“Bu paylaşım, çocuğunun özeline tecavüzdür. Kızı, kendisini bu acımasız ortama savunmasız bir halde bıraktığı için ileride annesine dava açabilir” diyenler oldu...
“Regl olmak paylaşılır mı” dediler...
Ağır şekilde, acımasızca eleştirdiler Ceyda’yı.Kendin böyle bir paylaşım yapmak istemeyebilirsin ama paylaşanı da böylesine linç edemezsin.
Ben Ceyda’nın regl olmanın normal bir şey olduğunu, fizyolojik döngünün parçasından başka bir şey olmadığını vurgulamak ve sevincini göstermek için bu paylaşımı yaptığını düşünüyorum.
Evet, regl olmak utanılacak, gizlenecek, saklanacak ayıp bir şey değil. Medeni ülkeler kadın pedlerini artık sosyal ihtiyaç olarak sayıp bedava dağıtma seviyesine gelmiş durumda.
Markette ped alırken utanma, pedi saklama gereği duyma devri geçeli çok oldu.
“Bir kişi bu durum özelinde farkındalık yaratacaksa kızının değil iznini aldığı yetişkin birinin ya da kendisinin regl olmasını paylaşmalı” diyenlerle “Regl olmak paylaşılmalı mı?” sorusu üzerinden değil, “İnsanlar çocuklarını sosyal medyada paylaşmalı mı?” sorusu üzerinden tartışmak daha doğru.
Ama bu ayrı bir yazı konusu. Konumuza dönersek, üzerine titrediği kızının regl olabilmesine sevinmiş bir anneyi böylesine linç etmenin, kırmanın haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Ev modasına geçtik ve evden çalışanların ilginç kombinleri oluştu.
Ayağımıza ne giydiğimiz önemli değil, ekranda göründüğümüz kadarı iyi olsun yeter.
Home office toplantı kıyafetleri terlik, pijama, belki eşofman ama üstüne mutlaka şık bir bluz, gömlek ya da kazak şeklinde.
Altı kaval üstü şeşhane durumları yani.
Ekrandaki görüntüyü kurtaralım, gerisi önemli değil nasıl olsa.
Sokakta da ayrı bir durum söz konusu.
Ünlülerin sokak modası da eşofman, spor ayakkabı, bol kazaklar, pofuduk montlar şeklinde ilerliyor.
Mağaza yerine online alışverişe yöneldiğimiz ve online’da hem seçenek hem de indirim kovalama açısından kendimizi daha iyi hissettiğimiz bugünlerde
Nasıl aç, nasıl halsiz, nasıl zor durumda olduklarını anlatamam.
Hava da ılıktı üstelik.
Soğuk geçecek olan bu hafta sonunu düşünmek bile istemiyorum.
Siz de bu hafta sonu sokağınızdaki canları beslesenize. Hem değişiklik olur, kapının önüne çıkmış olursunuz.
İlla kuru mama almanıza gerek yok, bu hayvanlar sizin tabağınızdan artanlarla karınlarını doyurabilirler.
Soğukla baş ederken en azından açlık çekmemiş olurlar.
Apartmanınızın ya da evinizin kapısını onlara açarsanız çok daha şahane bir şey yapmış olursunuz tabii. Korona tehdidi ile yaşadığımız şu günlerde karın doyurarak ya da yuva olarak sevaba girmek istemez misiniz?
Milyonfest Online başladı
“WhatsApp’ta konuşulan, paylaşılan WhatsApp’ta kalır” cümlesini de kurdu.
Tam da ben geçen hafta “Bu gruplara gıcık oluyorum, anında eşlerine ispiyonluyorum” demişken.
Yeni WhatsApp sözleşmesi ya da günün birinde ifşa olma ihtimali bile erkeklerin bu gruplardan vazgeçmelerini sağlayacaksa ne güzel aslında.
Vazgeçmeseler de ben 7/24, yerli yersiz, hunharca devam eden, evdeki kadınlara ayıp ve haksızlık edildiğini düşündüğüm bu erkek muhabbetine karşı savaşmaya devam edeceğim.
Bu arada bir dip not:
WhatsApp mesajlarıyla cinsel fantezilerini besleyenler, genelde uzun ilişkisi olanlar ve evli erkekler.
Yani erkek geyikleri gençler ve bekarlar arasında pek yok.
Benim asıl gıcık olduğum nokta işte tam da bu zaten.
Erkekler hiç kusura bakmasınlar, yakaladığımı, gördüğümü ifşa ediyorum. Eşlerini, arkadaşlarını arayıp direkt ispiyonluyorum.
İyi de yapıyormuşum.
Avukat Yıltay Günay’ın Instagram story’sinde Yargıtay kaynaklı şu habere denk geldim: “Porno sitesine giren erkek, boşanma davasında ağır kusurlu sayılır.”
Buyurun bakalım.
Eşiniz, sevgiliniz yanınızda değilken, bilgisayarda ya da elinizdeki o telefonda istediğiniz hayatı yaşayamazsınız.
Oralarda öyle serbestçe dolaşıp eşinizi ihmal edemezsiniz. Bu haklı bir boşanma sebebidir ve boşanmada suçlu sayılırsınız. Bayıldım ben bu karara.
Ama tabii yargıda boşanma davalarındaki bu hassasiyetin kadın cinayetlerinde, tecavüz olaylarında ve hayvana şiddette de olmasını istiyoruz. Hatta bunu daha fazla istiyoruz.
Semptom olmasa da bulaştırıyor
Millet dağda, bayırda, plajda yeni yıl kutluyor, tatil yapıyor.
Bir de hani Amerika, Avrupa, İngiltere virüsten kırılmıyor olsa bu vurdumduymazlığı anlayacağım ama o da değil.
Yabancı ünlülerin tatil fotoğraflarına baktım da hep bir yerlerdeler.
Ama ben dünya bu haldeyken otelleri kayak tatillerini milletin gözüne sokarak ayıp da ettiklerini düşünüyorum.
Paul McCartney eşi ile tekne turuna çıkmış.
Rihanna Barbados’ta tatilde.
Robbie Williams, eşi Ayda Field ve oğullarıyla St. Barts’ta tekne gezisinde.
Kylie, Kendall ve Kris Jenner
Kendime göre sıra dışı bir 31 Aralık-1 Ocak buluşması bekliyor beni.
Benzer durum çoğumuz için geçerli.
Yalnız ya da çekirdek grupla gireceksiniz yeni yıla. Uzun zaman sonra dışarıda arkadaşlarınızla ya da evlerde kalabalık buluşmalarla kutladığınız bir yılbaşı olmayacak bu kez. Kalabalık sofraları, hıncahınç dolu sokakları, eğlence mekanlarını da unutun.
Evdeyiz yani...
Hazır mısınız peki?
Ne planladınız? Ben biraz kendiminkilerden bahsedeyim, size de fikir verir belki...
Yılbaşı havasını hissedebilmek için kapının üzerine yılbaşı konseptli bir kapı süsü astım bile.
Yılbaşı temalı bir paspasınız varsa onu da kullanmanın kesinlikle tam zamanı.
Karantina resmen gecemizi gündüzümüzü birbirine karıştırdı.
Gece uyuyamayanlar, gündüz yataktan kalkamayanlar...
Araştırmalar, teknoloji çağı ile birlikte normal uyku süremizden 1.5 saat çalınmış olduğunu söylerken diğer yandan da aman düzenli uyuyun, uykunuzu alın cümleleri ve tavsiyeleri havada uçuşmakta.
Uykusuzluğun neden olduğu stres, obezite, dikkat eksikliği ya da performans düşüklüğünü falan geçtim, şu sıralar asıl sorun uykusuzluğun bağışıklığı düşürüp bizi virüslere yem edebilme olasılığı.
Düzenli ve yeterli uyku tam bir koronasavar. Sağlıklı uyku için gerekenleri hem kendim hem de sizler için not aldım.
İlk adım, yatış ve kalkış saatlerini sabitlemek olmalıymış.
Biliyorum çok zor, o uyku gelmedi mi gelmiyor, uyurken de göz açılmadı mı açılmıyor ama birkaç gün bu işkenceyi çekerek bu saatleri sabitlemeye çalışalım.
Uyku öncesi
Justin Bieber, ona güzel kızların profillerini gönderen İbrahim Tilaver’e DM’den mesaj attı.
Tanışıyorlar mı, hayır!
İbrahim Tilaver kim? Reynmen’in arkadaşı!
Zaten biz de olayı Reynmen’in story’sinden öğrendik. Justin, İbrahim’e “Bana, evli bir adama neden bunları gönderiyorsun” diye yazdı. Ben bunda kıskanç bir kadın parmağı görüyorum ama neyse, oraya geleceğim.
Önce olayı detaylandırayım.
İbrahim Tilaver, bir süredir Instagram’da beğendiği kızların fotoğraflarını, profillerini Justin Bieber’a DM’den gönderiyormuş.
“Neden?” diyeceksiniz.
Kendine arşiv yapıyormuş!
Koronanın bulaşma riskinin en fazla olduğu etkinlikler listelerinin en tepesinde konserler yer aldı.
Gelinen noktada hepimiz 1 yıldır evde oturuyoruz.
Sonunda çözüm olarak en fazla dijital konserlere evrildik.
Bu konuda gıkımızı da çıkarmadık. “Konser mekanlarını açın, her şeye rağmen kalabalıklara şarkı söyleyelim” diye tutturmadık, çünkü toplum sağlığını önemsedik.
En azından ben ve yakın çevremde durum böyle oldu.
İşte tam da bu nedenle bu hafta sonu Madrid’den gelen videoyu dehşet içinde izledim.
İspanyol şarkıcı Raphael, 60’ıncı sanat yılını, Madrid’deki WiZink Konser Salonu’nda 5 bin kişinin izlediği bir konserle kutladı.
Üstelik bunu yaptığı gün İspanya sağlık bakanı “
Eymen 8-9 yaşlarında bir çocuk, okulda yaramazlık yapmış, annesi de ceza olsun diye kaplumbağasını satmış.
Çocuğu bağ kurduğu canlı ile cezalandırmış yani.
Bence cezaların en büyüğü.
Benim de küçükken civciv olarak aldığım ve büyüttüğüm 3 tavuk 1 de horozum vardı.
Horoz annemi sürekli gagalar, geceleri de olur olmaz saatte tiz sesiyle öter, apartmanı ayağa kaldırırdı.
Bir iki derken şikayetler gelmeye başladı.
Bizimkiler çaresiz kaldı.
Normalde her yıla tek bir renk belirlerler.
Sadece 2016’da iki renk seçip, soluk pembe ve bebek mavisini yılın renkleri olarak duyurmuşlardı. Şimdi yine iki renkle geldiler.
Pantone’un açıklamasına göre sarı renk; iyimserlik ve canlılık ile ilişkilendirilirken gri rengi sakinlik, istikrar ve esneklik duygularını yansıtıyor.
Korkunç 2020’den sonra gerçekten de ihtiyacımız olan şeyler bunlar.
2020’nin rengi neydi diye durup bakmadan edemedim tabii.
Bu yılın rengi sakinliği temsil eden klasik mavi imiş.
Yaşadıklarımız maviden soğuma sebebimiz olabilir.
Onların çıkarılması, tedaviye alınması ve sonrasında ailelerine kavuşmaları için HAÇİKO’nun İstanbul’dan İzmir’e giden ekipleri ve İzmir temsilcimiz canla başla çalıştı.
Bu özverili çalışmada ve hatta sonrasında da bize Yolcu360 lojistik destek verdi.
Ağır hasarlı Cumhuriyet Apartmanı’nın 7’nci katındaki pencereden Nazlı kedimizi beslemiş, su vermiş ve sonunda kucaklayarak yakalamıştık.
Hatta o arada başka bir daireden de kanatlı bir canımızı kurtarmıştık.
Bu süreçte, güvenli bir transfer sağlayan Yolcu360 desteği ile Nazlı’mızı önce veteriner kontrolüne götürdük ve sağlığından emin olduk, ardından ailesine teslim ettik.
Kendisini sokaktan bulup sahiplenen, ona sıcacık bir yuva olan aile ile Nazlı’nın kavuşması hepimize büyük moral oldu.
Araç kiralama trendinin yükselmesi ile kullanıcılarla en uygun araçları buluşturan Yolcu360, depremzede canları hayatla buluşturmamıza yardım ederek örnek bir tavır sergiledi.
Konseri Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fattah al-Sisi de izlemiş.
Buraya kadar olabilir bir durum.
Ama İngiltere yasaları gereği ülkeye döndükten sonra 14 gün karantinada kalması gerekirken, tam 1 hafta sonra 28 Kasım’da Casa Cruz adlı restoranda kendi doğum günü partisine katılmış.
Özür üzerine özür tabii:
“Hükümetin koyduğu yasağa ve tavsiyelere uymadım. Bu nedenle tekrar tekrar özür diliyorum. Bir pop yıldızının, kuralları böylesine yıktıktan sonra özür dilemesinin bir ağırlığı olmadığını biliyorum. İnsanlar benim yanlışımı örnek alabilirler. Onlara mesajım şu; lütfen yapmayın. Şu anda yaşadığım suçluluk ve utanç duygusunu anlatamam.
Hükümetin ve her biri birer kahraman olan sağlık çalışanlarının tavsiyelerini dinlemeye devam edin ve önlemlerinizi alın.”
Bizde kurallara uymayanların bu kadar derin özürler dilediğini pek görmedim ben.
Her sabah yürüyüşe çıkan biri olarak ne yapacağım diye düşünürken Leslie geldi aklıma.
Size de önereyim dedim.
Leslie için evde, dışarı çıkmadan yapılabilecek yürüyüş ve egzersizlerin kraliçesi diyebilirim.
Güler yüzlü, enerji dolu, belki de manken gibi ya da çok fit olmadığı için pek çok kadının kendisine yakın hissettiği Leslie’nin YouTube’daki egzersiz videoları, özellikle korona sonrası dönemde çok popüler oldu.
Örneğin 30 dakikalık yürüyüş videosu, 1 yıl içinde 30 milyon kez izlendi.
“Walk at Home by Leslie Sansone” adlı kanalın 2.78 milyon abonesi var.
Karantina günlerinde pek çok kadının en yakın arkadaşı olan Leslie ile siz de tanışın bence.
WhatsApp grupları sağ olsun, pandemide daha fazla insanla tanıştık.
Herkesin artık yeni arkadaş grupları var.
Benim hayatıma Motivasyon Korona WhatsApp grubu insanları eklendi mesela.
Kara gün dostları onlar.
Hayatımızın belki de en kötü dönemi diye hatırlayacağımız 2020’yi birlikte geçirdiğimiz insanlar.
Diğer yanda gözünün içine bakarak dertlerini dinlediğimiz, bir akşam yemeğinde gülüp eğlendiğimiz arkadaşlarımızı da özlüyoruz tabii.
Şu anda bir soru sorsak ve “Şimdiki WhatsApp dostlukları mı, yoksa iki eski arkadaşla öğlen buluşması mı?” desek çoğumuz ikinci seçeneği kabul edebiliriz.
Ama o buluşmanın ortalarında kendimizi elimizde telefon, pandemi dönemindeki WhatsApp gruplarına bir şeyler yazarken bulursak da şaşırmayacağım.
Şiddete sahip çıkılır mı diyeceksiniz ama Depp hayranları ikilinin kavgasında tek suçlunun Depp olmadığını, ikilinin karşılıklı olarak suçlu olduklarını düşünüyor.
Ünlü aktörün işini kaybedip eski eşinin kariyerine hiçbir şey olmamış gibi devam etmesini de kabullenemiyorlar.
Durum böyle olunca da göze göz dişe diş diyerek atağa geçmekte gecikmediler.
Amber Heard için “Aquman 2 kadrosundan çıkarılsın” kampanyası başlatıldı.
Change.org’da 1 milyondan fazla imzaya ulaşıldı.
Bu savaşta tek yaralı Johnny Depp mi kalmayacak gibi duruyor. Son olarak “Fantastic Four”da Johnny Depp’in yerine Mads Mikkelsen’in en güçlü aday olduğunu da söylemeden geçmeyeyim.
Korona tablosu karanlık
Hayatta Beşiktaş Radyo’daki programıma Göğüs Hastalıkları Profesörü Dr. Bülent Tutluoğlu konuk oldu.
Ama kedicik sokak kedisi, yani kessen de biçsen de mevcut yasaya göre hapis cezası almıyorsun.
Ne güzel öyle değil mi?
Şiddeti özendiren adalet sistemimiz hâlâ aynı, değişemiyor bir türlü.
HAÇİKO ekibi pazar günü karakolun önündeki eyleme katıldı.
Söyleyeceklerimizi söyledik.
Caninin serbest bırakılmadan akıl hastanesine gönderilmesine bile şükrettik.
Düştüğümüz hale bakar mısınız?
Ömür biraz abartmış olsa da zamanında tehlikenin farkına varmış diye düşündünüz mü?
Arkadaşlar bu telefon işi sakat.
Yüzünüze götürdüğünüz, saatlerce yanağınıza yapıştırıp konuştuğunuz telefonlar mikrop yuvası.
Telefonu koyduğunuz zeminin, elinizin, sağın, solun kiri, mikrobu onda.
Elinizi yıkıyorsunuz, telefonu yıkadığında bozuluyor. Çok iyi saklamanız, dezenfekte etmeniz lazım. O da her zaman mümkün olmuyor işte. Bir de başkasının telefonuyla konuşmayı unutun.
Kimse kimseye telefonunu vermesin.
“Aaa falanca yanında mı, ver telefonu bir de ona merhaba diyeyim”leri de rafa kaldırın.
Çaykovski’nin “Kuğu Gölü” balesinin müziğini duyar duymaz canlanan ve tekerlekli sandalyesinde dans etmeye başlayan Marta Cinta Gonzales Saldana, bu videonun çekildiği 2019 yılında hayatını kaybetmişti.
Videonun viral olması, müziğin Alzhemier’lı hastalar üzerindeki etkilerini araştıran İspanyol Music to Awaken organizasyonu tarafından paylaşılmasıyla oldu.
Viral videoda dans eden genç balerin ise Manta Cinta değil, Ulyana Lopatkina adlı balerin ve “Kuğu Gölü” değil “Kuğunun Ölümü” ile dans ediyor.
Bu hatalar, viralin anlatmak istediğini anlatmasına engel değil tabii.
Şezlonga karşı karavan
Bodrum’da bu yaz plaj girişleri 300 ila 500 TL arasında değişecek.
Localar 3 bin liraya kadar çıkıyor.
Türkbükü’nde bir otelin aylık üyeliğe 24 bin lira istediğini duymayan kalmadı.
24 bin liralık şezlonglar 20 Haziran’da kullanıma açılıyormuş.
O şezlonglara kimlerin kurulacağını magazinden takip ederiz artık.
Param var vurgusu yapıp hava atmak, haber olmak isteyecekler şimdiden ödemişlerdir bu dudak uçuklatan ücreti.
Tatilini gözlerden, haberlerden ve plajdaki olası virüslerden uzakta yapmak isteyenlerin tercihi ise tekneler olacak tabii.
Ve bir de karavan tatili turizmi var.
Karavanlar eskiden daha çok erkek tarafının isteğiydi, kadınlar pek yanaşmazdı.
Ne var ki Covid-19 sonrası güvenli tatil için kadın-erkek herkes karavana yöneldi.
Ama kamp yerlerinin sayılı ve kısıtlı olması büyük sıkıntı olacak gibi duruyor.
Bir yanda 24 bin liralık şezlonglar, diğer yanda korona salgınının sonucu olarak ortaya çıkan karavan tatili...
Bu yaz ilginç geçecek gibi duruyor.
Yine şiddet, yasa hâlâ neyi bekliyor!
Üzgünüm, mutsuzum, bıktım, yoruldum, usandım bu haberleri yazmaktan.
Masumların acı çığlıkları kulaklarımda. Gözüme uyku girmiyor düşünmekten.
Ama meclisimiz hâlâ uykuda.
Manisa’nın Alaşehir ilçesinde kaldırımda yatan masum köpeği sopayla döven mobilyacı ceza almadı.
Acıdan ağlayan köpeğin sesini duyunca sokağa fırlayan çevre esnafına da bıçakla kafa tuttu üstelik. Yasa olsa bu uyarılar, kavgalar ve bıçaklı saldırı da olmayacaktı, polis gelip hayvana şiddetten tutuklayacaktı kendisini.
Ama yok, yasa yok!
Hiç yoktan, yolun kenarında uyuyan, sokakta yaşamaya çalışan masum hayvanlar suçsuzken dayak yiyor, şiddete maruz kalıyor.
Masumları sudan bahanelerle, sebepsiz dövenler cezasız.
Adaletin bu mu dünya?
Adaletin bu mu Türk Ceza Kanunu?
TBMM üyelerimize soruyorum, neden susuyorsunuz, vicdanınız sızlamıyor mu, geceleri nasıl rahat uyuyabiliyorsunuz?
Bu yasa hâlâ neyi bekliyor!
Beşiktaş’tan anlamlı çağrı
Yeni normalimiz gereği radyo programlarını da stüdyodan değil evden Instagram ve YouTube ortak canlı yayınında yapmaya başladım.
Salı geceleri Hayatta Beşiktaş Radyo’daki “Kartal Pençesi” programının Instagram yayınında böylece taraftarlarla da yüz yüze konuşabiliyoruz.
Bu salı konumuz Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün Türk Futbol Federasyonu’na yaptığı o akıl ve vicdan yüklü çağrıydı.
Bilenler vardır; Beşiktaş Kulübü, 2020-21 Süper Lig sezonuna “Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu” isminin verilmesi için Türkiye Futbol Federasyonu’na başvuruda bulunduğunu açıkladı.
Taşçıoğlu, salgının başlarında ülkemizde görülen ilk vakalara bakan kişi olmuştu.
Ön cephede savaşan pek çok diğer sağlık emekçisi gibi koronaya yakalandı ve aramızdan ayrıldı.
Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden sağlık savaşçılarının sembolü olan Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun ismi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne verilmişti.
Ve şimdi bu önemli ismin 2020-21 futbol sezonunda yaşatılması gündemde.
Beşiktaş Kulübü’nün bu anlamlı çağrısını gönülden destekliyor ve “Bu hayatı bir kez yaşayacaksınız. Öyle büyük hayaller kurun ki gerçekleştirmek için tüm gücünüzü verin. Öyle âşık olun ki, tüm dünyayı karşınıza alabilin. Öyle arkadaşlıklar edinin ki gerçek ve samimi olsun” sözleriyle hatırlayacağımız Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nu rahmetle anıyorum.
Sihirli sayı 6
Koronanın yeni normalleri kapsamında pek çok ülkede kapalı olmayan mekanlarda 6 kişiye kadar olan buluşmalara izin verilmeye başladı. Peki neden 6?
6 sayısının sihri, özelliği nedir?
Şöyle; 6 kişi bir araya geldiğinde iki kişi arasındaki 2 metrelik mesafeyi korumak mümkün olabiliyor.
Grubun sayısı 6’yı geçince bölünmeler, sıkışmalar ve gruplaşmalar başlıyor.
Ve koronanın kontrol altına alınmasında büyük önem taşıyan sosyal mesafe tamamen ortadan kalkıyor. Virüslerle yaşamda fazla samimiyet iyi değil ve ileride de iyi olmayacak.
Allah korusun diyerek yeni dünya düzenini en iyi anlatan cümleyle son noktayı koyayım: “Fazla samimiyet tez ayrılık getirir...”
Haber Yorumlarını Göster
Haber Yorumlarını Gizle