Yeni dünya düzeni?

AMERİKA’da Trump’ın başkan seçilmesi, dünyada küreselleşme ve liberalizme karşı genelde görülen tepkiye uygun.

Haberin Devamı

Küreselleşme ve liberalizme karşı özellikle Batı demokrasilerinde görülen otoriter popülist tepkiyi çok iyi anlamak lazım. Çünkü önümüzdeki sancılı yıllarda oluşacak yeni dünya düzeninin ya da patlak verecek dünya düzensizliğinin tohumları bu tepkilerde...

 

DİP DALGALARI

 

Daron Acemoğlu gibi saygın bir iktisatçı Foreign Affairs dergisinde “Amerikan Demokrasisi Ölüyor, Bu Seçimler Çare Olmayacak” başlıklı bir makale yazdı. İktisatçı Acemoğlu, Amerikan kurumlarının tarihteki “kapsayıcı” niteliğini kaybettiğini, eşitsizliği koruyan bir hale geldiğini anlatıyor.

 

İşte, umutların kaynağı Yüksek Mahkeme, “toplumda iyi organize olmuş grupların” üstesinden gelemiyor. Yani, büyük sermaye grupları...

 

Haberin Devamı

Amerika’da ekonomik kurumlar işsizliği önleyemiyor.

 

Bu noktada ünlü “Wall Street’in işgali”ni hatırlamak lazım. Eylül 2011’de finans sermayesinin karargâhı Wall Street’i barışçı bir şekilde “işgal” eden kitleler, “Biz yüzde 99’luk çoğunluğuz” diyor, finans kapitalizmini karargâhında protesto ediyordu.

 

Bunun ileride Trump’ı iktidara getirecek dip dalgalarının bir işareti olduğunu kimse kestirememişti.

 

DÜZEN Mİ, KAOS MU?

 

Acemoğlu’nun belirttiği gibi küreselleşme uluslararası üretim ve ticareti geliştirdi, ülkeleri daha zengin yaptı fakat ülkelerin içinde gelir dağılımı daha da eşitsizleşti.

 

Gidişe tepki olarak İngiltere’yi AB’dan çıkaranlar “Brüksel’e hayır” diyordu. Fransız Le Pen’e oy verenler, “Yabancı işçiler işimizi çalıyorlar” diye öfkeliler...

 

Avrupa’da küreselleşme karşıtı, popülist, otoriter oylar beş yılda yüzde 6’dan 16.6’ya çıktı. Macaristan ve Polonya’da iktidara gelerek otoriter hükümetler kurdular.

 

Amerika’da Trump’ı seçtiler.

 

Haberin Devamı

Tamam küreselleşmeye, ekonomik liberalizme tepki... Hatta NYT yazarı Roger Cohen “liberalizmin ölümü”nden bahsediyor.

 

Peki yerine ne gelecek? İşte bunun cevabı yok ve korkulması gereken de bu belirsizlik. Adım adım reformlarla şimdiden tanımlanamayan yeni bir düzen mi oluşacak dünyada? Yoksa düzensizlik ya da kaos mu?!

 

SINIFSAL DEĞİL

 

Küresel kapitalizme ve liberal değerlere evet kuvvetli tepkiler var fakat bunlar Marksist değil, solcu bile değil. Aksine her yerde ırkçı, otoriter, ayrımcı ve etnik-çoğunlukçu sağ akımlar halinde ortaya çıkıyor.

 

SETA’nın verilerine göre, Amerika’da “beyaz”ların yüzde 50’ye yakını Trump’a oy vermiş. Liberal Clinton’a oy veren beyazların oranı yüzde 33.

 

Haberin Devamı

Beyazlar, “Amerika bizim, ötekilere ne oluyor!” havasında. Amerikan sermayesinin Uzakdoğu’ya gitmesine, ucuz emek olarak gelip beyazları işsiz bırakmasına kızıyorlar!

 

Amerika’da “ezilen” kesimde bulunan siyah Amerikalılar arasında Trump’ın oyu yüzde 7’den ibaret!

 

Amerikalı Müslümanların yüzde 72’si Clinton’a, yüzde 4’ü küreselleşme karşıtı popülist Trump’a oy verdi.

 

TAÇLANAN BAŞ

 

Küreselleşme karşıtlığı bir felsefe, yeni bir düzen programı öneremiyor. Sadece “birincil” denilen din, ırk, kimlik duygularını körüklüyor.

 

Fakat bu tür konuşmalarıyla kampanya yürüten Trump seçimleri kazanınca “taçlanan baş” misali konuşmalar yaptı:

 

“Bütün dinlerden, ırklardan ve farklı geçmişlerden gelen, kadın ve erkek bütün Amerikan vatandaşlarının başkanı olacağım! Bugüne kadar unutulan bütün vatandaşlarımızın hiçbiri artık ihmal edilmeyecek!”

 

Haberin Devamı

Trump’ın şahsında popülizm bir iktidar sınavı veriyor; nutuk kolay, iktidar farklı bir sorumluluk gerektiriyor.

 

Dış politikada Trump Çin’e karşı Rusya’yla işbirliği yanlısı...

 

Peki, Türkiye’nin yeri ne olur?!

 

Yarın devam edelim.

Yazarın Tüm Yazıları