Nil ‘tektaş’ını kendisi almıştı İrem ‘yüzükle kapımı çal’ diyor

 Bugün Hürriyet Pazar’da Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi 100 albümü dosyası var.

Haberin Devamı


Dosyanın oluşturulmasına katkısı olan jüride ben de varım.
Hakan Gence tam da bu dosya için aradığında İrem Derici’nin yeni single’ı Tektaş’a göz atıyordum.
Geçmişteki bir başka tektaş şarkısı, Nil Karaibrahimgil’in Pırlanta’sıyla kıyas yapmak için.
İrem Derici’nin şarkısını dinledikten sonra gördüm ki, Nil’in Pırlanta’sı hâlâ pırlanta gibi! Çünkü o şarkının kendi içinde bir duruşu, tavrı vardı.
Sözleri hızlıca hatırlayalım:
“Sağ eller havaya, pırlantalar buraya
Tektaşımı kendim aldım, tek başıma kendim taktım Girmesinler
havaya
İyi kötü kazanırım para, ama kalptir asıl kumbara
Bir sevgilim yoksa kollarımda,
Napiyim pırlantayı parmağımda?”
Şimdi İrem Derici’nin Tektaş şarkısının sözlerine bakalım:
“Yıldızlar yanında sönük
Aşkı kalbi kadar büyük
Bir gün kapımı çalacak biliyorum
Elinde tektaş bir yüzük...”

Haberin Devamı

Nil ‘tektaş’ını kendisi almıştı İrem ‘yüzükle kapımı çal’ diyor


DAĞLAR KADAR FARK

Nil’in 2006 yılında yayınlanmış tektaş şarkısında özgürlük, kendi başınalık tatlı bir şekilde kutsanıp tektaş efsanesiyle ince ince dalga geçilirken, 2017’de İrem’in şarkısıyla gelinen noktaya bak:
Kayıtsız şartsız teslimiyet...
Kapımı çalıp evlenme teklifi etse diyerek tatlı hülyalar diyarında kaybolmalar filan...

ŞARKILAR DA ZAMANA UYUYOR
Şarkılar bulundukları dönemin ruhunu yansıtır ya.
Bu iki tektaş şarkısı da içinde bulundukları zamanı anlatıyor işte.
Nil’in Pırlanta’sı bir dönem (özellikle de Cahide’nin Tepebaşı’ndaki yerinde bangır bangır çalarken) genç kadınların milli marşı gibi bir şeydi.
Sözlerindeki başına buyrukluk sevilmişti çünkü.
İrem’in şarkısı ise sadece ve sadece evliliği, tektaşı kutsuyor.
Yani sınırları baştan çizilmiş, sürprizi/heyecanı/tavrı yok.
Şu anki pop zamanın ruhu da ne yazık ki böyle işte.
O yüzden Hürriyet Pazar’ın en iyi 100 albüm dosyası için albüm düşünürken de zihnim hep geçmişe gitti.
Çünkü en pırlanta işler hep eski tarihli.
İçinde samimiyet ve zamana yenik düşmeyen yeni bir şey barındırdıkları için...

Mamut’taki interaktif performanslara dikkat

Haberin Devamı

Bu haftanın en önemli hareketi, bereketi bu yıl beşincisi düzenlenecek genç güncel sanat fuarı Mamut Art Project.
Dünkü yazıda Mamut’ta bu yıl “İkonz” adlı işleri sergilenecek genç ekip Krüw’den bahsetmiştim.
Şimdi sıra Mamut’taki diğer dikkat çeken işlerde:
◊ Öncelikle Yağmur Tacar’ın Tersyüz adlı performansını kaçırmayın. İşin felsefesini uzun uzun burada anlatmayayım.
Sadece Yağmur Tacar’ın vücudunu altınla kaplayacağını, performansın interaktif ve sürprizli olduğunu belirteyim.
◊ Bir ilginç performans daha var.
Gizem Karakaş’ın Muhakeme’si.
Karakaş’ın performansı da interaktif. Ayrıca basit ve etkili.
Karakaş’ı önündeki deftere bir şeyler yazarken göreceğiz performansı sırasında.
Bu sırada dileyen ziyaretçi yazılı olarak Karakaş’ın dışardan nasıl göründüğüne dair bir şeyler yazabilecek. Karakaş’ın arkasındaki ayrı bölmede ise onun deftere yazdıkları yansıtılacak. Kısaca amaç bu:
Gizem ne hissediyor? Ve Gizem dışardan nasıl görünüyor?
◊ Peki diğer işler? Bu sene tam 1000 başvuru yapılmış Mamut’a. İnanılmaz bir sayı.
Bunların arasından sergilenmek üzere 50 sanatçı seçilmiş.
Benim 50 sanatçı arasından not aldıklarımı hemen söyleyeyim: Furkan Öztekin, Gökhan Gökseven, Kaan Sofuoğlu ve Mert Keskin.
◊ Unutmadan, Akkök Holding sponsorluğundaki Mamut Art 26 Nisan Çarşamba günü KüçükÇiftlik’te açılıyor. 30 Nisan’da sona eriyor.

Haberin Devamı

Güzin Abiliğim başlamadan biter!

Pazar Kafası’nı bir okur mail’iyle kapatıyorum arkadaşlar.
Buyurunuz, cuma günkü yazıyla ilgili gelen bal kaymak okur mail’ine, aynen aktarmaca:
“Onur abim, köşe yazılarını keyifle okuyorum. Bugün de okudum ve Ayşe Hanım’ın (Arman) yazdığı gibi evlenmek kadınlar için bir zafer.
Sen demişsin ya, evlilik olmadı diye bir ilişki bitmez yahu, hayatta inanmam diye. Yanlış! Dört sene bir kızla çıktım. Okul bitince memlekete döndüm ama ilişki sürüyordu.
Kız dedi ki artık bir adım at, evlilik yoksa artık ben yokum. Bunun üzerine ayrıldık.
Dün bir yıl sonra onunla ilk kez görüştüm. Yine muhabbetimiz aynıydı.
Barışalım ama evlenmek için başlayalım dedi.
Anlayacağın kadınlar için ilişki diye bir şey yok. Sonunda evliliğe çıkacak bir savaş var abim. Ve yine anlayacağın o ki, barışmadım.” (Hakan A.)

Yazarın Tüm Yazıları