Peki ya diğer otellerdeki bantlar?

Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD), Antalya Belek’teki Port Nature Luxury otelinin bulunduğu sahilde caretta yuvalarıyla ilgili çalışma yaparken fark ediyor.

Haberin Devamı

Sahildeki yuvalama alanlarının üzerine ahşap yürüme bandı konulmuş.
Yürüme bandı kaldırılınca, sıkışıp ölmüş 60 yavru kaplumbağa karşılarına çıkıyor.
Haberi okuyunca Antalya’daki birçok otelin plajında bu ahşap bantlardan olduğunu anımsadım.
Ve tatilcilerin o bantların üzerinden yürüyüp geçerken kaplumbağaları bilmeden nasıl ezdiğini...
Umarım bu korkunç olay diğer otellerin farkındalığını artırır.
Bu bantları yuvalama alanlarına koymaktan vazgeçerler.

Deniz Akkaya’nın
izlemesi gereken belgesel
Belgeselin adı “Perde Arkası: Caitlyn Jenner”.
Kardashian kardeşlerin üvey, Kendall ve Kylie Jenner’ın ise öz babası olan Caitlyn Jenner’ın trans birey olmadan önceki hayatını, yani Bruce Jenner’ı anlatıyor belgesel.
Bruce Jenner’ın olimpiyat madalyası aldığı günlere odaklanan belgesel her açıdan ilginç ve düşündürücü.
Caitlyn o dönemi, yani Bruce’lu yılları anlatırken ruhundaki karmaşanın onu hiçbir zaman bırakmadığından bahsediyor.
Bu karmaşayı bastırmak için de kendini “en iyisi” olmaya adadığını anlatıyor.
Nitekim en iyisi oluyor da: 1976 Olimpiyatları’nda rekor kırarak dünyanın en iyi atleti oluyor.
Altın madalyayı alır almaz kendine söylediği ilk şey şu olmuş: “Ne yaptım ben?”
Bir diğer ikilem de madalyayı alanın aslında Bruce değil, ruhunun Caitlyn tarafı olduğu...
Bu ikilemi belgeseli izleyeceklere bırakayım.
Nefis bir tartışma konusu bana kalırsa.
Belgeselden öğrendiğim bir diğer sürpriz, Caitlyn’in bir de oğlu olduğu.
Burt Jenner, Caitlyn’in olimpiyat günlerindeki ilk eşinden.
Zaten belgeselde bir tek o konuşuyor. Kızlar ortada yok.
Burt’ün söylediği tek bir şey var:
“Babamın farklı olduğunu hep hissediyordum.”

Haberin Devamı

Cumartesi gecesi Naavah’taki durum
Soho House’daki Naavah adlı restoranda cumartesi gecesi durum hoş olduğu kadar, kafa karıştırıcıydı: Farklı dillerin havada uçuştuğu, Birleşmiş Milletler misali masaların pek şahane uyumu...
Kulübün alt katındaki Cecconi’s’te yapılan düğündeki Türkçe pop müziğin “Seni gidi fındıkkıraaan” diyerek son ses kulakları tırmalaması...
Ocakbaşı restoranlarını andıran ızgara et dumanlarının kıyafetlerin üzerine bir güzel sinmesi...

Haberin Devamı

Bobby’nin fenomen
olma hikâyesi
Şokopop’un YouTube kanalında çok acayip bir fenomenin varlığını öğrendim:
“Bobby in Teardrops” ya da orijinal ismiyle “Garip Kuş”.
Başrollerinde Necla Nazır ve Ediz Hun’un oynadığı 1974 yapımı bu Yeşilçam filmi meğer Papua Yeni Gine’de yıllardır bir klasik ve fenomenmiş!
Hatta bu filmin neden burada fenomen olduğuna dair üşenmeyip tez bile yazmışlar.
Filmin dünyanın öteki ucunda bunca yıldır fenomen olmasının sırrı ise şuymuş:
“Garip Kuş”un da içinde olduğu bazı Yeşilçam filmleri zamanında İrlanda’ya satılmış.
Dağıtımcılar bu filmlerin isimlerini değiştirerek dolaşıma çıkarmış.
Aralarında en şanslı çıkan da “Garip Kuş”, yani uygun görülen ismiyle “Bobby in Teardrops” olmuş.
Şaka gibi bir hikâye!
Filmin konusuna ise hiç girmeyeyim.
Tanıdık bir “sen beni yanlış anladın” hikâyesi işte.

 

Yazarın Tüm Yazıları