Hayatın yükü sırtımızda

Aramızdaki her iki kişiden birinin ya sırtı, boynu ya da beli, kalçası, dizi ağrıyor.

Haberin Devamı

İstatistikler de bu bilgiyi doğruluyor. Sağlık rakamlarına bakıldığında sırt, boyun, bel ve diz ağrılarının hemen her ülkede neredeyse bir numaralı “halk hastalığı” olduğu anlaşılıyor. Peki, neden? Bu ağrılarla nasıl mücadele edilebilir? Önlenmeleri mümkün mü? Merak ediyorsanız -ki edin- buyurun...

Hayatın yükü sırtımızda


UNUTMAYIN
O AĞRILARI DA BİZ DAVET EDİYORUZ

BİRAZ önce de belirttiğim gibi eklem, kemik ve kaslarımızdaki bitmek tükenmeyen ağrıların önemli nedenlerinden biri de yine bizim hatalarımız daha doğrusu “yaşam tarzı yanlışlarımız”dır. Mesela mı? Yanlış oturuyoruz! Daha doğrusu gereğinden fazla oturuyoruz! “Hatta devamlı oturuyoruz” dememiz bile mümkün. Diğer taraftan nasıl oturacağımızı da bildiğimiz söylenemez. Bütün gün bilgisayar başında, masaların yanın da adeta sandalyelere tünemiş gibiyiz. Akşam da evlerde televizyonların karşısında çivilenmiş gibi sabit pozisyonlarda oturmayı sürdürüyoruz. Oysa bu süreçlerde bedenimizin aldığı pozisyonlardan hiçbirisi “ergonomik” yani vücudumuzun biyoteknolojik/ortopedik yapılanmasına uygun değil. Örneğin, işte, ofiste sandalyede otururken pozisyonumuzun belimizi iyi destekleyip desteklemediğinin, ayağımızın yere doğru dürüst değip değmediğinin, boynumuzun omzumuzun rahat olup olmadığının farkında bile değiliz. Telefonda konuşurken başımızın, boynumuzun aldığı pozisyonları da hatırlamamızda fayda var. Kısacası özellikle sırt, baş, boyun, bel ağrılarının çoğunun nedenini başka yerlerde aramamıza gerek yok. Sebep çoğu zaman ve öncelikle biziz, bizim hatalarımız.

ÖNEMLİ
KASLARA DİKKAT

SIRT, boyun, bel ya da diz ağrısı olması neticeyi pek değiştirmiyor. Bahse konu ağrıların tümünde bir numaralı problemin kas kaynaklı olduğu anlaşılıyor. Kısacası kaslarımızın değerini bilmiyoruz. Onları ya ruhsal (stresler), fiziksel travmalarla hırpalıyor ya da yeterince ve akıllıca kullanmıyoruz. Kullandığımız zaman da usulüne uygun davrandığımızı söylememiz biraz zor. Kaslar kullanılmayınca ya da yanlış kullanılınca giderek güçsüzleşiyor. Özellikle omurga sistemimize, kalça ve dizlerimize, kısacası iskelet sistemimiz ve eklemlerimize yeterli desteği verememeye başlıyor. Sonuç mu? Bitmeyen ya da tekrarlayıp duran sırt, boyun, bel, kalça ya da diz ağrıları!

İYİ BİLGİ
1 NUMARADA BEL AĞRILARI VAR 

Haberin Devamı

KONU eklem, kas ağrıları olduğunda sanırım bir numarayı BEL AĞRILARI alacaktır. Yaşı 50’lileri geçip de “Bugüne kadar benim hiç belim ağrımadı!” diyebilenimiz var mı? Sanmıyorum! Ama bilelim ki bel ağrılarının teşhisi de tedavisi de oldukça zordur. Bu ağrılarla ilgilenen uzmanlık alanlarının başında da ortopedi, fizik tedavi ve romatoloji gelmektedir. Peki, bel ağrıları için kimlerin riski beklenenden daha fazladır?

Hayatın yükü sırtımızda

Haberin Devamı

BEL AĞRISI
KİMLER RİSK ALTINDA

1. FAZLA KİLOLULAR... Fazla kilolu, özellikle göbekli biriyseniz bel ağrısına yakalanma ihtimaliniz daha fazladır. Çare mi? Fazla kilolardan bir an önce kurtulmanız ilk hedefiniz olmalıdır.

2. UZUN BOYLULAR... Uzun boyluların da bel ağrılarına beklenenden daha sık yakalandıkları biliniyor.

3. DURUŞ BOZUKLUĞU OLANLAR... Farkında olarak ya da olmayarak duruş bozukluğu hatasına sık sık düşenlerin de bel ağrılarından şikâyet etme ihtimalleri oldukça fazla.

4. STRES YÜKÜ ARTANLAR... Yoğun stres altında kalanlar ve bu sorunu çözmekte zorlananlarda da bel ağrısı şikâyetine daha sık rastlanıyor. Psikolojik olarak gergin olanlarda, depresyon, endişe ve benzeri ruhsal problemleri çok sık yaşayanlarda bel bölgesindeki gerginlik ve ağrılar daha fazla tekrarlıyor.

Haberin Devamı

5. ORTOPEDİK PROBLEM YAŞAYANLAR... Omurga ve çevresindeki dokularda oluşan ortopedik sorunlarda bel ağrıları için önemli birer hazırlayıcı faktör olabiliyor. Omurga kaymaları, zedelenme, çökme ya da kırılmaları omurga kemikleri arasındaki yastıkçıklarda (diskler) meydana gelen fıtıklaşmalar, kemiklerin birbirine baktığı yüzlerdeki zedelenmeler de bel ağrılarını tetikliyor.

KISA BİLGİ
AĞRILARA KARŞI SOĞUK KOMPRES

EKLEM ve kas ağrılarını azaltmak için zannedildiğinin aksine ağrılı bölgeleri ısıtmak değil soğutmak daha faydalı bir “ev tipi yaklaşım” gibi görünüyor. Havluya sarılmış buz parçacıklarının veya mevcutsa bir buz torbasının ağrılı eklem ya da kas üzerine koyularak hafifçe masaj yapılması oldukça etkili ama geçici bir ev yaklaşımı olarak gösteriliyor. Prensip olarak soğuk kompres tatbikini 15 dakikalık sürelerle ve yine 15 dakikalık aralıklarla uygulamanızda fayda var. Ama yine de bu uygulamaları yapmadan önce de doktorunuzdan bilgi almanız daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları