‘Speakeasy’nin Türkçesi

Speakeasy barları aslında 1920-1933 arasında Amerika’daki içki yasağı döneminde zorunluluktan ortaya çıkmış.

Haberin Devamı

2000’lerle birlikte New York’ta tekrar ortaya çıkıp tüm dünya metropollerine yayılan modern türü ise daha başka.
Ortak özellikler malum: Mekânın tabelası yok. Giriş kapısı ortalıkta değil.
Kuaför, çiçekçi, kuru temizlemeci ya da bir pizzacının içinden mekâna erişim sağlanıyor.
Yani her isteyen anında oraya ulaşamıyor.
İstanbul’un “speakeasy” olayına giriş 101 dersi ise artık tarih olan Gizli Kalsın ile olmuştu.
Emirgan Pizza’nın içindeki içecek dolabı aynı zamanda mekânın giriş kapısıydı.
Penceresiz, hayli küçük mekân kısa sürede dile düştü.
İçeri girebilen şanslı azınlık sabaha kadar eğleniyordu ama içeride yaşananlar bir türlü gizli kalamıyordu.
Geçmiş yıllardan en sert örneği de malum, Arda Turan-Berkay kavgası.
Gizli Kalsın’ın popüler kültür alemine en güzel hediyesi bana kalırsa Zeynep Bastık oldu. Zeynep’i dinlediğimiz geceler en şahane Gizli Kalsın geceleriydi.
Nitekim Gizli Kalsın’ın bu denli tutmasına vesilen olan aynı zamanda canlı Türkçe pop performanslarıydı.
Zaten sonradan her yerde Türkçe pop dozu yüksek “speakeasy”ler açılmaya başlandı.
Hatta ‘speakeasy’nin Türkçe çevirisi bir noktada şu oldu: Gece yarısı küçük bir mekânda coşarak dinlenen Türkçe şarkılar...
Bu kategorinin son ve en gözde örneği de Etiler’deki Kütüphane.
Cuma gecesi bir arkadaş grubu vasıtasıyla sürüklendiğim mekân, haliyle eski Gizli Kalsın gecelerine selam çakmama neden oldu bilinçaltı tünellerimde.
Ve bir yandan da bu kategorideki mekânları daha iyi anlamama:
- Normalde bir başka mekânda yan yana gelse birbirinin yüzüne dahi bakmayacak, hatta birbirlerini gördüğünde “Çok fena bir profil var burada” diyecek insanlar, bu mekânlarda gayet umursamaz bir şekilde bir araya gelebiliyor.
Çünkü Türkçe pop halen ülkenin en mühim tutkalı.
Özellikle de bir türlü bitmeyen arzu nesnesi durumuyla 90’lar Türkçe popu.
- Bu tür barların bir diğer motivasyon tutkalı da flört tabii.
En köşedeki masaları dahi süzmek, kapıdan kim girdiyse anında göz teması kurmak bir Türkçe gizli bar geleneği.
- Diğer dünya metropollerindeki ‘speakeasy’ barlarında kokteyl çok ön plandadır.
Bizimkilerin böyle bir derdi yok.
Müşteri de zaten öyle sofistike taleplerde bulunmuyor.
Hatta küçük masalara orduevi misali limon suyu içine dilimlenmiş salata filan koyuyorlar.
- Bu tür gizli mekânların bir başka özgürlüğü de sigara. Herkes bir noktada yakıyor ve eve gittiğinizde 90’lar Türkçe popu misali nostaljik bir şekilde kokmuş oluyorsunuz.
- Bir başka özellik: O sıkış tepiş hâl. Bu mekânlar hayli küçük olduğu için gece boyunca bulunduğunuz konumu korumak adına hayli çaba sarf ediyorsunuz. Çünkü sağdan soldan köpekbalığı gibi sürekli birileri geçiyor.

Yazarın Tüm Yazıları