Ah siz edepten bahsedenler

Söz yazarı Günay Çoban ile oyuncu Burcu Özberk hafiften birbirine girmiş.

Haberin Devamı

Çoban; “Dizileri tutmuyor ama her proje ilk Burcu’ya gidiyor. Niye acaba” diye sormuş.
Burcu da “Biraz edepli olun” falan demiş.
Edep konusuna girmeyeceğim, bence Burcu da girmesin. Çünkü Burcu ile kişisel olarak yaşadığım ve edepsizliğin diz boyu olduğu can sıkıcı bir olay var.
Anlatmayacağım ama onun birine “Edepli olun” demesine şaşırdım.
Neyse...
Bir söz yazarı neden böyle bir açıklama yapar, o da ayrı bir mevzu.
Demek duyduğu, bildiği, şahit olduğu bir şeyler var.
Demek piyasadaki yozlaşmışlığın, adam kayırmacılığın farkında.
Burcu özelinde demiyorum, onun da hakkını verdiği projeleri var.
Aslında müzik listeleriyle ilgili edilen isyan, daha uzun zamandır film ve dizi sektöründe yaşanıyor.
Birinde parayı basanların çok dinlendiği, izlendiği konuşuluyor, diğerinde ise ilişkilerini iyi tutanların, başını eğenlerin, sevmedikleri insanların yüzüne gülenlerin her projede tercih edildiği görüyoruz...
Her iki durumda da işini iyi yapanlar, hakkını verenler arada kaynıyor.
Fakat umudum var benim...
Bazen dibe vurmak gerekiyor ki sonu ‘temizlik’ olsun, ‘başarı’ olsun, ‘hakkını bulmak’ olsun.
O yüzden umudumu hiç kaybetmiyorum ben...

Haberin Devamı

10 dakika kala gitseydin

Cuma günümü neşelendiren bir video seyrettim.
İlayda Alişan çekmiş.
Nedeni uçağa alınmaması...
Böyle durumlarda bir skandal beklersin, “Vay be böyle saçmalık mı olur” demen gereken sözler duyarsın normalde.
Bu tam aksi.
Şaka gibi...
Diyor ki, “40 dakika önce alana gittim ve uçağa alınmadım. Bana diyorlar ki en geç 45 dakika kala gelmeliydiniz. E ama uçak daha gitmedi ki orada duruyor, alın beni dedim yine de almadılar.”
Ahahahahahaha!
Biri anlatsın lütfen ona, bu otobüs değil ki “Kalkmadı, ben bineyim” diyebilesin.
Yolda el kaldırıp durdur istiyorsan!
“Kural varmış” diyor bir de açıklamasında İlayda.
Yahu olmasın mı?
Mesela ben elimi kolumu sallayarak “Beni bu uçağa alın” mı diyeyim?
İlayda’ya bazı önerilerim var.
Check-in diye bir şey var...
Onu yapacaksın sevgili arkadaşım.
Yaptın diyelim...
Yine de zamanında gideceksin o havalimanına.
Bu işin prosedürü çok fazla.
Ha yarın öbür gün alırsın özel uçağını, ona istediğin saatte binersin.

Haberin Devamı

İletişim hataları diz boyu

Disney Plus ile ilgili ufak ufak başladı açıklamalar yapılmaya. Bu şu demek oluyor, platformdan umut kesiliyor yavaş yavaş.
Hazal Kaya, “Atatürk” dizisinin yayınlanmamasıyla ilgili “Konuyla ilgili yorum yapacak kadar bilgim yok. Nerede nasıl yayınladığıyla çok ilgilenmiyorum, sadece diziyi izlemek istiyorum” demiş.
Birce Akalay da “Konuyla alakalı fikrimi beyan etmek istemiyorum. Sorunuzu nazikçe reddetmek istiyorum” diyerek konuşmamış.
Ama her ikisi de cümlelerinin sonuna “Atatürk bizim kırmızı çizgimiz” diye eklemiş.
Ahh ahh...
İyi niyetlerinden şüphem olmamakla birlikte böyle açıklama yapmak, büyük hata şu gündemde.
◊ Atatürk’le ilgili sözleri sona koymayacaksınız...
◊ “Fikrim yok, bilgim yok” demeyeceksiniz, çünkü sorarlar “Her şeyi biliyorsunuz da bunu mu bilmiyorsunuz” diye...
◊ “Bu, platformun yaptığı müthiş bir strateji hatasıdır” diye ekleyeceksiniz...
◊ Menajerlerin gazına, “Aman susun ses etmeyin” sözlerine aldanmayacaksınız...
Onlar bu mevzular unutulur gider, yarın her şey normale döner gözüyle bakıyorlar olaya.
Kısmen haklılar da...
Ama iş bu halkın değerleri olunca o unutma süresi biraz uzar.
O yüzden anlık rüzgâra kapılmasın bu açıklamaları yapan oyuncular.
Varsın oradan gelecek iş gelmesin.
Boş verin, alacağınız 200-300 bin doları da almayıverin, ne olur sanki?
Şöyle düşünenler olduğunu biliyorum çünkü...
“200-300 bin dolar mı, yoksa halkın değerlerini savunmak mı? Para daha iyi ya, ben konuşmayayım en iyisi Disney ile alakalı...”

Ruins

Haberin Devamı

Bodrum Yalıkavak’ta Ruins adında bir plaj var. Ben ne zaman sosyal medyaya girsem onları görüyorum.
Mekânın yaratıcısı Nurçe Erben arkadaşım.
Mekânın yöneticisi ise çok daha eskiden tanıdığım Yağız Göksu.
Yağız’ın zaten bu tip mekânlar için vizyonu sağlam. Almış taşımış o vizyonu Ruins’e.
Gündüz o sakin koyda denize girip akşam saatlerine doğru bambaşka bir konsepte geçiyorsunuz.
DJ’ler ile happy hour başlıyor ve güneş battıktan sonra da devam ediyor.
Kısa sürede Bodrum’un en iyi beach’leri arasına girmeyi başaran Ruins, benim her Bodrum’a gittiğimde mutlaka uğradığım yerdir artık.

Yazarın Tüm Yazıları