Bu filmler kaçmaz

Yarın cuma, sonra hafta sonu, yani sinema vakti.

Haberin Devamı

Seçenekler bol.
Tavsiyeler gelsin o zaman.
Yenilmezler: Sonsuzluk Savaşı
(Avengers: Infinity War):
Yılın en merak edilen filmi.
Türlü türlü süper kahramanın resmi geçidinde, senaryoya da ağırlık verilmiş olması işi sadece aksiyona dayalı bir süper kahraman filmi olmaktan kurtarıyor.
Uykusuz bekleyen asıl fanatikler kadar genel izleyiciyi de mutlu edecek bir film.
Kelebekler:
İyi ki Sundance’den ödülü almış da bağımsız bir yapım olmasına rağmen vizyonda yerini bulmuş. Birbiriyle alakasız hayatlar yaşayan üç kardeşin yıllar sonra babalarının çağrısına uyup yaptıkları yolculuğu anlatan Tolga Karaçelik imzalı bu kara komedi, sinemamız adına yeni ve şahane bir soluk.
Sessiz Bir Yer
(A Quiet Place):
Nefesinizi tutarak izleyeceğiniz bir gerilim. Bence yılın en iyi korku-gerilimi. Emily Blunt’ın eşi John Krasinski’nin yazıp, yönetip, başrolü de üstlendiği Sessiz Bir Yer, sadece sese duyarlı yaratıklara karşı hayatta kalabilmek için sessiz olmaktan başka çaresi bulunmayan bir ailenin başından geçenleri anlatıyor. İşaretler (Sings) tadında bir film.
Minik bir not; filmde işaret diliyle iletişim kuran sağır ve dilsiz kız Regan’ı canlandıran Millicent Simmonds gerçek hayatta da duyma engelli.
Aile Arasında:
O kadar beğenildi ki aylar sonra yeniden vizyonda.
Gülse Birsel’in kaleme aldığı senaryo, Ozan Açıktan’ın yönetmenliği, Engin Günaydın, Demet Evgar, Erdal Özyağcılar, Devrim Yakut, Fatih Artman, Devin Özgür Çınar, Ayta Sözeri gibi isimlerin nitelikli oyunculuklarıyla birleşince bir değil iki kez izlenecek bir komedi olmuş. İlk vizyona girdiğinde kaçıranlar bu kez ıskalamasın.
Köpek Adası
(Isle of Dogs):
Festivalin de açılışını yapan Köpek Adası tam bir Hayırsız Ada filmi. Japonya’da köpekleri sevmeyen devlet büyükleri, hastalıkları bahane edip şehirdeki tüm köpekleri ıssız bir adaya gönderiyor.
Ama her şey Atari Kobayashi adlı küçük bir çocuğun, köpeğini aramak işin minyatür uçakla adaya gitmesiyle değişiyor.
Wes Anderson’un yönettiği Köpek Adası içinde tonla emek olan şahane bir stop motion filmi. Yer yer güldüren, kızdıran, duygulandıran senaryo müthiş bir görsellikle sunuluyor.
Film çıkışı insanın
hemen eve gidip köpeğine sarılası da geliyor tabii.

Haberin Devamı

Göbeklitepe sizi bekliyor

Haberin Devamı

Şanlıurfa’daki Göbeklitepe bundan 10 gün önce yeniden ziyarete açıldı.
Ben önce müzedeki replikasını, sonra aslını gezdim.
Avrupa Birliği Bilgi Merkezi ve Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlediği Avrupa Kültürel Miras Yılı etkinlikleri kapsamında, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nin içinde akustik bir konser vermek için gittim Şanlıurfa’ya.
Müzeye girer girmez, Müzede Bir Gece filminden kareler geldi gözümün önüne, heykeller canlanacak gibi geldi.
Canlansa en etkileyici olabilecek heykel kuşkusuz Balıklıgöl Heykeli olurdu.
Bu heykel insanlık tarihinin iyi korunmuş, doğal büyüklükteki en eski heykeli çünkü.
Çanak çömleksiz Neolitik dönemden bugüne gelmiş.
Boyunun 1.80 olduğunu da yazmadan geçmeyeyim.
Ve geleyim Göbeklitepe’ye.
Yarım saatlik yolculuktan sonra, 10 gün önce yeniden ziyarete açılan Göbeklitepe’ye vardık.
Burası dünyanın ilk tapınağı, ilk ibadet merkezi.
Geçmişi 12 bin yıl önceye dayanıyor.
İngiltere’deki Stonehenge’den 7 bin, Mısır piramitlerinden ise 7 bin 500 yıl daha eski yani.
Bölgede 20 tapınak tespit edilmiş ancak şu ana dek sadece 6 tanesi günyüzüne çıkarılmış.
Buğdayın atasının burada yetiştiği biliniyor.
İnsanları temsil eden 60 tonluk T biçimindeki sütunların üzerinde bulunan üç boyutlu aslan figürleri, Neolitik dönemde Anadolu’da aslanların yaşadığını gösteren detaylar.
Göbeklitepe’de 1995’te başlayan çalışmaların çıkış noktası ise ilginç.
Mahmut Kılıç adlı köylü, tarlasında ayağına takılan işlemeli taşı müzeye götürünce bildiğimiz tarihi de bir anlamda değiştirmiş oluyor.
Şanlıurfa Müzesi ve kazılar devam ederken kalp krizinden ölen Prof. Dr. Klaus Schmidt başkanlığındaki ekibin özenli çalışmalarıyla ortaya çıkan Göbeklitepe şu anda UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde.
Ve bu aylar tarihe ışık tutan bu devasa kazı alanını gezmek için ideal zaman.
Şanlıurfa ne çok soğuk ne de yazın olacağı kadar sıcak.
Üstelik Göbeklitepe sonrası şehre dönüp, Avrupa’daki nice göl kenarına taş çıkartacak kadar güzel düzenlenmiş Balıklıgöl’ü de gezme, kıyısında kahve içme şansınız var.
Oradan da hazır filmi de vizyona girecekken Müslüm Gürses Müzesi’ne gidebilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları