron’ı köşeye sıkıştırdı, istifası isteniyor. İstifa talebinin kalabalıklarca dile getirilmesi bekleniyor.

Haberin Devamı

Panama belgelerinden, vergiden kaçınan siyasetçi yakınları ile servet saklama aracı olarak kullanan siyasetçiler listesi içinde, Britanya Başbakanı David Cameron’ın babası da çıkmıştı.


David Cameron’ın babası Ian Cameron’un, 1980’lerin başlarında Panama’da tescil edilmiş ama Bahamalar merkezli Blairmore adlı şirketin 5 yöneticisinden biri olduğu; bu şirketin de Britanya’nın kalburüstü zenginlerinin parasını yönettiği ve 30 yıl boyunca Britanya’da tek kuruş vergi ödemediği ortaya çıkmış. Bahamalar’da tescil demek, Britanya’daki vergi yükümlülüklerini teğet geçmek demekti.


Guardian’da, paravan şirketçe yönetilen bu fonun müşterileri arasında Rolling Stones grubunun kullandığı özel bankacılık hizmeti veren bir bankanın da olduğuna işaret ediliyor.


Cameron’a şu soruluyor; “Ailenizin parası var mıydı bu fon içinde?” Yanıt: “Bu özel bir konu.” Ama özel kalamayacaktı; çünkü ülkeyi yönetenlerin kamu adına vergi toplarken hesap verebiliyor olmaları gerekiyordu.


Cameron, “Başbakan olarak maaşım var; biraz tasarrufum ki bunlar biraz faiz geliri ve başbakan olmadan önce yaşadığımız bir evdir. Şimdi kirada. Ne hisse senedim, ne ‘offshore’ hissem, ne ‘offshore’ param, hiçbir şeyim yok” diyerek, konuyu kendisi üzerine toplama, kendini babasından ayrıştırmayı seçen bir iletişim politikasına bel bağlamıştı başta. Basın sözcüsü, bu sözlere daha sonra şöyle açıklık getirmişti; “Başbakan, eşi ve çocukları herhangi bir offshore fondan nemalanmamıştır”. Bu açıklamada ‘başbakanlığı dönemi olarak’ altını çizmekti.


SİYASETÇİ HESAP VERİYOR



Bu açıklamaya karşın sorular bitmedi. Çünkü babası 2010’da yaşama veda eden Cameron, en azından miras yoluyla bundan yararlanmış olmalıydı. Temel soru şuydu; “babasının offshore’dan kazandığı gelirden yararlanmış mıydı?”


Cameron’ın ‘topu taca atma’ manevrası işe yaramadı. Çünkü bu soru, kamuoyu adına basında yüksek sesle seslendirildi.


Bundan üç gün sonra, sonunda Cameron ofisinden yaptığı açıklama ile itiraf etti; babasının yönettiği Blairmore şirketinde fon hesabı vardı ve 2010’da başbakan olmadan önce 31 bin 500 sterline satarak elinden çıkarmıştı. Cameron eşi Samantha ile 1997-2010 arasında bu hisseleri elinde bulundurmuş. Elde ettiği temettü gelirinin vergisini öderken, sermaye kazancından doğan vergi limit altında kaldığı için muaf olmuştu.


Cameron, ITV’ye bunları açıklamak için verdiği söyleşide, şirketin de düşünüldüğü gibi vergi kaçırmak için değil, sermaye kontrolü sonrasında dolar cinsi varlıklara yatırım yapabilmek için kurulduğunu savunmuş, babasından miras kalan 300 bin sterlinin vergi cenneti statüsünden faydalanılarak kazanılan bir para olup olmadığını bilmediğini anlatmış.


Şimdi Cameron’a yöneltilen suçlama şu; durumu saklama ve kamuoyunu yanıltma. Bu yüzden istifası isteniyor. Bugün Londra’da başbakanlık ofisi önünde, bu istifa talebinin kalabalıklarca dile getirilmesi bekleniyor. Cameron’dan talep edilen şu; ya vergi cennetlerine engel olun, ya da istifa edin. İstifasına oynanan bahisler bile yükseldi.


BÜYÜK BİR KUYU AÇILDI



Wikileaks sözcüleri ise tüm belgelerin ayıklanmadan olduğu gibi kamuya açılmasını talep ederek, bu belgeleri yayımlayan Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nu (ICIJ) eleştirirken; ICIJ, özel bilgilerin olduğu gibi ortaya dökülmesine karşı çıkıyor; bilgiler kamu yararı gözetilerek, ayıklanarak açıklanmalı.


Siyasetçileri içine çeken öyle büyük bir ‘kuyu’ açıldı ki; asıl Mayıs ayında büyük belgelerin ortaya döküleceği ilan ediliyor.


FT’nin haberine göre, Mossack Fonseca firmasınca, Brezilya’da Başkan Dilma Roussef’in de adının karıştığı Petrobras skandalına bulaşan kimilerine hesaplar açtığını, bu ortaya çıkınca da Brezilya ofisini kapattığı yazılmış. Olasılıkla bununla ilgili belgeler de ortaya dökülecek.


Panama belgelerine dayanarak çeşitli kaynaklarda, ülke ülke kısa dökümler yapılmış. Buna göre, Türkiye’de de 10 müşterinin, 101 şirket bağlantısı ile 507 hissedar ve 152 lehtarı ilgilendiren bir kayıt dökümü olduğu belirtiliyor.


Wikileaks-ICIJ tartışmasından hareketle; bu dökümlerin suç şüphesi içeren özel ve siyasi figürlerle ilgili olduğu çok yakın bir olasılık. Şurası kesin, sadece bu dönem değil, dökümlerin ait olduğu 1977-2015 arasındaki kimi iş ve siyaset çevrelerinin uykuları kaçmış olmalı.


Yazarın Tüm Yazıları