Portre ustası

Sevgili okurlar... Bu hafta sizleri, portre fotoğrafçılığının usta isimlerinden biri olan Barış Acarlı ile tanıştırmak istiyorum.

Haberin Devamı

Portre ustası

Gerek foto muhabirliği yıllarındaki tecrübesi, gerekse bu meslekteki fotoğrafları kadar kişiliğiyle de sevdiğim dostlarımdan biri olan Barış Acarlı’ya “Portre fotoğraflarındaki ustalığının sırrı nedir?” diye sordum. Önemli tüyolar verdi:

Portre ustası

* “Önce karşımdakinin bir-iki kare fotoğrafını çekip güvenini kazanırım. İyi göründüğünü hissettiğim fotoğrafların ön izlemelerini yapıp karşımdakinin kendisini nasıl görmek istediğini anlamaya çalışırım.”

Portre ustası

* “Karşımdaki kişi ile konuşurum. Konuştukça beni dinler, dinledikçe düşünmez, gerginliğini atar. Doğru fotoğraf için yönlendirebilirim. Bu sayede onun doğala en yakın halini fotoğraflarıma yansıtma şansım olur.”
Sohbetimizin devamında Barış Acarlı ile “üniversite yıllarında başlayan fotoğrafa olan ilgisini”, “foto muhabirliğini” ve tabii ki “portre fotoğrafçılığını” konuştuk.

Portre ustası

HEDEFİNİ LİSE YILLARINDA KOYDU

“Lise yıllarımda hedefimi gazetecilik olarak seçmiştim. 2001 yılında hayalim ve istediğim üniversite olan Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nün kapısından girdim. Seçtiğim bölüm sayesinde fotoğrafla tanıştım ve hayatıma girdi. Bu birçok öğrenciye göre bana staj ve iş konusunda hep yeni kapılar açtı. Bir öğrencisiniz, haber yazıyorsunuz ama fotoğraf da çekebiliyorsanız bu sizin seçilmeniz için artı bir avantaj. Okul devam ederken Milliyet Gazetesi’nde staj yapmaya başlamıştım. Staj yaptığım yıllarda fotoğraf çekip haber yazıyordum. O dönemde gazetecilik mesleği içerisindeki görev tercihimi foto muhabirliği olarak yaptım. Hayatta isteklerim ve hedeflerimi doğru belirleyip ilerledim. 2006 yılında okulumu bitirip İstanbul’a geldim ve Cumhuriyet Gazetesi’nde staja başladım. Aynı yıl Vatan Gazetesi’nden çağırdılar. Vatan’ın hafta sonu eklerinde çalışmaya başladım. Ağırlıklı olarak röportaj fotoğrafları, portreler ve sıcak haber takibinden uzak özel haber, dosya haberlere fotoğrafla çekerek çalıştım. Buradaki serüvenim 13 yıl sürdü. 2019 yılında Vatan Gazetesi’nden ayrıldığımda fotoğraf üzerine kendi yolumda yürümeye karar verdim.

Portre ustası

MARKALARA İÇERİKLER DE ÜRETİYOR

Çeşitli şirket ve kurumlara fotoğraf hizmeti veriyorum. Redbull’un global fotoğrafçıları arasına girdim ve devam ediyorum. Yine 2013 yılından bu yana Getty İmage’e çalışıyorum. Washington Post’tan Lemond’a kadar dünyanın pek çok saygın gazete ve dergisinde fotoğraflarım yayınlandı. Hatta önemli uluslararası dergilere kapak olan fotoğraflarım var. Bir taraftan Depo Photos’a ve Gazete Oksijen’e çalışıyorum. Birçok önemli iş insanının da sanatçının da portrelerini çektim, çekmeye devam ediyorum. Markalara içerikler üretiyorum. Tabii bu arada yılların foto muhabirliği tecrübesi ile iş yapınca gördüm ki bu alanda ciddi bir ihtiyaç var. Sonuçta bir gazeteye fotoğraf çekerken tek karede olayı anlatmaya odaklanıyorsunuz. Birçok şirketinde kurumunda istediği bu. İstiyorlar ki markaları sosyal medyada ya da medyada doğru anlatılsın. Çektiğimiz eğer portreyse o kişi doğru şekilde fotoğraflara taşınsın.

Portre ustası

GENÇLERE ÖNEMLİ TÜYOLAR VERDİ

Portre fotoğrafları hâlâ hayatımda ağırlıklı bir yer tutuyor. Kolay değil bu iş. Fotoğrafı çekilen kişi her ne kadar hazırlıklı olsa da makineyi kaldırdığınızda karşınızdaki bir maske takıyor. Gülüyorsa gülmeyi bırakıyor mesela. Bir arkadaşı ‘Sen gülerken kötü çıkıyorsun’ demiştir. Birisi ‘Senin sol profilin daha iyi’ demiştir. Siz makinenizi kaldırdığınız anda bu gelir aklına, gerilir. Portrede doğal olanı yakalamaya çalışıyorum. Önce karşımdakinin bir-iki kare fotoğrafını çekip güvenini kazanırım. İyi göründüğünü hissettiğim fotoğrafların ön izlemelerini yapıp, karşımdakinin kendisini nasıl görmek istediğini anlamaya çalışırım. Sonra buna yoğunlaşıp fotoğraf çekerken karşımdaki kişi ile konuşurum. Konuştukça beni dinler, dinledikçe düşünmez, gerginliğini atar. Dolayısıyla doğru fotoğraf için istediğim gibi yönlendirebilirim. Bu sayede onun doğala en yakın halini fotoğraflarıma yansıtma şansım olur. Konser fotoğrafları çekmekten keyif alıyorum. Sebebi yaratıcılığın tamamen sizin elinizde olması ve fotoğrafı çekilen kişinin yüzünde bir maske olmaması. Fotoğraf makinesini kaldırdığınız anda insanlar yüzlerine bir maske takarlar demiştim ya. Müzik yapan kişi o sırada bu maskeden arınmış o anı yaşayan kişidir.”

Portre ustası

HER YERDESİNİZ AMA HİÇBİR YERE AİT DEĞİLSİNİZ

Haberin Devamı

Barış Acarlı, foto muhabirliği yaptığı yıllarda karşılaştığı bazı ilginç anılarını ise şöyle anlattı:
“Foto muhabirliğim sırasında daha çok çalıştığım alan röportaj fotoğrafları olunca çok enteresan şeylerle karşılaşmadım. Alkolü fazla kaçırıp kendi köpeğini yalayan ünlü birini çekmiştim. Bir kadın oyuncuyu fotoğraflarken yanında telefonu olmadığı için babasının vefat haberini kısmen de olsa vermek zorunda kalmıştım. Foto muhabirliği keyifli ve renkli bir meslek. Nişantaşı’nda limuzinin içinde şampanya kadehli insanları çektikten sonra Kuştepe’ye gidip gecekondularda yaşayanları fotoğraflayabiliyorsunuz. Her yerdesiniz ama hiçbir yere ait değilsiniz.”

Portre ustası

BARIŞ ACARLI KİMDİR?

Haberin Devamı

1983 yılında Almanya’da doğdu. Lise yıllarında hayalini kurduğu Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü kazanıp, 2006 yılında mezun oldu. Aynı yıl Vatan Gazetesi’nde çalışmaya başladı. 13 sene bu gazetede foto muhabirliği yaptı ve ağırlıklı olarak röportaj fotoğrafları çekti. Fotoğrafları, Türkiye’de çeşitli yayın organlarının yanı sıra Washington Post, Foreing Policy, Le Monde, Vogue Amerika’da yer bulan Barış Acarlı, şimdilerde ise serbest foto muhabirliği yaparak ulusal ve uluslararası birçok şirkete fotoğraf hizmeti veriyor.

Yazarın Tüm Yazıları