Yaşanmışlığa göz kırpan kapak ve yeni dünya

Amerikan Vogue’un mart sayısı kapağında 74 yaşındaki Miuccia Prada’yı görünce ilk tepkim şu oldu:“Bu gerçekten Vogue mu?”

Haberin Devamı

Çünkü ikonik konumuna rağmen Bayan Prada bir Vogue kapağı için yaşlıydı.
Dahası, yüzünde makyaj yoktu.
Elbette profesyoneller daha iyi anlar, ama nasıl derler: Bir allık bile sürülmemişti.
Yüzündeki benleri ve derin çizgileriyle alabildiğine doğal poz vermişti bayan Prada.
Aslında poz da vermemiş, uzaklara bakmıştı gayet hülyalı bir şekilde.
Genelde moda dergilerinin kodu bellidir: Kapağa kim çıkacaksa direkt bize bakar.
Göz teması kurar. Ama elbette Prada’nın buna ihtiyacı yok, o uzaklara bakmayı yeğlemiş, “Gelecekten umudum var” der gibi. Bir parti genel başkanı edasıyla...

Yaşanmışlığa göz kırpan kapak ve yeni dünya

Stef Mitchell’in çektiği fotoğraf tüm kodları bilerek altüst etmek niyetinde.
Nitekim bayan Prada’nın ağzından çıkma şu cümlenin kapağa taşınıyor olması da bu bilinçli hamleyi doğruluyor:
“Risk, benim hoşuma giden bir şey”.
Bayan Prada’nın risk almaktan hoşlanması gibi Vogue da bu kapakla risk almış. Her daim canlı, fazlasıyla ışıltılı genç bir kadın yerine doğal halini gizlemeyen 70’lerindeki bir kadını kapağa taşıyarak...
Yapay zekâyla yaratılan modellere instagram hesabı açılan yeni dünyada, ikonik bir eski dünya dergisinin doğala, normale, sıradan olana, yani “yaşanmışlığa” göz kırpıyor oluşu yeni bir kapıyı aralar mı?
Yapay zekâyla üretilen fotoğraflar, videolar çoğaldıkça sıradan olanı daha çok mu talep edeceğiz acaba?
Sorular çok.
En iyisi bayan Prada gibi düşünceli bir şekilde uzaklara dalıp gitmek...

Haberin Devamı

Her şey akar...

Pantarei ya da Panta Rhei eski Yunanca bir terim ve anlamı şu: Her şey akar...
Bu terim, MÖ 6. yüzyılın sonlarında yaşamış Yunan filozof Herakleitos’un felsefesinin bir parçası olarak biliniyor.
Hani, “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz” sözlerini sarfetmiş olan filozof.
Dinlediğim bir podcast’te Pantarei’den bahsediliyordu.
Sürekli hareket halinde olmak ve değişim demek Pantarei.
Şöyle açıklayayım: Dün buluştuğunuz arkadaşınızla bir gün sonra tekrar buluştuğunuzda ikiniz de aslında artık aynı kişiler değilsiniz. Çünkü Pantarei’ye göre her an, her saniye değişip dönüşüyoruz, bu engellenemez bir döngü.
Tek sorun: Her zaman bunun farkında olmuyoruz.
Farkında olduğumuz zamanlar ise depresyon anları.
Çünkü o zaman akıştan kopmuş, duraklamış oluyorsunuz.
Kısacası: Pantarei’yi sevdim.

Yazarın Tüm Yazıları