Çözüm belli: Kısırlaştırma

Can sıkıcı haberler gündemden eksik olmuyor.

Haberin Devamı

Güzel ülkemizde neden herhangi bir konu tartışılırken “Yaşam hakkı” kırmızı çizgi olarak görülmüyor. Bunu anlamış değilim. Aldığımız tedbirler hep tartışma konusu olan şeyi konuyu yasaklamak, yok etmek, gözden uzaklaştırmak odaklı. Hep bir kestirip atma derdindeyiz. Planlı programlı ilerlemek bizim yapımızda yok.

Çözüm belli: Kısırlaştırma

Sokak hayvanları için planlanan çalışmada, hayvanların toplatılıp barınaklara alınması, 30 gün süreyle sahiplenmeleri için ilan verilmesi ve sahiplenilmeyenlerin uyutulması öngörülüyor. Bu uygulamaları yapan ülkeler var evet, ama bu durum söz konusu uygulamaları doğru yapmıyor.

Hayvanseverlerin çok basit bir çağrısı var esasında. Yapılacak işlem sokak hayvanlarına yönelik kısırlaştırmayla nüfus artışının kontrol altına alınması. Bununla birlikte barınakların şartlarının iyileştirilmesi ve sahiplenilen hayvanları terk edenlere yönelik cezaların artırılması. Kısa sürede etkisini görebileceğimiz bu çalışma yerine, canlı avına yönlendiren bir çalışmaya imza atılıyor. Umarım bu konu tekrar gözden geçirilir ve canlılara zarar verilmeyen bir şekilde bu düzenleme yapılır.

Haberin Devamı

Neden önümüzde yaşam hakkını kazanmış canlılara saygı duyup onların yaşam alanını güzelleştirmek varken başka yollara sapılıyor? Aklım almıyor.

Çözüm belli: Kısırlaştırma

BİRBİRİMİZİN HAYATLARINA DOKUNUYORUZ

Araştırmalar kedilerin ve köpeklerin insanların ruh sağlığı üzerinde eşit derecede olumlu etkileri olabileceğini gösteriyor. Ancak sonsuz sayıda olumlu etkiyi kolayca sıralayabilirken olumsuz yönlerini konuşmaktan kaçınıyoruz. Bunlara bir bakıp, insanlara kararlarını iyi vermelerini, bu işin şaka olmadığını anlatmak gerekiyor. Bir hayvan sahiplenmek birkaç günlük bir şey değil yaşam boyu yoldaşlığı gerektiriyor.

Detaylara geçeyim. ABD’de yapılan bir ankete göre katılımcıların yüzde 47’si köpeklerini evde bırakırken ayrılık kaygısı hissediyor. Anket ayrıca evcil hayvan sahiplerinin yüzde 41’inin köpeklerini evde bırakmak istemedikleri için evden çıkması gereken sosyal aktiviteleri reddettiklerini ve yüzde 69’unun evde evcil hayvanlarıyla kalabilmek için uzaktan çalışmayı tercih ettiklerini ortaya koyuyor.

Haberin Devamı

Evcil hayvan sahipleri ayrıca, evcil hayvanlarının hastalanması veya kaçması ya da istemeden hayvana zarar verme riski konusunda endişe duyduklarını belirtiyor.

KAYBETME KORKUSU

E tabii evcil hayvan dostlarımızın bizden daha kısa ömürlü olduğu gerçeği var, bu da onların kaybından duyulacak büyük üzüntüye yol açıyor. Bu durum kimi zaman insana bir yakınını kaybetmekten daha kötü hissettirebiliyor. Ama tüm bu durumlar, bizim hayat yolculuğumuzda karşımızdaki sorunlarla benzerlik gösteriyor. Buradan da şu noktaya geliyoruz, bir kedi, bir köpek bizim eşya gibi görebileceğimiz ve canımız sıkıldığında istediğimiz yerde terk edebileceğimiz şeyler değil.

Haberin Devamı

Şimdi de iyi yönlere bakalım. Araştırmalar, köpeklerin sahiplerindeki yalnızlığı azaltabileceğini ve bir köpeğin eşlik etmesinin sizi daha cana yakın hale getirebileceğini gösteriyor. Evcil hayvanlar, özellikle de köpekler, kişinin sosyalleşme ve başkalarına bağlı hissetme becerisini geliştirmenin yanı sıra sosyal etkileşim olasılığını da artırmaya yardımcı olabiliyor. İnsanlar evcil hayvan sahibi olma deneyimi üzerinden bağ kurabilir, köpek parkında sosyalleşebilir.

Evcil hayvanlar, nöbetler de dahil olmak üzere tıbbi atakların başlangıç semptomlarının tespit edilmesine de yardımcı olabiliyor. Hayvan destekli terapi ve evcil hayvan terapisi, çok sayıda tıbbi durum için semptom yönetimini ve genel yaşam kalitesini iyileştirme konusunda umut vaat ediyor. Bunlar da bizim yaşamımızı kurtaran detaylar. Yani onlar bizi kurtarmak isterken biz niye onları öldürüyoruz, oturup bunu bir düşünelim.

Haberin Devamı

GÖRMEK İSTEDİĞİMİZ AİLE FOTOĞRAFI

Çözüm belli: Kısırlaştırma
OKUR FOTOSU

Çözüm belli: Kısırlaştırma
OKUR FOTOSU

Okurumuz Nevzat Demirkol, kedilerinin fotoğrafını herhangi bir not eklemeden iletmiş. Pegas ve kızı Simba’yı görüyoruz. Bir okur fotoğrafı daha paylaşacağım. İşin içine anneler ve istekleri girince kırmak olmaz. Okurumuz İbrahim ÖzpulyatAnnem çok fazla istedi Artemis’in fotoğrafını size yollamamı” diyerek iletmiş fotoğrafı. Onu da paylaşıyor ve sizden de kedinizin ya da köpeğinizin fotoğrafını bekliyorum.

NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dünyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’ten bahsederek sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...

Yazarın Tüm Yazıları