Bu toprakların fantastik edebiyatı

“Pir-i Lezzet” adlı romanı 17 dile çevrilen, çağdaş söylencelerin kalemi Saygın Ersin’in yıllardır beklenen “Yedi Kartal Efsanesi” serisinin ilk iki romanı “Zülfikar’ın Hükmü” ve “Erbain Fırtınası” geçtiğimiz günlerde yayınlandı.

Haberin Devamı

Korona günlerinin en güzel haberlerinden oldu bu kitaplar, güçlü bir yazarın kaleminden bu toprakların fantastik edebiyatını okuyacağız.

Bu toprakların fantastik edebiyatı

Anadolu fantastik edebiyatını, bu toprakların gizemlerini kaleme alan İzmirli yazar Saygın Ersin, “Yedi Kartal Efsanesi”nde olağanüstü bir dünya yaratıyor. Okuru Anadolu efsanelerinden yola çıkarak maceraya, aşka, gizeme davet ediyor.

Bu toprakların fantastik edebiyatı

Lokman Hekim’in diyar diyar gezerek meleklerin sanatıyla doğmuş yedi çocuğu bulup yetiştirdiği ve Lokman Hekim Ocağı’nı kurduğu, ince işlenmiş, her sayfasında yeni maceralar fısıldayan Ersin, bu dönemde sıkı çalışıyormuş, serinin devam kitabı “Ateş ve Bedel”i de çok beklemeden okuyacağız belli ki. Fantastik edebiyat söz konusu olduğunda, “Bizde niye yok?” diye soran tüm okurlara Ersin’in büyülü dünyasıyla tanışmalarını öneriyorum.

Haberin Devamı

Arşivlik kitap

Mülteci krizi ile ilgili bir çocuk kitabı çıkacak bu ay.
Bu kadar yakıcı bir konunun, ödüllü, usta bir yazar tarafından işlenmesi ve Türkçe okurlarıyla buluşturulması çok önemli.
Onjali Q. Raúf, herkesi dünyanın her yerindeki kadın ve kızlar için daha eşitlikçi ve daha adaletli bir dünya yaratmak için işbirliği yapmaya teşvik etme amaçlı bir örgüt olan “Making Her Story”nin kurucusu. Fransa’daki Calais ve Dunkirk’te yaşayan mülteci ailelere acil yardım paketleri götürmeye kendini adayan bu genç kadın,
Suriyeli anne ve bebeğinden esinlenerek kaleme aldığı ilk çocuk romanı “The Boy at the Back of the Class”, geçen sene yayınlamıştı.
En prestijli çocuk kitabı ödüllerinden olan Waterstones Çocuk Ödülü alan kitap şimdi Doğan Egmont tarafından “Arka Sıradaki Çocuk” ismiyle Türkçe yayınlanmaya hazırlanıyor.
Kitabında Ahmet adlı dokuz yaşındaki Suriyeli bir mülteci çocuğun hikayesini anlatan Raúf, rahatsızlığı sebebiyle yatakta üç ay geçirmiş ve bu sırada Reyhan isminde bir çocuk dünyaya getiren Zainab adlı Suriyeli kadını aklından çıkaramamış. İyileşir iyileşmez de onlardan esinlenerek kurguladığı hikâyeyi kâğıda dökmüş.

Haberin Devamı

KİM NE OKUYOR?

· Yeşilçam’ın unutulmaz oyuncusu Mahmut Cevher, Andrew Collins imzalı “Göbekli Tepe ve Tanrıların Doğuşu”nu okuyor.
· Yapımcı Elif Dağdeviren, Erhan Altunay’dan “Masalcı”yı okuyor.
· Doğan Kitap Telif Hakları editörü Tanıl Yaşar, Nilgün Öneş’ten “Ağlamak Yok!” adlı kitabı okuyor.
· Ünlü gezgin Ayhan Sicimoğlu, “Tarihte Türkiye Haritaları” adlı kitabı okuyor.
· İletişimci Belga Alınak, yazar Clarissa P. Estes’in “Kurtlarla Koşan Kadınlar” adlı kitabını okuyor.

Karantina günlerinde ne yapıyorlar?

Fikret Aydemir

Belçika’da kitapçılar açık kaldı

Brüksel hükümeti, Bilim Kurulu görüşleri doğrultusunda koronavirüs ile mücadele önlemlerini 14 Mart’ta açıkladı.
Bütün işyerleri kapatılırken, temel gıda ve eczanelerin yanı sıra kitapçıların açık kalmasını kararlaştırıldı. Karantina günlerinde sanırım kitapçıların açık olduğu tek ülke Belçika oldu. “İnsanlar evlerinden çıkamıyorlarsa kitap okusunlar” denildi sanki. Bir yazar olarak “İyi ki Brüksel’de yaşıyorum” dedim bir kez daha.
Karantina günlerinde, uzun bir süredir hep ertelediğim kütüphanemi yeniden düzenleme ve elden geçirme fırsatı buldum. Farklı haber kanallarına bağlanıp Belçika’daki ve Avrupa Birliği ülkelerindeki gelişmeleri aktardım. Bol bol okudum, yazdım. Bir “dönem romanı” olan yeni kitabımı yazmak için de zaman buldum bu karantina günlerinde.

Haberin Devamı

Naim Dilmener

2000’lerin müziğini yazıyorum

Bir süre önce Ayrıntı’nın 90’ların ortalarında yayınladığı “Kara Ayrıntı” dizisini yeniden okumaya başladım.
Şu korona zamanlarında yapılacak en iyi şeyin polisiye okumak olduğunu düşündüm. Şu an serinin 4. kitabı “Guernica’da Ağaç Var mı?”yı (Juan Antonio de Blas) okumaktayım. Siyasi bir polisiye bu. Bu işin piri Montalban’dır ama de Blas da hiç fena değil.
Pop tarihi kitabım “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş”, 2000’lerin başı ile sona eriyordu.
Yazmakta olduğum “Bak Bir Varmış İki Yokmuş”, ilkinin kaldığı yerden devam ediyor ve günümüze kadar geliyor. Ağır ilerliyor ne yazık ki. Son 20 yıl öyle bir niteliksizlik var ki müziğimizde, beni koşar adım yazmaktan alıkoyuyor. Ama başladım bir kere ve bir biçimde bitecektir.

Yazarın Tüm Yazıları