Hangi yaşamı satın alırdınız

Ucundan azıcık ya da tamamen, hepimiz aslında instagram ya da snapchat’ten hayatımızı, yaşadığımız anları vitrine koyarak satışa çıkarıyoruz.

Haberin Devamı

“Benim böyle bir yaşam modelim var” diyoruz. 
Ve içten içe bizi takip edenleri o modele ikna etmeye, özendirmeye çalışıyoruz. 
İlham vermek zaten böyle bir şey değil mi? 
Katya ve Rob çiftinin instagram fotoğraflarına ve ortak bloglarına (katyanovablog.com) baktıktan sonra bunu daha çok düşündüm. 
Düşünmekle kalmayıp onlarla beraber gezmek, hatta yanlarına yerleşmek filan istedim!
O denli coş bir arzuyla...
Çünkü Katya ve Rob, ilişkilerini/hayatlarını belgesel gibi ortaya döken bir modern zaman çifti. 
Fotoğrafçı bir arkadaşları var, Tamara. 
Tüm estetik fotoğrafları o çekiyor. 
Her şey profesyonel yani. 
Katya’nın doğumunu mesela, nefis çekmiş Tamara. 
O küçücük bebeğin (Matrix’e ithafen adı Zion keratanın) günden güne büyümesini stilize fotoğraflarla görmek mümkün...
Dahası, Katya ve Rob yerinde durmuyor. 
Dört-beş ay bir yerlerdeler. 
Sonra başka bir ülkede/kıtada. 
Bloglarında bir yıllık seyahat programları dahi var!
Hayatlarında elbette sağlıklı beslenme, yoga filan da mevcut. 
Yani tam şu zaman insanının özeneceği türden bir yaşam modeline sahipler. 
Ne şehirde çok çalışarak sürünüyorlar ne de disiplinsiz, çok fazla bohem, hippi hayatı sürüyorlar. Her şeyden bir tutam...
Ama sonuç değişmiyor, kendi yaşam modellerini satışa çıkarıyorlar işte. 
İnsan bir süre sonra o modele de hapsolup kalmaz mı? Sıkılmaz mı? Sırf takip eden milyonlarca insan senden ilham alıyor ve sen de bu şekilde tanınmaya başlıyorsun diye buna değer mi? 
Soruların yanıtı kişiye göre değişir. 
Lakin artık böyle, alışın. 
Hatta sıradan bir yaşam modeliniz varsa, hafiften değiştirmeye başlayın. 
Başka bir yere doğru gidiyoruz çünkü. 
Ufak ufak...

Haberin Devamı

Hangi yaşamı satın alırdınız


Bunlar iyiydi, bu berbattı

* Suriyeli mülteci dramını gerçek bir hikaye üzerinden, belgesel gibi anlatan Teoman’ın Limanında adlı klibi iyiydi. 
Tek kusur, Suriyeli çiftin kaçış hikayesine odaklanınca şarkıyı kaçırıyorsun arada. 
* Kenan İmirzalıoğlu ve Sinem Kobal’ın sade düğün davetiyesi iyiydi. 
Son derece sıradan, abartısız bir davetiye. İsteseler bin tane oyuncaklı şey yapabilirlerdi, yapmamışlar, daha iyi olmuş.
* Türk Telekom’un Ronaldo’lu reklamı gayet kötüydü. 
Her çıktığında “Nasıl bu kadar sıradan bir iş yapmışlar” oluyorsun...

Haberin Devamı

Hangi yaşamı satın alırdınız

 

Bu fotoğraf kült olma yolunda

Çarşamba günü Galatasaray-Fenerbahçe maçı öncesi sosyal medyada hızla yayılan bir fotoğraf vardı. 
Herkes birbirine o fotoğrafı gönderip durdu. 
Söz konusu fotoğrafta Mahsun Kırmızıgül ve Özcan Deniz iki takımın formalarıyla poz vermiş. 
Çok eski tarihli bir fotoğraf. 
İkilinin imajlarından zaten belli...
Fotoğrafta en çok Özcan Deniz’in tavrı/duruşu dikkat çekti, bir de iki ünlü erkeğin bacakları!
Kerimcan Durmaz ağzıyla bu pozlamayı özetlersek, durum şudur: 
Bacakların kıllı zerafetinin baba ofsaytlığı...

Yazarın Tüm Yazıları