Durdurun bu karı top oynayacak var

Spor medyasını ölçü alırsak, son iki üç günün başlık özeti bu. Selahattin Duman Aralık 25’te denize girerken, memleketi aniden kar basmış. Kimi maçlar oynanamayıp, ertelenmiş. Eh! Benim spor yazarım atarlanmaz da yıldız falı yazarları mı atarlanır?

Haberin Devamı

BU memleketin en sevdiğim hallerinden biridir. Bir iş yapılıp, biter. Hayata geçer. İlk aksadığı yerde “kalemler kılıç gibi çekilip” ona buna dürtülür. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir.

“Biri söyler, gerisi kafa sallar” düzeneğinin iyi tarafı “devr-i sabık” yaratmamasıdır. Yani kimse geçmişin hesabını hedef gözeterek sormaz.

 “Ayıp olur, rikkat kalbi kırılır” yaklaşımı esas olduğundan eleştiriler “ortaya karışık” yapılır.

Namı yedi iklim, on dört diyarda konuşulası; makam binasının önünde mor koyun sürüleri yayılası federasyon başkanımız geçen hafta aniden ortaya çıktı. Kulüplerimizin borcunun üç milyar dolara yaklaştığının altını çizip, bunun tehlikelerini anlattı.

Tehlikesi neymiş? Uluslararası futbolun patronları gelir “Oturduğunuz yer ahır sekisi, çaldığınız saray türküsü, bunun kaynağı nedir?” diye sorarmış. Daha da gazaba gelirse transfer yasağı koyarmış.


ÇOK UMURUMDU

YUKARIDAKİ ara başlık, kulüp başkanlarımızın birinin değil bizzat benim ağzımdan çıkmadır. Beni ilgilendirmeyen korkutucu beyanları sallamadığımı ifade eder. “Ben mi yaptım o borcu?” mealindedir.

Yine de durum ciddi.


Bunu, bir kadem evvel başkanlığını yaptığı kulübün borcunu kırk elli milyondan alıp, beş yüz küsur milyona çıkaran bir spor adamı söylüyor. 
Siz “nasıl yani?” demeden önce ben açıklayayım.


Şuursuzca transfer yapıp, akla ziyan şekilde para harcamanın zararlarını bizzat bünyesinde test etmiş biri olarak uyarıyor.


Hani “üstad şairin” kumarhanede polise basıldığında “Ben kumarın içtimai bünyemize verdiği zararları yerinde bizzat tetkik ediyorum” dediği yerdeyiz.


Sporumuzun amiri de kulüp başkanlığı yaptığı sırada “şuursuzca transfer yapıp, yüz milyonlarca dolar borçlanmanın” zararlarını bizzat bünyesinde incelemiş biri. O bilmeyecek de markete gittiğimde “Tire köfte niye üç lira zamlandı?” diye niza çıkaran ben mi bileceğim?
O yüzden onun söylediğini ben de tekrar edeceğim ki diğer kulüpler sebeplensin. 


Ey Başkanlar! 


Sizin olmayana o paraları, saçlarını acayip şekillerde kestiren delibozuk oğlanları transfer etmek için saçmayın. 

Unutmayın! 

Takım kurtaracak futbolcu bir elin parmaklarından azdır. Takım batıracak futbolcuların sayısı ise belli değildir.

KAR MESELESİ

DÖNELİM kar yağışına. 

Sporumuzun ağır kalemleri, aralarında uzun uzadıya istişare ettikten sonra “Meteoroloji tahminine göre takvim yapılmaz” sonucuna vardılar varmasına da yılın üç dört ayı ağır kış şartlarında geçen bir ülkenin merak ettiği;“Niye alttan ısıtmalı stadyumların sayısı bu kadar az?” sorusunu sormadılar.

Erken cumhuriyet iyi kötü her ile bir stadyum kondurmuştu.Seyirci sayısı ortalama beş altı bin kişilik olan bu beton yığma stadyumların ortak özelliği, futbol oynanan sahanın etrafının tartan pistle çevrili olmasıydı.

Sporu yönetenler o zaman “atletizmin” bir değilse bile iki numaralı spor olacağını düşünmüş, buna göre yatırım yapmışlardı. Onca tartan piste rağmen atletizm spor gündemimizden silindi gitti.

Haberin Devamı

Şimdi ölçüsüzce büyüyen şehirlerin neredeyse merkezlerinde kalan o ilkel, beton yığması stadyumlar yıkılıyor. Arazilerine yeni AVM’ler yani Alış Veriş Merkezleri kuruluyor. 

Yerlerine yeni stadyumlar yapılıyor. Onların da alttan ısıtması yok. Üstelik çim zeminleri futbola değil, koyun otlatmaya yani küçükbaş hayvancılığa uygun.


Bir olimpiyat stadı yaptılar. Elin adamı Atlanta Olimpiyatları için yapılan üstü açılıp kapanan stadı o zamanın parasıyla 70 milyon dolara mâl etti. Bizimkiler betonun yığıldığı, her tarafı açık, şedit rüzgârdan rekorların sayılmadığı stadı 125 milyon dolara zor çıkardılar.

Hâlâ oraya futbol maçı için gönderilen takımlar “Mecburi şark hizmetine çıkmış memur” gibi sızlanıyor.

O garip stadın hesabını soramadık da. Ağzımızı açtığımızda bürokratlar değil bizzat meslek büyüklerimiz bize şarladı. 

Tırsıp sustuk.  Çektiklerimizin acısını yağan kardan çıkarmamız bu sebeplerdendir.Çok travmatik geçmişimiz oldu çok. O anıların tamamı kar altında kaldı. Karı kaldıramadığımızdan ortak akıl da üretemiyoruz.

Lanet olsun içimdeki kardan adam sevgisine...

Yazarın Tüm Yazıları