Ünlü tabloya patates püresi

110 milyon dolarlık Monet tablosuna patates püresi fırlattılar. Geçenlerde de Van Gogh tablosuna domates çorbası atılmıştı.

Haberin Devamı

 

Almanya’da iki aktivist tarafından patates püresi atılan sanat eseri, Claude Monet imzalı “Saman Yığınları” (Les Meules) adlı tablo.
Bunları deliler yapmıyor tabii.
Hepsi organize işler.
Bir amaç uğruna yapıyorlar.
Monet’nin doğa-zaman ilişkisine odaklanan bu özel tablosuna patates püresi fırlatanlar açlığa, küresel ısınmaya ve dünyanın kötü gidişatına dur demek için yaptılar bu eylemi.
Letzte Generation adlı grup üyeleri, Alman hükümetinin iklimi korumak ve fosil yakıtlarının kullanımının önüne geçmek için sert önlemler almasını istiyor.
“Bir süre sonra açlıktan öleceğiz, bu milyon dolarlık tabloların da bir anlamı olmayacak” diyorlar özetle.
Sanata saldırı kimilerine göre çok saçma.
Bana ise o kadar da anlamsız gelmedi.
Konuşulmak ve dikkat çekmek için doğru bir adres olduğunu düşünüyorum.
Dahası sanıldığının aksine sanat eserlerine zarar da vermiyor bu saldırılar.
Cam ve çerçeve ile korunan tablolara patates püresi falan yapışmıyor yani.
Camı silince geçiyor anlayacağınız, tablo ise zarar görmüyor.
Evet sanata saldırı hoş değil ama sokak ortasında yapılıp az ses getirmektense bu zararsız saldırı politikacıların maalesef gündeminde olmayan iklim krizine dikkat çekmeyi başarıyor.
Aktivist kızın da dediği gibi; yiyecek bir lokma ekmek için savaşacağımız günlerde bu tabloların hiçbir değeri olmayacak.

Haberin Devamı

Şizofren Köpekler ve Sahipleri

Empati, en fazla ihtiyaç duyduğumuz ama en az rastladığımız şey.
Çok kıymetli.
Bir o kadar da nadir.
Empatiye rastlar rastlamaz saldırmam, sarılmam bundan.
Çağdaş Sincer’in yeni çıkan “Şizofren Köpekler ve Sahipleri” adlı kitabı tamamen empati üzerine kurulu.
Hayvanlarla empati yapmadan onlarla iletişim kurmak imkânsız zaten.
Çağdaş, kitabında empati yapamayan insanların köpeklere bilmeden, farkında olmadan zarar verebildiğini söylüyor. 
Örneğin bir köpekle “sevme” çerçevesinde sürekli yanlış temas etmenin hata olduğunu, bundan kaynaklı doğru temas eden tüm insanlara güven sorunu oluşturduğunu anlatan bir içerik anlatıyor.
Hamile kadınların kedi ve köpeklerden uzaklaştığını üzülerek gözlemliyorum.
Kitapta buna da yer verilmiş. Doğum yapacak hamile kadınların, doğum öncesi ve sonrası köpekleriyle nasıl bir iletişim kurması gerektiğini anlatan bir içerik de var. 
HAÇİKO Yaşam Çiftliği’nde tecrübe ettiğimiz bir gerçek var ki o da köpeklerin diğer köpeklerle oynamasının, onlara insanlarla oynamalarından daha fazla mutluluk getirdiği. 
Diğer köpeklerle sosyalleşmesine izin verilen, teşvik edilen köpekler daha mutlu.Çağdaş kitabına “Ben pitbull’um” diye bir bölüm eklemiş.
Pitbull’ların ne kadar masum olduğunu ve kötü insanlar tarafından saldırgan hale getirildiklerini bir yavru pitbull üzerinden anlatıyor.
Hayvanlar, özellikler de köpeklerle ilgili kitapları okumayı sevenler “Şizofren Köpekler ve Sahipleri”ni başucu kitabı yapabilir.
Son olarak Çağdaş Sincer ismini ise yakında sürpriz bir proje ile daha duyacağınızı söylemiş olayım.

Haberin Devamı

Unutulmayan bir film repliği
“Ölüm bir hastalık, aynı diğer hastalıklar gibi ve bir çaresi var, onu bulacağım.” (The Fountain)

Yazarın Tüm Yazıları