Salgın pilotları paslandırdı

Dünyanın birçok yerinde yüzlerce pilot aylarca uçmadı. Şimdi kısmi toparlanma ile pilotlar işe çağırılıyor. Ama öyle döner dönmez uçmaları mümkün değil. Onları bekleyen bir dizi eğitim var. Şu anda pilot eğitiminde önemli bir yeri olan simülatör eğitimleri için birçok merkezde randevular dolu. Bu yüzden bazı ülkelerde pilotlar uçmak istese de beklemek zorundalar.

Haberin Devamı

Kimi aylarca uçmadı. Kimi işsiz kaldı. Kimi 12 ay boyunca zorunlu izin yaptı. Yeniden uçmaya başlamadan önce verilen yoğun eğitimler normal yenileme eğitimlerin farklı oldu. Daha ağır ve kapsamlı eğitimler uygulanmaya başlandı. Bir bakıma binlerce pilot şimdi yeniden uçmaya hazırlanıyor. Bu hazırlık döneminde havayolu şirketlerine, uçuş eğitim merkezlerine çok ciddi iş düşüyor. Salgından psikolojik olarak etkilenme dışında maddi etkilerle de daha fazla sıkıntıya düşen pilotlar şimdilerde kendilerini toparlamaya çalışıyorlar. Bu durum pilotlar arasında ciddi dikkat dağınıklığına da yol açıyor. New York Times için Londra’dan yazılar yazan Ceylan Yeğinsu, bu konuda geniş bir değerlendirme yapmış. Makalesine de aynen şöyle başlıyor:

Salgın pilotları paslandırdı

Haberin Devamı

HATALAR YAPILDI

“Havayolları hizmeti hızlandırdıkça, izin verilen veya işten çıkarılmış pilotların, kokpite geri dönmeden önce kontrol kulesi ile uğraşmaktan ‘volkanik kül’ senaryolarına kadar her konuda yeniden eğitilmesi gerekiyor. İşe geri dönen bir pilot, iniş sırasında bir uçağın kontrolünü kaybetti ve pistten bir hendeğe kaydı. Daha yeni dönen bir diğeri, soğuk havalarda tehlikeleri önlemek için tasarlanmış kritik bir buzlanma önleme sistemini etkinleştirmeyi unuttu. Diğerleri, dikkat dağınıklığına ve iletişimdeki kesintilere atfedilen yanlış irtifalarda uçtu. Geçtiğimiz yıl boyunca farklı süreler boyunca boşta olan çok sayıda pilotu yeniden eğitme süreci karmaşık ve zorludur. Havacılık uzmanlarının söylediği gibi ‘herkese uyan tek bir beden’ eğitim modeli yoktur. Tipik olarak pilotlar, ne kadar süredir boşta kaldıklarına bağlı olarak çeşitli eğitimler alırlar. Simülatör oturumlarında, olumsuz hava koşullarında olanlar da dahil olmak üzere farklı türde iniş ve kalkışlar gerçekleştirmeleri ve acil durumlar için alıştırma yapmaları istenecektir. Havayolları ayrıca geleneksel eğitim programlarına ek katmanlar ekliyor ve bazı pilotların havacılık zihniyetine geri dönmelerine yardımcı olmak için yer derslerine geri dönmelerini istiyor.”

Haberin Devamı

DOKTORLUK GİBİ

Çok uzun süre uçmayan pilotlar elbette son uçtukları tipteki uçağın kokpitine oturduklarında yapacakları birçok şey vardır. Rahatça o uçağı kaldırabilirler. Ama sonra değişen bir sürü prosedürü bilmek zorundalar. Aslında pilotluk da doktorluk gibi. Sürekli eğitim gerektiren bir iş. Normal uçuş zamanlarında bile altı ayda bir simülatör yenilemeleri yaparlar. Eğitim uzaktan da olsa devam eder. Her gün mesajlar alırlar ve değişen uygulamalarla ilgili bilgilerini tazelerler. Uçuşlarına pat diye bir kontrol pilotu gelir ve kokpitte gözleri üzerinizdedir.

RAHAT YÜZÜ GÖRMEZ

Sağlık kontrollerinin sonu gelmez. Normal hayatta sorun olmayan belirtiler pilotlarda önemlidir. Göz, kulak kontrolleri kadar böbrek üstü bezindeki fazla salgı bile önemlidir. Yani uçmaya başladıklarından emekli olacakları güne kadar rahat yüzü görmezler. Dışarıdan bakıldığında göründüğü gibi değildir. Bu yüzden ayrıcalıklı insanlardır. Yani uçağı kaldırıyorlar, sonrasını Auto-Pilot hallediyor gibi bir mantık aslında mantıksızlıkla doludur. Elbette işlerini kolaylaştıran bir süre sistem vardır. Ama yine de onların becerileri, zor zamanlardaki saliselik kararları bizi gökyüzünde güvenle uçurur.

Haberin Devamı

BİZİM PİLOTLAR BOŞ KALMADI

Türk Hava Yolları pandemi döneminde yine de şanslı bir şirket. Tahliye uçuşları ile başlayıp yoğunlaşan uçuşlar pilotların paslanmasını önledi. THY Uçuş Eğitim Başkanlığı her zaman doluydu. Ayrıca dünyanın önemli ölçüde büyük filolarından birisine sahip şirket yememiş, içmemiş ama bütün uçakların simülatörlerini almıştı. Hatta bazılarından birden fazlası vardı. Bu yüzden özellikle simülatör eğitimlerinde zaman kaybına yol açacak büyük yığılmalar olmasına pek fazla izin verilmedi. 90 gün uçmamış pilot sayısı da çok azdı. Bütün pilotlara sırasıyla eğitim ve simülatör uçuşları düzgün biçimde planlandı. Hala dünyanın şu anda en çok uçan havayolu şirketinde pilot eğitimleri yoğun olarak sürüyor. Bizdeki pilotların neredeyse en az uçuş dönemlerinde bile ayda 35 saatin üzerinde uçuşlar verildi. Sonuçta A320 filosunda pilotlar ortalama 40 saat, B737’de 60-70 saat, A330, B777 ve B787 filosunda ise ortalama 80 saat uçuldu. EASA yani Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı (European Aviation Safety Agency ) ile yapılan görüşmelerde uçuşların düşük olduğu dönemlerde de pilot eğitimlerimizin ne kadar iyi olduğu ortaya çıktı. Pandemi döneminde Türk Hava Yolları, Pegasus gibi şirketlerimizin pilotları neredeyse hiç boş kalmamışlardı. Bu yüzden yasaklar azalıp uçuşlar arttıkça bizdeki sistem daha hızlı normale dönüyor. Sadece az tecrübeli 2’nci pilotlar yani First Officer’lar da eğitim biraz daha ağır. Hem yer eğitimleri hem de uçuş eğitimleri daha fazla veriliyor. Bu da tecrübelerinin artmasını sağlıyor. Sözün kısası bizim pilotlar paslanma gibi sıkıntıya düşmemiş görünüyorlar. Elbette psikolojik olarak az uçmaktan kaynaklanan maddi ve manevi sıkıtınlar yaşadılar ama bu da geçer.

Haberin Devamı

DRON İLE ORGAN NAKLİ HIZ KAZANDI

Organ nakillerinde zaman çok önemli. Belirlenen sürelerde alıcısına ulaşmayan organ hiçbir işe yaramıyor. Böyle durumlar hem verici hem de alıcı için umutların tükenmesine yol açarken, naklin gerçekleşme sürelerinde gecikmelerde cerrahlarda tek kelime ile kahroluyor. Bir organ özel koşullarda başka bir ilden gelse de, havalimanından hastaneye götürülmesi de önemli bir zaman gerektiriyor. Trafiğin kilitlendiği saatlerde nakil sırasında kritik anlar yaşanıyor. İşte bunun için dron ile organ nakli yapılması için değişik ülkelerde değişik çalışmalar yapıldı. Her şeyden önce nakil sırasın da dron’da meydana gelebilecek teknik bir sorunda nakledilen organın paraşütle indirilme de gerekli. Bu konudaki ilk çalışma 19 Nisan 2019’da, Maryland Üniversitesi UAS Test Sitesi ekibince yapıldı. Ve bir ilke imza atıldı. Özel olarak tasarlanmış izleme ekipmanına sahip dron ile nakil için bir organın teslim edilmesi işlemi gerçekleştirildi. Başarının şerefine, Helicopter Association International (HAI), yönetmen Matt Scassero ve Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi’nden (UMMC) Dr. Joseph Scalea liderliğindeki ekibi 2021 Altın Saat Ödülü ile ödüllendirdi.

Salgın pilotları paslandırdı

Haberin Devamı

SIK KULLANILACAK

İlk taşınan böbreğin alıcısı, 44 yaşındaki hemşire asistanı Trina Glispy, böbrek yetmezliği nedeniyle sekizinci diyaliz yılındaydı. HAI, bu uzun bekleyişten sonra umudunu kaybetmeye başladığını ancak kaderin başka bir planı olduğunu söyledi. Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi’nde böbrek nakli ameliyatı için hazırlanırken, ona dron ile teslim edilen bir organı, nakliyeyi hızlandıracak bir nakil yöntemi ve tıbbi bir ilki kabul etme fırsatı sunuldu. Scassero ve Scalea liderliğindeki UAS ekibi, Maryland’in organ tedarik organizasyonu olan Living Legacy Foundation ile organın teslim alınması konusunda çalıştı ve gerçek zamanlı izleme ekipmanıyla nakliyeyi sağladı. Organ nakli için özel olarak yapılan dron 300 feet yükseklikte (100 metre) 9.52 dakikada 2.8 mil uçarak, Baltimore trafiğinde bir arabanın yapabileceğinden daha hızlı bir şekilde uçtu. Organ monitörü okumalı sistemi tümü yeşil renkte olacak şekilde dron sorunsuz bir şekilde indi. Bu kısa yolculuğun yapım aşaması 2.5 yıl sürdü. Yapımcı ekip zorluğu üstlendi ve organı korumak için otomatik veya manuel olarak konuşlandırılabilen bir paraşüt sistemi de dahil olmak üzere birden fazla yedekliğe sahip bir dron inşa etti. Ekip ayrıca canlı izleme için sıcaklığı, basıncı ve titreşimleri kaydedip buluta yükleyebilen gerçek zamanlı organ izleme sistemini tasarladı. Sistem hala ciddi testlerle geliştiriliyor. Hayat kurtaran dronlar gelecekte trafiği yoğun kentlerde sıklıkla kullanılacak.

 

Yazarın Tüm Yazıları