VİZONTELE OLMADIK

YANDAKİ fotoğraf Kepez Cemil Meriç Kütüphanesi’ne ait.

Haberin Devamı

İçinde tam 100 bin kitap var. Toplam kitap kapasitesi ise 200 bin…
*
Cemil Meriç 19 Mayıs’ta kapılarını kitapseverlere açtı.

VİZONTELE OLMADIK
Açılıştan yaklaşık 1 ay önce Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ile bir araya geldik.
*
Projenin hikâyesini bizzat kendisinden dinledim, Dokuma Park içindeki kütüphaneyi de açılıştan önce gezme fırsatı buldum.
*
Açık söyleyeyim kütüphaneyi gezmeden önce projenin değerini tam olarak kavrayamadım.
*
Okumayı teşvik etmek adına yapılan her proje önemli ama Cemil Meriç’i de sıradan bir kütüphane gibi hayal ettim
*
Ama Cemil Meriç’te farklı bir büyü var.
*
Projede çok önemli 2 detay oluşturulmuş. İlk detay mimari…
*
Çok sade, ferah ve okumaya teşvik eden bir alan sizi karşılıyor.
*
Yani sırf ‘Kütüphane açtık’ demek için bir şeyler yapılmamış. Gerçekten düşünülmüş, emek verilmiş.
*
İkinci detay ise bana göre Cemil Meriç’in kalbine giden ana damarları oluşturuyor.
*
Eski yok edilmeden yeniyle bütünleştirilmiş…
*
Daha kapıdan girmeden bunun farkına varıp heyecanlanıyorsunuz.
*
Cam bir koruma içinde bugünkü modern kütüphaneye ev sahipliği yapan trafo binasının geçmişe ışık tutan küflü duvarları var.
*
Sadece girişte değil, kütüphane içinde farklı noktalarda trafoya ait detaylar aynen korunmuş.
*
Hatta okuma odalarının bulunduğu alt katta zeminin bir bölümü tamamen cam olarak dizayn edilmiş.
*
Siz o koridorlarda yürürken adeta zaman makinesi ile yolculuk yapmış gibi oluyorsunuz.
*
Zaten Hakan Bey’in de bunu amaçladığını, “Yılanlara, çıyanlara yuva olan bir mezbeleliğin istenirse, hedef konursa, alın teri akıtılırsa nasıl dönüşebileceğini göstermek istedik” sözleriyle daha iyi anlıyorsunuz.
*
Tabii sadece binayı iyi yapmakla, projeyi iyi tanıtmakla her şey bitmiyor. Çünkü kütüphaneler yaşayan mekânlar.
*
Kitapların dilinden anlamak gerekir. Bunu yapmak için iyi bir ekibin orada olması şart.
İşte bu noktada Hakan Bey gençlere güvenmiş. Alanında uzman genç kütüphaneciler 7/24 orada görev yapıyor.
*
Umarım Antalya’ya kazandırılan bu mekân hak ettiği değeri görür…

Haberin Devamı

ŞÜKÜR VİZONTELE OLMADIK

Haberin Devamı

Cemil Meriç’i gezdikten sonra ikinci bir mutluluk yaşadım.
*
Çünkü aynı noktada çocuklar için de özel bir kütüphane çalışması olduğunu öğrendim.
*
Hakan Bey, Sultan Abdülhamid döneminde sözleşmesi yapılan, Atatürk döneminde ise satın alınan fakat kullanım zamanı geçince Uşak’ta atıl kalan bir treni çocuk kütüphanesine dönüştürmüş.
*
Hakan Bey, projenin devamını şu sözlerle anlatıyor: “Çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırmak, onların dikkatini çekmek için böyle bir proje düşündük. Treni Uşak’tan, vagonları Haydarpaşa’dan aldık. Hatta tren için demir raylar bile hazırladık. Bundan sonraki aşamada Anadolu’daki bir tren istasyonunun benzerini buraya yapacağız. Çocuklar burada kitaplarını okurken, anne-babalar da Cemil Meriç de kitap okuyacak.”
*
Hakan Tütüncü’yle konuşurken insanı gülümseten bir tespit yaptı: “Yılmaz Erdoğan’ın Vizontele Tubaa filmini çok severim. Filmde bir kütüphane sahnesi var. Kütüphanesi olmayan bir yere kütüphane müdürü atanıyor. Şükür ki bizim kütüphanemiz var.”

Haberin Devamı

TERÖR ÖRGÜTLERİ PEŞİMDEYMİŞ!

Geçen hafta salı günü 0537 993 49 53 numaralı bir telefondan art arda arandım. Toplantıda olduğum için çağrıya yanıt veremedim. Toplantı bitince aynı numara yine aradı. Merakla telefonu açtım. Telefonun ucundaki şahıs kendini komiser Metin olarak tanıttı.
*
Bir haberle ilgili ifadeye çağrılacağımı düşünürken adımın terör suçlarına karıştığını, terör örgütlerinin banka hesaplarıma el koyacağını öğrendim. Yani defalarca haberini yaptığım meşhur telefon dolandırıcıları bana da oltayı atmıştı.
*
Oyunu hiç bozmadım. Vah vah, yandım, bittim derken beni önce baş komiser Suat’a oradan da bana “Temiz vatandaşımız” diye hitap eden sahte cumhuriyet savcısına aktardılar. Güzel güzel konuşurken, “Operasyon kaç ilde yürütülüyor” deme gafletinde bulununca sanırım sahte savcıyı ürküttüm. Telefon anında kapandı ve bir daha aynı numaraya ulaşamadım.
*
Önceden bu senaryoya inananlara kızardım. Ama durum hiç de kızılacak, alay edilecek gibi değil. Çünkü beni arayanlar son derece profesyoneldi. Kimlik numaram, anne-baba adım, doğum yerim… Bana verdikleri tüm bilgiler doğruydu. Birimler arası telefon geçişleri inandırıcıydı. Lütfen bu konularda bilinçlenin ve kamu kurumlarından gelen uyarıları dikkate alın. Aksi halde yaşananlar komik bir anı olarak kalmaz…

Yazarın Tüm Yazıları