Doğa harikası Gediz Deltası

GEÇEN hafta İzmir Vakfı Genel Müdürü Güven Eken ve TARKEM yöneticileriyle birlikte Gediz Deltası, İzmir Kuş Cenneti’nin halka açık olmayan kısımlarında gezme ve bilgilenme fırsatımız oldu.

Haberin Devamı


Gediz Deltası’nı bu denli detaylı görünce doğaya saygının kutsal bir zorunluluk olduğunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Karşıyaka’dan Foça’ya kadar uzanan 20 bin hektarlık Gediz Deltası, mucizevi şekilde korunmuş bir kuş diyarıdır.
Bu deltada; 289 farklı kuş türü yaşıyor.
Bölgenin en simge kuşlarının başında flamingolar geliyor.
Dünyadaki flamingoların yüzde 5’i burada yaşıyormuş.
Toplam 30 bin adet flamingo muazzam bir görsel şölen...
Bu kuşlar, karides türü bir canlı yiyerek beslendiklerinden özellikle kış aylarında renkleri açık pembeden canlı pembeye dönüşüyormuş.
Gezimiz esnasında tepeli pelikanları, gümüş martıları, kukumavları, küçük sumru ve daha nicelerini teleskoplarla iki adım önümüzde gibi hissedince, bambaşka bir ruh haline büründük.
Delta’nın hemen arkasındaki dağları gözleyince, korunaklı bir Körfez’de kurulmuş İzmir’in neden tarihten gelen bir metropol olduğunu anlıyorsunuz...
Dağlardan söz edince, Delta’nın bu sayede çakal, domuz, yabani at gibi memeli hayvanlara da ev sahipliği yaptığını belirtelim...
Bu arada Gediz Deltası’nın bazı kuşlar yönünden tercih sebebinin “tuzlu doku” olduğunu öğrendik.
Zemin hem tuzlu hem de dağlardan gelen tatlı suyla karışmış bir halde...
Buralarda ağaç şeklinde bir bitki örtüsü asla istenmiyor.
Delta’nın en kritik bitkisi deniz börülcesi...
Bu bitki, tuzlu suda yaşıyor ve sulu zeminin zamanla karaya, yani toprak zemine dönüşmesine sebep oluyor.
Burada yaşayan tuzcul, sulak alan kuşları başka bitkilerin büyümesini istemezlermiş.
Bu sebeple doğal ortamın “mera” halinde korunması ve geliştirilmesi büyük önem taşıyormuş.
Durumdan istifade manda çiftliklerinin kurulması planlanıyormuş.
Yani peynir düşkünleri için taze manda sütleri ile mozarella üretimini müjdeleyebiliriz.
Bizlere bölgeyi gezdiren Güven Eken, hakikaten İzmir için çok önemli bir şans...
Tunç Soyer’in en olumlu atamalarından biri olan Güven Bey, aslında tıp doktoru...
Ancak, gençlik yıllarından itibaren kendini adeta kuşlara ve bu bölgeye vakfetmiş.
Pek tabii, görevi bölgeyle sınırlı değil... İzmir’in doğa dostu bir marka kent olabilmesi için pek çok projenin de yürütücüsü.
Son olarak bir hususu daha vurgulamak istiyoruz...
Efendim, bu kenti seven bir kişi kuş cennetini bu denli derin yaşayan insanlarla birlikte olunca, oradaki doğa aşığı uzmanların heyecanlarına tanıklık edince ve tabii ki, kuşların büyülü dünyasına kısa bir an olsa bile dahil olunca, müthiş bir korumacı anlayışın benliğini sarmasına, mümkün değil, engel olamaz...
Bağlı olarak Körfez Geçiş Projesi’nin doğa harikası bu bölgeye ister istemez vereceği en küçük bir zarara dahi tahammül edemeyenlerin safına geçer...
Mesai saatlerinde, Karşıyaka-İzmir trafik sıkışıklığını yaşarken bir başka gerçeğin bakış açısıyla makul gelen köprü-tünel projeleri bahse konu risk karşısında terazinin kefesine konulmayı bize göre hak etmiyor.
UNESCO’nun doğa mirası olmaya aday bu bölgeye asla yanlış yapmamalıyız...

Yazarın Tüm Yazıları