Yeme-içme sektöründe neler oluyor?

InterContinental Oteli’nin altındaki Ginza’nın yanına Hazine açılıyor.

Haberin Devamı

Ginza’nın yanındaki kulüp X Room’un yerine.
◊ Geçen yaz ilk kez Bodrum’a şube açıp Mandarin Oriental içine konuşlanan Lucca, bu yaz aynı otel içinde bir de plaj açmaya hazırlanıyor.
Lucca’nın restoranı aynı yerinde, sadece akşamları açılacak. Plaj ise eskiden Juju’nun olduğu koyda.
◊ Bugünlerde en popüler restoranlardan biri Gümüşsuyu’ndaki Topaz. Yenilenen barı sonrası Boğaz manzarasına karşı oturmak en havalı takılmalardan biri olmaya başladı. Şef Seray Öztürk’ün mart ayı boyunca mekana yapacağı bahar menüsü de cabası.
◊ Şef Melih Demirel birkaç yıl önce ayrıldığı Frankie’ye yeniden döndü.
Ama şöyle: Demirel hâlâ d.ream grubunda yönetici şef olarak çalışıyor. Kurum bünyesindeki birçok restorandan o sorumlu.

Galataport’ta açılacak Frankie de kurum çatısı altına girince Demirel eski mekanının mutfağıyla şimdi yeniden ilgilenecek.
◊ Zorlu PSM içindeki Touche’de ayda bir gerçekleştirdiği konuklu canlı performanslar büyük ilgi gören Can Şengün’ün 17 Mart’taki sahnesine kim katılıyormuş? Selami Şahin. İlginç bir gece olacağı aşikâr.
◊ Galataport’taki Gina tam da geçen hafta perşembe gecesi sükseli bir davetle açılıyordu.
Kar engeline takıldı.
Açılış daveti de 29’una ertelendi.

Haberin Devamı

‘Sosyal medya modern bir teşhir alanı’

Yeme-içme sektöründe neler oluyor

Yeni neslin çalışkan sanatçılarından biri Lal Batman.
Ben onu tanıdığımda hem kendi işlerini üretiyor hem de küratörlük yapıyordu.
Hatta bir ara Ayça Okay ile birlikte sanat platformu dahi kurdular.
Lal’in son sergisi Exposé ise halen Anna Laudel Galeri’de devam ediyor.
27 Mart tarihine kadar.
Lal’in bu sergisinde yağlı boya çalışmalardan dijital illüstrasyona, hologramdan NFT ve video sanatına kadar uzanan geniş bir yelpaze var.
Serginin temasına dair söylediklerini de seviyorum Lal’in:
“İnsan kendisini dijital dünyada nasıl görmek istiyorsa o ölçüde yansıtıyor.
Bu yansıtma biçimi aslında kendi görme biçimimizi de ortaya çıkarıyor.
Arada kaybolan özelliklerimiz aslında sakladıklarımız ve saklamak istediklerimiz...
Sonuçta sosyal medya modern bir teşhir alanı. İzleniyoruz, dikizleniyoruz ve gözetleniyoruz. Bu olguların hepsi erotizmde de olan unsurlar.
Eserlerimde de görüldüğü üzere aslında hiçbiri bize yabancı değil. Sizce de erotik değil mi?”

Kar günlüğü

Haberin Devamı

◊ Geldi, geliyor, fena gelecek derken beklenen kar geldi. Bu yazı yazılırken “Şu saatlerde daha da fazlası geliyor, dikkatli olun” diye haberler vardı. Kar yağışının felaket haberi gibi sunulmasından an itibarıyla gına geldi.
◊ Bir de 1987 kışına olan nostaljik ve çocuksu özlem var. Tamam, gerçekten efsanevi bir kışmış. Çılgınca kar yağışı, hem de günlerce. Ama o 1987’de kaldı. Yaşandı bitti.
Neden “Dark” dizisindeki bitmeyen zaman döngüsü gibi 1987 kışına dönme hevesi var ki?
◊ Kar nedeniyle sosyal hayatım bitti, kanepeli sosyal hayatım başladı.
Kanepe demek dizi izlemek demek. Bu kez her şeyi ileri sararak izlemeye başladım.
Uzun ve gereksiz sahneye tahammülüm yok. Bir de hiçbir dizi tam olarak sarmıyor da... “Vikingler”in yenisi, “Marvelous Mrs. Maisel”ın yeni sezonu, arada adını anımsamadığım ve yarım bıraktığım başka başka diziler derken, ben ve kanepem epey yorgun düştük!
◊ Dışarı çıkıp karda yürüyeyim dedim, ama “Her Yerde Kar Var” şarkısında söylendiği gibi: “Karda zordur yürümek.”
Çünkü istikrarlı bir kaldırım düzeni yok şehirde.
Biraz yürüyorsun medeni medeni, sonra gelsin engeller, çukurlar, çamurlar...

Yazarın Tüm Yazıları