İstanbul’un sosyal hayatı yazın neden çekilmez

.

Haberin Devamı

◊ Klimalı diye mekâna oturursun, içerde klima minimumda çalışır.
Bakınız, Nişantaşı’ndaki Gizia Brasserie...
◊ Ortamların kalitesi iyice bulanıklaşır.
Bakınız, Nişantaşı’ndaki Beymen Brasserie’de herkesin konuştuğu olay. Bir müşteri silahını masanın üzerine koyup öyle oturmuş. Herkes “Ne oluyoruz?” diye ürkmüş haliyle...
◊ Arap turist sezonu açıldığı için taksiler seni beğenmez.
Bakınız, devamı bir sonraki yazıda...
◊ Kimse kimseye saygı duymaz, hele belli bir saatten sonra daha çok.
Bakınız, geçtiğimiz akşam Beşiktaş’ta trafikte giderken müziğin sesini son ses açıp tüm cümle aleme dj’liğini zorla dinleten yanı başımızdaki araçtakiler gibi...

‘Türk’sün diye mecburen taksimetre açıyorum’

Gece saat 00.30 dolayları, Bebek.
Her yer kalabalık ve her zamanki gibi taksi bulmak mümkün değil.
Çıktığımız mekânın önünde epey bir bekledikten sonra nihayet bir tane buluyorum.
Lakin şoföre Türkçe seslenince hemen yüzü düşüyor ve garip bir itiraf geliyor:
“Türk’sün diye mecburen taksimetre açıyorum.”
Gevrek gevrek gülüyor ve bir yandan yolda konuşmaya devam ediyor:
Arap turist alsaymış daha çok kâr edermiş, neyse artık yapacak bir şey yokmuş...
Şoförün söylenmesini dinleye dinleye, yoldaki Arap turistleri gördükçe “Tüh ulan kaçırdık” demesinden nefret ede ede varacağımız geldik.
Amma velakin hem bu duruma düşmemizden utandım hem de artık bu şehirde ikinci sınıf vatandaş gibi görülmekten bıktım.
Kiralık ev bakarsın, “Valla siz tutmazsanız yabancılar sırada, onu söyleyeyim” derler.
Taksiye binersin, Türk olduğunu görünce üzülürler. Elbette bir ara araçtan inmeyi düştüm.
Ama sonra yeniden taksi bulmakla uğraşamayacağımı düşünüp katlandım.
Zaten İstanbul’da yaşamanın öteki adı artık bu: Katlanmak.

Olmamış sanki

Haberin Devamı

◊ Her ne kadar reklamın alt metni
sosyal sorumluluk mesajı içerse de,
Kıvanç Tatlıtuğ ve Başak Dizer Tatlıtuğ’un bebek bezi reklamında oynaması..
Kıvanç bol bol rol kesmiş ve bir reklam filmi için fazla teatral.
Başak Dizer de neredeyse reklamda yok gibi...
◊ Emir Can İğrek’in çok sevilen yeni şarkısı Ali Cabbar... Melodisi orijinal değil. Müziği hem eski Zeki-Metin filmi “Beş Milyoncuk Boş Verir misin”in müziğine hem de Rumeli türküsü “Evlerinin Önü Handır”a benziyor.

Yazarın Tüm Yazıları