Nemli İstanbul gecelerinin hızlı bir özeti

Birkaç gündür malumunuz, İstanbul gecelerinin nemi, o dayanılmaz ‘r’ vurgularıyla efsane olmuş Seda Sayan şarkısı gibiydi: “Ah gecelerr, kabus gibi çöker gecelerr.”

Haberin Devamı

Sıcağın tüm ağırlığına inat kendimi sokağa attığımda karşılaştığım şey yine nem oldu:

Yolda gördüğüm beş tanıdıkla yanak yanağa öpüşmenin kaygan zemin bir sonucu olarak...  

Neyse ki, gecenin ilerleyen dakikalarında karşılaştıklarıma “Öpüşmesek mi?” diyebildim.

İnsan yaş aldıkça “hayır” demeyi öğreniyor, muhteşem kazanç.

İlk durak Bebek Otel.

Bebek Otel’in önce rooftop’ına çıkıp Boğaz’daki esintiden nasiplendim, sonra alt kata inip “kim var kim yok” tespiti yaptım.

Bebek Otel’in bu iki katı iki ayrı dünya aslında.

Alt kat İstanbul’un ağır topları: İş-spor ve medya dünyasından figürler ve onlar gibi olmak isteyen hevesliler.

Üst kat ise daha genç, daha yabancı ama sanki biraz da kaderine terk edilmiş gibi...

İÇİNDEN POPÇU GEÇEN BİR FOTOROMAN

Gecenin ilerleyen dakikaları...

Haberin Devamı

Bebek Otel’den çıkıp Bebeköy’deki Momo’ya gidiyorum.

Margaritalar eşliğinde coşarken bir ara fotoroman izler gibi masalar arası bir flörtü yakalıyorum.

Bir masada ünlü bir pop şarkıcısı ve arkadaşları. Onun çapraz masasında ise bir başka pop şarkıcısının eski sevgilisi. Aynı anda mesajlaşıp gülümsüyorlar.

Ama asla bir araya gelmiyorlar.

Belki yanılıyorum ama ne diyor o spiritüel klişe “sezgilerim kuvvetlidir”.

Bu ikili yakında sevgili diye çıkar ortaya...

GALERİDEKİ YAZ PARTİSİ

Bir başka gece...

Galataport’a girmeye çalışıyorum ama sıra sıra dizilmiş, İstanbullunun hafızasına artık “Orta Doğulu turist aracı” olarak kazınmış lüks siyah minibüslerden gına geliyor ve vazgeçiyorum. İstikamet Galataport’un dışında kalan bir Karaköy galerisi olan Bosfor.

Bir galeri binası olan Juma’nın içinde yer alan Bosfor’un terasında çılgın bir kalabalık var.

Galerinin sahibesi Gökşen Buğra’nın verdiği bu mini yaz partisinde şehirde kalan ne kadar cool karakter varsa hepsi bir araya gelmiş.

Gökşen’i ve tabii Serhat Tuncay’ı tebrik ediyorum.

Bir ara mimar Kemal Serkan Demir’le sohbet ediyorum.

Seferihisar’da kurduğu şarap bağlarından ve bağların içinde kurmak üzere olduğu muhteşem yapıdan heyecanla bahsediyor.

Gerçekten müthiş bir iş geliyor, ben de heyecanlanıyorum.  

FİNAL

Haberin Devamı

İşte böyle... Sıcağa rağmen ne kadar çok sosyalleşmiş olduğumu onca satırdan sonra anlamış oldum ve hararet bastı şu an. Gidip bir soğuk duş alıp tekrar dışarı çıkayım!

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları