Türkiye'nin koronavirüs önlemleri (4) - Laboratuvar sayısını arttırma adımları virüsün gelişiyle başladı

Koronavirüs COVID-19 ile ilgili güncel gelişmeleri izlemeye çalışırken, bir taraftan da geriye doğru giderek kendini gösterdiği ilk dönemde salgına karşı önlemlerin alınma sürecini değerlendirmeye çalışıyorum. Virüsün kaçınılmaz gelişi öncesinde ne gibi hazırlıkların yapıldığı, ayrıca tehlike kapıdan içeri girdikten sonra hangi adımların, nasıl bir zamanlamada atıldığı sorularının yanıtlarına bakıyorum.

Haberin Devamı

Bugün koronavirüs salgını karşısında Türkiye’nin test yapma kapasitesini nasıl bir zaman serisi içinde güçlendirdiği meselesini açık kaynaklar üzerinden analiz edeceğim.

ÖNCE YALNIZCA ANKARA DEVREDEYDİ

Yeni virüsün Çin Halk Cumhuriyeti’nin Vuhan şehrinde ortaya çıktığının ocak ayı başında öğrenilmesiyle birlikte, Türkiye oldukça erken bir tarihte 10 Ocak’ta Bilim Kurulu’nu oluşturarak salgın ihtimaline karşı önlem hazırlıklarına başladı. COVID-19 ile mücadelenin en etkili yöntemlerinden biri mümkün olduğunca çok test yapmak. Bu şekilde virüse yakalananlar erkenden saptanıp tecrit edilirken, hem tedavilerine başlanmış oluyor, hem de salgının başkalarına bulaşmasının önüne set çekiliyor.

Şubat ayının sonuna gelinirken İran’da ve Avrupa ülkelerinde koronavirüs kaynaklı ölüm vakaları birbiri ardına patlak vermeye başlamıştı. Bu noktada COVID-19 testleri Türkiye’de yalnızca Ankara’da Sağlık Bakanlığı’na bağlı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ulusal Viroloji Referans Laboratuvarları’nda (eski Hıfzıssıhha Merkezi) yapılmaktaydı. Bu merkezdeki ilk test 20 Ocak’ta yapılmıştır.

Haberin Devamı

İSTANBUL’DAN ÖNCE ERZURUM DEVREYE SOKULDU

Türkiye’de COVID-19 testi yapmak üzere devreye sokulan ikinci merkez aynı genel müdürlüğe bağlı Erzurum’daki Halk Sağlığı Laboratuvarı olmuştur. Bunun nedeni, virüsün birden İran’da yayılma eğilimine girmesidir. İran’daki ilk vakalar Kum kentinde 19 Şubat tarihinde kayda girmiştir. Türkiye, dört gün sonra 23 Şubat’ta İran’a karayolu ve demiryolu kapılarını kapatmış, aynı gün THY’nin bu ülkeye bütün uçuşlarını durdurma kararı almıştır.

Bir gün sonra da 24 Şubat’ta Erzurum’daki laboratuvar devreye girmiştir. Bu noktanın altını özellikle çizmeliyiz. Çünkü şubat ayının son haftasına girildiğinde Sağlık Bakanlığı’nın COVID-19 tehdidine karşı savunma hattını kurarken virüsün ilk atağını öncelikle doğudan, İran üzerinden yapmasını beklediğini, bu nedenle de Erzurum’daki laboratuvarı hazırladığını görüyoruz.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 9 Mart’ta yaptığı bir açıklamada “Eğer biz, İran’la iki hafta önce sınırlarımızı kapatmamış olsaydık, bu dönemde Türkiye’ye girecek olan kişi sayısı ortalama haftalık 50 bindi. Türkiye’nin birçok bölgesinde bu salgını görür olacaktık. 50 binin içinde bu virüsü taşıyan olacağını biliyoruz” diye konuşmuştur.

Haberin Devamı

PEKİ YA AVRUPA CEPHESİ?

COVID-19, şubat ayının ortalarından itibaren Avrupa’da da yayılma eğilimine girmiştir. Örneğin İtalya, İspanya ve Fransa gibi ülkelerde birbiri ardına yeni vakalar ve ölüm olayları patlak vermeye başlamıştır. İtalya’da ilk ölüm vakası 21 Şubat’ta raporlanmıştır. Nitekim Türkiye, THY’nin İtalya seferlerini 29 Şubat’ta durdurmuştur. Aynı gün ABD’deki ilk ölüm vakası görülmüştür. Türkiye’nin aralarında Fransa, İspanya, ve Almanya’nın bulunduğu dokuz Avrupa ülkesine THY seferlerini durdurması ise 13 Mart’ı bulmuştur.

Görüleceği gibi, tehdidin ağırlık merkezi doğudan Avrupa ve ABD’ye kaymaya başlamıştır. Buna karşılık, Batı’dan gelmesi artık çok yüksek bir ihtimale dönüşmüş olan virüs dalgasına karşı test kapasitesi anlamında ilk aşamada bir süre için Ankara’daki laboratuvarın merkez alındığını görüyoruz. Zaten ilk dönemde diğer illerde test amacıyla alınan örnekler incelenmesi için Ankara’ya gönderilmekteydi.

Haberin Devamı

Test kapasitesinin genişletilmesi adımlarının atılmaya başlanması virüsün kapıdan içeri girip yayılma eğilimini hissettirmesiyle başlamıştır. Bu tespitimizi doğrudan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın düzenlediği basın toplantılarındaki muhtelif ifadeleri üzerinden göstermeye çalışalım.

İSTANBUL’DAKİ LABORATUVAR DEVREYE GİRİYOR

9 Mart: Bakan, şüpheli vaka sayısının artması durumunda test yapacak laboratuvar sayısını arttıracak şekilde hazırlıkların tamamlandığını söylüyor. Koca, özellikle İran’da sınır bölgesinden gelen vakaların sayısının fazla olması sebebiyle laboratuvarı Erzurum’da hemen açtıklarını anlatıyor ve devamında İstanbul’da çalışmaya devam edeceklerini söylüyor. İstanbul’daki laboratuvarın 9 Mart’ta devreye girdiği anlaşılıyor.

Haberin Devamı

10 Mart: Türkiye’deki ilk COVID-19 vakası tespit ediliyor.

16 Mart: Bakan, COVID-19 testi yapılan toplam laboratuvar sayısının altıya çıktığını açıklıyor. Böylelikle, Ankara, Erzurum ve İstanbul’a, Koca’nın önceki açıklamaları doğrultusunda Adana, Samsun ve İzmir de katılmış oluyor. Sağlık Bakanı, bir sonraki hedefi 16 laboratuvar olarak açıklıyor.

17 Mart: Türkiye’de COVID-19’dan kaynaklanan ilk ölüm vakası kayda geçiyor.

19 Mart: Koca, test yapılan laboratuvarların sayısının 16 ile çıktığını anlatıyor. Bu arada, iki vakıf üniversitesinin de devreye girmesiyle sayının 18’e yükseldiğini bildiriyor. Bu ifadeden üniversite hastanelerinin ilk kez 19 Mart tarihinde test sürecine dahil edildiğini öğreniyoruz.

Haberin Devamı

TEST KAPASİTESİ 73 İLE GENİŞLEDİ

Üniversitelerin test sistemine sokulduğu 19 Mart tarihi itibarıyla baktığımızda, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de o gün yapılmış olan COVID-19 testi sayısı 1.981’dir ve bunlar içinde toplam 168 vaka tespit edilmiştir. Aynı gün iki ölüm vakası raporlanmıştır. O haftanın bitiminde başından itibaren Türkiye’de yapılmış olan testlerin toplamı da açıklanmıştır. Buna göre, 22 Mart tarihine gelindiğinde henüz 20 bin 345 test yapılmıştı.

Bir sonraki haftanın bitiminde (29 Mart) testlerde günlük 10 bin hedefine yaklaşılmış, buna karşılık vaka sayısı 9 bin 217’ye, kayıpların toplamı ise 131’e çıkmıştır.

Bu süreçte salgının yayılmasıyla birlikte Sağlık Bakanlığı’nın, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne bağlı merkezler, üniversite hastaneleri, devlet hastaneleri, şehir hastaneleri ve özel hastaneler de dahil olmak üzere mümkün olduğu kadar çok sayıda sağlık tesisinin laboratuvarlarını kapsayacak şekilde test kapasitesini güçlendirme yönünde adımlar attığını görüyoruz.

Mart ayının sonuna gelindiğinde (30 Mart) 44 ilde 73 merkezde test yapılmaktaydı. Sağlık Bakanlığı’ndan verilen bilgiye göre, bu sayı dün 74 ilde 115 laboratuvara ulaşmıştır. Dün akşam açıklanan test sayısı toplamı 791 bin 906’ya gelmişti.

Bütün bu sürecin seyrine bakıldığında laboratuvar kapasitesi anlamında mart ayı başındaki hazırlık düzeyiyle bugün gelinen nokta arasında bir hayli fark olduğunu söylemek mümkündür.

Yazarın Tüm Yazıları