Plaj mutsuzları

Plaja gidildi mi sessiz sakin olunsun, çıt çıkmasın diyenlerden misiniz?

Haberin Devamı

Ben biraz öyleyim galiba.
Nedeni de ithal marka güneş yağı kokan bir çocukluk travması.
Çocukken gittiğim Antalya plajlarındaki Alman turistler ellerinde bir kitap, çıtları çıkmadan tüm gün otururdu plajda.
Öyle bir konsantre olurlardı ki eldeki kitaba, hayran olmamak elde değildi.
Bir de itiraf ediyorum; kullandıkları güneş yağı artık ne markaysa, o da çok güzel kokardı. Neyse işte, şimdiki plaj mutsuzluğumun sebebi o sükûnet içindeki Alman turistlerin belleğimden silinmeyen anısı.
Birkaç kez denedim, o Alman turistlere özenip kitap okuyayım dedim, olmuyor.Ya Instagram kuyusuna düşüyorum ya da dış mihraklara:
Misal-1:
Geçtiğimiz günlerde Bodrum’un popüler bir plajında 50’lerinde bir kadın, giyinmiş süslenmiş, kucağındaki minik köpeğiyle plaja inmiş, yer bakınıyordu.
Ama nasıl hiddetliydi, anlatamam. Görevlilere sürekli çemkiriyor, gösterilen yeri beğenmiyor filan...
Doğal olarak tüm plaj ahalisi onun varlığından haberdar oldu, dikkatleri üstüne çekmeyi başardı.
Misal-2:
Alaçatı’da bir plajdayım.
Yine Alman turistler gibi kitap okuma derdindeyim.
Heyhat, yine olmadı.
Denizden yükselen (Aslı İnandık’ın kulakları çınlasın) Larasu’ların çığlıklarıyla yankılandı koca plaj:
“Anneee, anneee, baksana bi anneee.”
Larasu’ların anneleri böyle durumlarda ya aşırı ilgili oluyorlar, “Tamam annecim, görüyorum annecim, hadi çık sudan, artık derin büzüştü annecim” diyerek...
Ya da tam tersi aşırı ilgisiz.
Çünkü o sırada yakın bekar arkadaşlarıyla soğuk rose şaraplarını yudumlamak daha cazip geliyor.
Nitekim anne olsam ben de ikinci kategoriydim, kesin.
Not: Plaj mutsuzları serimiz orta şiddette devam edecek, bekleyiniz...

Haberin Devamı

‘Herhangi bir numarayı arayın sorun’ dedi ve...

Acun Ilıcalı’yla ilgili efsane haline gelmiş bir anekdot var.
Olay şu: Yıllar önce Telemundo kanalıyla ilk görüşmesinde Meksikalılara şöyle diyor Acun:
“Beni tüm Türkiye tanır ve sever. İsterseniz şu an Türkiye’den herhangi bir numarayı arayın ve beni sorun.”
Toplantıdakiler bu iddialı çıkışa şaşırır, “Nasıl yani?” diye. Sonunda Türkiye’den herhangi bir numara gerçekten de aranır. Kanalın hem Türkçe hem İspanyolca konuşan görevlisi, telefona çıkan kişiye kendini tanıttıktan sonra sorar: “Acun Ilıcalı’yı tanıyor musunuz?”
Telefonu açan kişi şaşırır, “Beni nereden buldunuz?” filan der ama toplantıdaki Meksikalıları şok eden o yanıtı verir: “Acun’u tabii ki tanıyorum, ailemizin bir parçası gibidir o.”

Yeni insanlar yok mu?

Haberin Devamı

Detaylar ortaya çıkmaya başladı.
Acun Ilıcalı dijital platformunu çok yakında açıyor. Ama içerikle ilgili söylenenler doğruysa eğer, bu yeni platformun yeni bir özelliği pek yok gibi.
Yarışma programları...
Üç Adam ve Cem Yılmaz’a yaptırılacak filmler...
Yeni insanlar yeni hikâyeler yok mu bu ülkede?
Hep aynı çemberde dönüp duruluyor...
Umarım içerik sadece bunlarla sınırlı değildir.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları