Otomatik Portakal’ın ruhu Moda Haftası’nda

Stanley Kubrick’in “Otomatik Portakal”ı unutulmaz, kült filmlerden biridir.

Haberin Devamı

Filmin baş kahramanı Alex ve çetesinin insanlara nedensiz yere uyguladığı ve eğlenceye dönüştürdükleri şiddet...
Daha sonra Alex’in topluma tekrar kazandırılması için beyninin yıkanması...
Anthony Burgess’in romanından uyarlanan 1971 yapımı filmin aklımda kalan sahneleri bunlar...
Çarşamba günü Alex’in ruhu bizim Moda Haftası’nda yeniden canlanmıştı.
Deniz ve Begüm Berdan’ın markası DB Berdan’ın Ultra Violence temalı defilesiyle.
Defilede Alex’in filmde giydiğine benzer şapkalar ve bazı kıyafetlerin üzerinde Alex’in siluetinden oluşan kamuflaj desenler vardı.
Deniz ve Begüm, “Otomatik Portakal”dan yola çıkarak şiddetin olağanlaşmasını işlemişler defilede.
Kıyafetleri bilemem ama (biçki dikiş uzmanı değilim), temanın yansıtılış şekli başarılıydı.
Ayrıca günümüz ortamına cuk oturmuştu.
Çünkü hepimiz Ankara’daki bombalamanın ertesi günlerinde şiddetin sıradanlaştığı günleri yaşıyoruz. Hatta defileye girmeden önce PR sektöründen arkadaşlarla şu konuşmaları yaptık:
“Şuralarda bomba patlayabilirmiş, dikkat et.”
“Hafta sonu şuralara gitme.”
“Hep böyle mi yaşayacağız, ne olacak?”
“Zaten epeydir böyle değil miydi?”
Doğrusu, bu konuşmalara bakınca şunu düşündüm:
“Otomatik Portakal” filmindeki şiddet bile artık daha masum.

Haberin Devamı

Moda Haftası ortamından notlar

◊ OLMUŞ... Moda Haftası çadırının Zorlu’ya konuşlanmış olmasını beğendim. Hem giriş çıkışlar çok rahat hem de çıkışta oturup konuşabileceğiniz mekan çok. En çok rağbet gören mekanlar belli: Morini ve Cantinery.
◊ OLMAMIŞ... DB Berdan defilesini izlerken bir kez daha, “Peki ama bu insanlar kim?” oldum. Her zamanki gibi ön sıralar popüler yüzlere ayrılmıştı. Moda sektörünün önde gelen bir ismi veya bir moda dergisinin editörü ortalıkta yoktu.
◊ FAZLA OLMUŞ... Defile izleme kafası demek bizde aynı zamanda kendi stilini de teşhir etme çabası demek...
Çoğu katılımcı bu ruh haliyle stilinin altını dolmakalemle çizme telaşındaydı.
Aslında tasarımcının defilesiyle ilgilenmekten çok, “Stilim fark ediliyor mu?” sorusuna yanıt aramakla meşguldü.

Lifetime’ın gecesi

Haberin Devamı

Çarşamba günü Moda Haftası’nın ardından 26 Nisan’da yayın hayatına başlayacak Lifetime kanalının Spago’daki tanıtım gecesine de katıldım.
Kadın odaklı eğlence programlarıyla ünlü bu yabancı kanalın davetinde aynı masada oturduğum insanlarla ortak konumuz elbette, “Gidişat nereye?” sorusuydu.
Her zamanki gibi net yanıtlar bulunamadı, bulanık sularda yüzüldü...
Bir yandan yeni projelerin durmamasına, devam etmesine seviniyorduk.
Bir yandan da karamsarlığımızı engelleyemiyorduk, “Çember daralıyor” diyerek...

NOT: Bu arada Lifetime’da sadece yabancı yapımlar yer almayacakmış. Popüler programların yerli formatları da ekrana gelecekmiş. Dahası, Özge Uzun sabahları bir talk show’la kadın seyircinin karşısına çıkacakmış.

Haberin Devamı

Mevzular arası trekking 

◊ SEKSİ İDDİA...
Önümüzdeki ay çıkacak In James Dean: Tomorrow Never Comes kitabının iddiasına göre James Dean, Marlon Brando’nun seks kölesiymiş. İkili arasında sado-mazo bir ilişki söz konusuymuş.
İddiayı bilemem de, şu analiz kesinlikle doğru derim:
Brando aslında sadece Brando’ya aşıktı!
◊ OLAY KONUŞMA...
İngiliz işadamı Richard Branson’ın İstanbul Talks konferansında söylediği şu sözler tutuklanmasına sebep olur mu acaba?
“İngiltere’de IRA ile savaş sürerken benzer şeyleri yaşamıştık. Bir lider geldi ve ‘Uzlaşalım, bunu bitirelim’ dedi.
O örgütün başındakiler bugün Kuzey İrlanda’yı yönetiyor... Bütün çatışmaların müzakerelerle çözüldüğünü artık anlamak lazım.”

Yazarın Tüm Yazıları