Rumuz Goncagül

Ordu Büyükşehir Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu, 60.yılını “Rumuz Goncagül” oyunuyla kutladı. Bu eğlenceli oyunu geçen hafta Ordu’da izledim.

Haberin Devamı


Oyun, Gülsün adına bir gazetenin gönül postası köşesine ‘Goncagül’ rumuzuyla bir mektup gönderilmesiyle başlıyor.
Ancak ilana 261 adet talip mektubu gelince olaylar bir anda içinden çıkılmaz bir hale gelir.
Oktay Arayıcı’nın yazdığı, OBBKT genel sanat yönetmeni A. Emrah Özdilek’in yönettiği “Rumuz Goncagül” adlı müzikli oyun, izlenmeyi hak ediyor.
Oyundan sonra A. Emrah Özdilek’e “Rumuz Goncagül’ün birden fazla uyarlaması var. Bu oyunu diğerlerinden ayıran şey nedir?” diye sordum.
O da “Her ne kadar geleneksel yapıda epik bir oyun olarak düşünsek de ben reji de İtalyan Halk Tiyatrosu (Commedia dell’arte) özelliklerinden faydalanarak sahneleme yaptım. Rumuz Goncagül hep belli bir kalıpta sahnelenmiş farklı bir dramaturgi çalışması yapılmamış” diye cevapladı.
Sahnede dekor oldukça sadeydi.
Oyuncular aynı zamanda seyirci gibiydiler. Hem oynadılar hem izlediler.
Bu sahne anlayışı oldukça başarılı. Umarım oyunun turneleri de olur, daha fazla izleyiciye ulaşır.

Hayatı sorgulatan bir roman

Haberin Devamı

“Sarsılmak”, 17 Ağustos 1999’dan geriye giderek 12 Eylül 1980’e ulaşan ve her satırında yaşama dair acı bir iz bıraksa da umudun resmini çizen bir roman. Zafer Köse sadece bir depremi değil, toplumsal ve kişisel hayatta yaşanan sarsıntıları anlatıyor. Yaşanmış bir hikâyeden yola çıkan “Sarsılmak” Serhan’ın yirmi yılı aşkın öyküsüne odaklanırken depremin ve darbenin izlerini bir arada sunuyor. Roman, gerçekçi perspektifi, akıcı dili ve içine çeken kurgusuyla dikkat çekiyor.

Yapay zekânın yönlendirdiği kitap

Beyza Doğuç’un “KODA” adını verdiği ilk kitabı İthaki Yayınları etiketiyle çıktı.
Doğuç, hikayede yer alan ana karakterlerden birini tamamen yapay zekâya yazdırdı. Teknolojinin ve edebiyatın bu birlikteliğinin eleştirmenler tarafından nasıl karşılanacağı şimdiden merak konusu.
Yapay zekânın sanata ne şekilde dahil olacağı konusunu uzun süredir araştıran ve üretimlerinde sanatın değerini azaltmadan nasıl daha efektif kullanabileceğini sorgulayan Doğuç, bu kitapta yapay zekanın sanatçının yerine geçmemesi gerektiğini, sadece sanatçının araçlarından biri olması gerektiğini de vurguluyor.
Birçok üniversiteye ve TedX, Yga gibi özel zirvelere konuk olan Beyza Doğuç, en son Okan Bayülgen’in sunduğu “Uykusuzlar Kulübü” programında yapay zekâyla olan deneyimini ve projelerini anlatmıştı.

Haberin Devamı

Paul Kalanithi’nin hikayesi

2016 yılının çok satan kitaplarından biri olan “Son Nefes Havaya Karışmadan” Altın Kitaplar’dan çıkan yeni baskısıyla raflardaki yerini aldı. Uluslararası çok satan roman, 2016 yılında Amazon En İyi Roman ödülünü kazandı ve Goodreads En İyi Kitap Adayı seçildi. Kitap, otuz altı yaşında başarılı bir beyin cerrahı olarak yıllarını verdiği yüksek tıp ihtisasını tamamlayıp tam emeklerinin karşılığını almak üzereyken, dördüncü evre akciğer kanseri olduğunu öğrenen kitabın yazarı Paul Kalanithi’nin hikayesini anlatıyor.

2000 sayfalık klasik 200 dakika

Lev Tolstoy’un eseri “Savaş ve Barış”, dünya edebiyatının en bilinen ve sevilen klasiklerinden. İBB şehir tiyatrolarının sergilediği oyunu izleme fırsatım oldu. Oyun süresi üç buçuk saat olmasına rağmen, oyunu izlerken hiç sıkılmadım. Hem dekor hem de oyunculuklar bizi romana da yaklaştırdı. Edebiyat ve tiyatro sevenler bu oyundan büyük keyif alacaklar. Oyunu Tolstoy’un “Savaş ve Barış” isimli romanından uyarlayan Eva Mahkoviç, yönetmen ise Aleksandr Popovksi. Bu detaylı romanı tiyatro sahnesine taşımak ve oynamak hiç kolay değil. Bir klasik romanın ayrıntılarını izlemek çok keyifliydi. Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde iyi vakit geçirdim, kendimi iyi hissettim.

Haberin Devamı

Bir ihanet öyküsü

Otuz yaşındaki, evli ve iki çocuk annesi Irene Wagner, sekiz yıllık evliliğindeki tekdüzelikten bunalıp kocasını genç bir piyanistle aldatmaya başlar fakat yakalanma korkusu en az yasak arzusu kadar büyüktür. Başta Roberto Rossellini olmak üzere birçok yönetmen tarafından beyazperdeye uyarlanan “Korku”, Stefan Zweig’ın her zamanki gibi insan ruhunun derinliklerini büyük bir ustalıkla soruşturduğu, nefes kesici bir uzun öykü.

Kim ne okuyor?

◊ Ferzan Özpetek, Marina Ceratto’nun İtalyanca aslından “La cartomante di Fellini” (Fellini’nin Falcısı) adlı eserini okuyor.
◊ Tarık Tufan, Jamaica Kincaid’in “ Annemin Otobiyografisi” adlı eserini okuyor.
◊ Pınar Çekirge, Kerime Nadir’in “Hıçkırık” adlı eserini yeniden okuyor.
◊ Ebru Özyurt, Doğan Cüceloğlu’nun “Savaşçı” adlı eserini okuyor.

Yazarın Tüm Yazıları