Derin darbe

Bu hafta sizlere TUSAŞ’a yaptığım son geziyle ilgili bir yazı hazırlamıştım. Ancak Rusya’da yaşanan ‘Wagner krizi’, dosyayı iki kısma bölmeme neden oldu. İnternete girip araştırma yaptığınızda konu ile ilgili olarak önünüze özel askeri şirketlerin tarihçesi çıkacaktır. Sanıldığının aksine, yeni döneme ait bir olgu olmadığını yalnızca isim kodlamasının günümüze uyarlandığını fark edeceksiniz. Oysa bakın ben size internette bulamayacağınız neler anlatacağım.

Haberin Devamı

1) Özel askeri şirketlerin görünen yüzü hep savaş alanında belirgin hale gelir. Günlük hayatın içinde de onlarla birlikte yaşadığımızı pek fark etmeyiz. Bu alanda çalışan şirketler yalnızca devletlere hizmet vermekle kalmazlar. Kimi zaman sivil hayatın içindeki şirketlere, şahıslara hatta devlet başkanlarına kadar birçok müşteriye hizmet sunarlar. Kullandıkları sistemler çok gelişmiştir, bu sebeple yurtdışındaki koruma, takip ve operasyon birimler oluşturulurken istihbarat servisleri tarafından bile kullanıldıkları olur. Elemanlarının büyük bir kısmı saha tecrübesi olan kişilerden oluşur ve geçmişte yaptıkları işlerle ilgili bütün bağlantıları bağlı çalıştıkları özel askeri şirketlerin sistemine dahil edilir. Bu şirketlerin herkes tarafından ilgi görmesinin ana nedeni de tam olarak budur. İkinci önemli sebep, hukukun dışında kalma istek ve arzularıdır.

Haberin Devamı

Derin darbe

HUKUK TANIMAYAN DOKUNULMAZLIK

Hepiniz hatırlarsınız, Blackwater adlı özel askeri şirketin saha mevcudiyeti hem Irak’ta hem de Afganistan’da ülke ordu mensuplarından daha fazlaydı. Hatta onlara icra ettikleri görevlerde kısmi dokunulmazlık bile tanınmıştı. Bu hukuk tanımayan “dokunulmazlık” onları yasaların etrafından dolaşmaya meyilli kişi ve grupların gözdeleri haline getirmişti. Sanmayın ki bugün sorun yalnızca Wagner üzerinden tartışılıyor. ABD güvenlik bürokrasisinin tartıştığı en önemli konu özel askeri şirketlerin yaratacağı güvenlik endişesi ve yaşanan kaygılar. Nitekim ABD’de özel askeri şirketler devlet sistemleri içinde taşeron personel çalıştırmaktalar. Bu durumun yakın gelecekte çok önemli sorunlara yol açabileceği ciddi bir tartışma konusu olmuş durumda.

RUSYA GİBİ BİR DEVLETE NASIL KAFA TUTABİLDİ

Peki Wagner gibi bir şirket, hem de Rusya gibi bir ülkede devlete kafa tutmaya nasıl cesaret edebildi? Bu cesaretin kaynağında yatan nedir? Öncelikle kabul etmeliyiz ki dünyanın hiçbir yerinde asla özelleştirilemeyecek birkaç ana sektör vardır. Bunların başında güvenlik gelir. Güvenlik bürokrasisinin içine girmemesi gereken paranın, sisteme bu özel askeri şirketler tarafından sokulmaya başlanmasından beri kantarın topuzu kaçtı. Yurtdışında birkaç bin dolara çalışan bir askeri personel aynı görevi özel askeri şirket vasıtasıyla ve de riskli alanlarda icra ettiğinde on katına kadar yükselebilecek kazanç elde edebilir. Bu çok cezbedici bir nokta. Üstelik böylesi bir cazibe ileride bu tür şirketlerin kayırıldığı bir sistemi de besleyebilir. Ek olarak, denetleme görevini üstlenen güvenlik bürokrasisindeki bazı üst düzey kişiler bu tür yapıların çıkarlarını korumayı devleti ve hukuku korumanın önüne geçirebilir.

Haberin Devamı

HEM SİYASİ HEM TİCARİ İLİŞKİLER

Farklı coğrafyalarda devletin taşeron olarak kullandığı bu özel askeri şirketler bir müddet sonra kendisini devlet gibi görmeye başlar. Düşünsenize her türlü soruşturmaya açık olan devlet birimlerinden bile daha yukarda konumlandırılan, koruma kalkanları ile çevrelenmiş şirket çalışanları güç zehirlenmesine uğramakta çok da haksız değiller. Bir taraftan da bulundukları ülkelerdeki en üst düzeyde kişilerle görüşmekte, siyasi ve ticari ilişkilerini geliştirmektedirler. Bu özel askeri şirketlerin kadrolarında yer alan birçok kişi bulundukları ülkelerdeki asayiş sorunları nedeniyle ticarette de hızla yükselmekteler. Yani bir taraftan güvenlik zafiyeti ve bir taraftan da hukukun ötelendiği gri bir alanlar bu şirketlere hızla güçlenebilecekleri alan ve fırsat sağlamaktadır.

Haberin Devamı

 Derin darbe
Moskova yönetimi geçen hafta Wagner’in darbe girişimiyle sarsılırken Kızıl Meydan’da da önlemler alındı.

2) PARALI ASKERLER BU ŞİRKETLERİN KARANLIK ALANI

Bu tür şirketlerde sıkça yaşanan büyük problemse şirketlerin kendi ülkelerinde çalıştırdıkları personelin güvenlik kayıtlarında son derece titiz davranırken riskli ülkelerde kullandıkları insan kaynağı konusunda ellerinden gelen bütün hoyratlığı gösterebilmeleridir. Nitekim, özel askeri şirketlerin karanlık alanı savaş sahalarında başka ülkelerde aranan kişiler için yer açmasıdır. 2003 Irak işgali sonrasında güvenlik açığını kapatmak isteyen ABD ordusu özel askeri şirketler ile yüz milyarlarca dolarlık sözleşmeler imzaladı. Bu sözleşmeler gereğince yüz bine yakın insanın işe alınması gerekiyordu. Bu işe o dönemde terör örgütü PKK mensubu kişiler de girdi. Hatta ilerleyen safhalarda bunlar Afganistan sahasında da görev yaptılar. Bu ilişkiler istihbarat raporlarına girdiği gibi senato raporlarında da yer aldı. Hepimizin bildiği Irak’ta kaybolan silahlar ile ilgili Amerikan senatosunda ayrıntılı bir rapor hazırlandı. Silahların büyük bir kısmının terör örgütünün eline geçtiği tespit edildi. Sizce ABD ordusu tarafından bölgede yerel güçlerin silahlandırılmasında kullanılan bu silahlar örgütlerin eline nasıl geçti? Bu yerel güçlerin eğitiminden, teşkil edilmesinden ve donatılmasından da bu özel askeri şirketler mesuldü. İç içe geçmiş zincirler bu yapıları örgütlerin ilişki ağına dahil etmiş oldu. Irak’ta görev yapan paralı savaşçıların büyük bir kısmı Güney Amerika’daki çatışmalara katılmış kişilerden oluşuyordu.

Haberin Devamı

SURİYE’DE PYD’YE DESTEK VERENLER

Hatta çok uzağa gitmeyelim Suriye’de PYD terör örgütüne devlet ihalesiyle destek veren özel askeri şirketler sizce bölgede ne yapıyorlar? Onlara göre sıhhiye ve lojistik eğitimi veriyorlar. Yani örgütün 40 yıldır becerdiği işi onlara öğretmeye çalışıyorlar. Aslında yaptıkları sahanın kontrolü ve network oluşturulmasından başka bir şey değil. Diğer operasyonlar için gereken kaynağın petrol üzerinden finanse edilmesi. Koca ABD parası mı yok demeyin örtülü operasyonlar için gereken para Senato tarafından takip edilmekte ama kara para asla takip edilememektedir.

Derin darbe

ONLARCA DARBEDEN SORUMLU TUTULDULAR

Bunun en iyi örneği IRANGATE skandalında örgütlerle yapılan uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelirlerle kontra gerillalarına silah ve maddi kaynak sağlanmasıydı. Şimdi bunun başka versiyonunu hemen dibimizde görüyoruz. ABD bölgeye askerini getirdiğinde başka bir işe daha bulaştı. Ortadoğu’nun rüşvet sarmalına. Trump’a bile kafa tutacak ve Suriye’den çekilmesini engellemeye yetecek kadar büyük bir yumak.

Haberin Devamı

İnternet’te araştırma yaptığınızda bu şirketlerin dünya darbeler tarihinde nasıl görevler aldığını da net olarak görebilirsiniz. Afrika ve Güney Amerika’da yapılmış onlarca darbeden bu tür yapılar sorumlu tutulmuştur. Düşünsenize onlarca ülkede darbe yapmış veya siyaseti dizayn etmiş bu yapılar kendilerinde tanrısal bir güç bulmuş olmazlar mı?

Derin darbe

3) PRİGOJİN NASIL KÖŞEYE SIKIŞTI? 

Hepiniz şu sorunun cevabı merak ediyorsunuz: “Bir özel askeri şirket sahibi Rusya gibi bir ülkeye kafa tutabilir mi?” Yukarıda saydığım nedenlerle akıl dışında bütün faaliyetlerde bulunan yapıdan bir kez dahi olsa akıllı bir faaliyet beklememiz açıkçası çok düşündürücü olurdu. Peki bu iş nasıl gelişti? İşte o tam bir istihbarat operasyonu. Neredeyse iki yıldan beri sürdürülen Putin ve Prigojin’in ters düşmesine yönelik çalışma sonunda meyvesini vermiş gibi görünüyor. Batı istihbaratının üzerinde sürdürülen baskı, sonunda Prigojin’in akıl dışına çıkmasına yol açtı. Yurtdışına çıkmasının engellenmesi, hakkında çıkartılan yakalama kararları, üzerine aktarılmaya çalışılan savaş suçları Prigojin’i köşeye sıkıştırmıştı. Ardından Ukrayna safına geçecek ve Rusya savunma bakanlığına savaş açacak haberleri de onu iyice paranoyak hale getirmeye yetti.

İSTİHBARAT ÇALIŞMASI

Görünen o ki, bulunduğu alanlara mühimmat verilmemesi ve yalnız bırakıldığı hissi onu çıkışı olmayan bir yöne doğru itti. Nereden bakarsanız bunun psikolojik altyapısını kuran istihbarat birimi oldukça başarılı bir çalışma yapmayı başardı. Putin’in en yakınında olanı ona darbe yapma noktasına getirilebildi. Yok artık bu kadar basit olmaz demeyin. Ben deşifre olmuş onlarca istihbarat çalışmasından buna benzer örnekleri sizlere sıralayabilirim. Hatta bizim ülkemizde de buna benzer olayların yaşandığını söyleyebilirim. Askeri operasyonların etkisini gözle görebilirsiniz ancak istihbarat operasyonun etkileri kanser gibi zamanla ortaya çıkar ve sistemin aniden çökmesine yol açar. Prigojin bir kırılmaydı, sonu yıkılma olur mu, bunu zaman bize gösterecek.

 Derin darbe
ANKA 3

TUSAŞ’TA NELER OLUYOR

Bir yıllık aradan sonra televizyon programı çekimleri için yeniden TUSAŞ tesislerine gittim. Deprem
felaketi nedeniyle anlamakta zorladığımız hatta sevinirken bile biraz buruk kaldığımız başarıların hangi noktalara geldiğini bir kez daha projelerin başında yer alan mühendislerle konuşarak anlamaya çalıştım.

Tesislere her gittiğimde bir öncekinden çok daha farklı görmek beni şaşırtıyor ve çok mutlu ediyor. Şirketin içinde gezerken kendimi bir üniversite kampusunda gibi hissediyorum. Projelerde çalışmak üzere işe alınan kadronun çoğunluğu gençlerden oluşuyor. Hatta halihazırda üniversitede okurken şirkette çalışmaya başlayan yüzlerce genç var. Tabii ki bu kadar genci bir araya getirirseniz onlara göre de bir yaşam kurmanız gerekiyor. Yani üniversite kampusu içinde yer alan eğlence ve dinlenme alanlarının benzerleri TUSAŞ’ın tesislerinin içine de yapılmış. Hatta içeride düzenli olarak müzik etkinlikleri organize ediliyor.

Derin darbe
ATAK 2

AYRILAN ALAN ARTIK PROJELERE YETMİYOR

TUSAŞ tesisleri ilk yapıldığında çok büyük bir alan yapının genişleyeceği düşünülerek ayrılmış. Ama son beş yıldır yapılan projeler için artık alan yetmez hale gelmiş. İlgili birimler onlara farklı yerlerde alanlar ayırmaya başlamış. Sayın Kotil şu anki en büyük sorunlarının talebi karşılayamamak olduğunu ve projelerde çalışacak daha da çok nitelikli personele ihtiyaç duyduklarını ifade ediyor.

Şirketin bu günlerde çalışan en önemli departmanı insan kaynakları. Binlerce insanı işe almak için her gün 300’e yakın kişiyle mülakat yapmaya çalışıyorlar. Bu isteği canlı tutmak için de üniversite öğrencilerine geziler düzenlemeye başladılar. MMU uçağının başında onu inceleyen ve yetkililerden bilgi alan üniversite öğrencilerini ve onların gözlerindeki ilgiyi görünce de ne kadar doğru bir iş yaptıklarını anlayabilirsiniz. Bunun yeterli olmayacağını düşünmüşler ki bu sevgiyi liseliler seviyesine kadar taşımayı düşünüyorlar.

Şu anda yürüttükleri bütün projeler Türk milletinin tam bağımsızlık yolundaki çıkış stratejilerini oluşturuyor. Havacılıkta sağlanacak bağımsızlık dış politikadaki son kırılma noktası olacak. Bugün konuştuğumuz talep çok yakında dış ülkelere yapılmak zorunda kalınmayacak. Özellikle isteğe istekle karşılık veren ABD dış politikasının elindeki son koz da alınmış olacak.

Derin darbe

TRUMP DÖNEMİNİN TÜRKİYE RAPORU

Trump döneminde hazırlanan raporlarda Türkiye için şu ifadeler kullanılmıştı: “Silah ambargoları bağımsız politika isteklerinden vazgeçirmek için yeterli baskı unsuru oluşturmuyor. Ürettikleri sistemler alternatif oluşturmakta veya kurdukları ittifaklar ile ihtiyaçlarını farklı yerlerden tedarik etmekteler.”

BIDEN DÖNEMİNDE NE YAZACAKLAR

Biden döneminde ise sanırım şu raporu yazacaklar: “Rakip ülkelere verdiğimiz teknoloji desteği ile yarattığımız güvenlik endişelerini kendi ürettikleri yeni teknolojiler ile gidermeyi başardılar. Bu sistemlerin kullanımı için konsept oluşturmayı başardıkları içinde politika ihraç edebilir noktaya geldiler. Daha fazla ambargo bütün kontrol mekanizmalarının elden çıkarılmasına yol açacağından dışlanan projelere tekrar katılımları sağlanmalıdır.”

HAVACILIK İÇİN ŞANLI BİR DÖNEM

- Bütün projeler şu anda takvimin önünde gitmekte ve sistem kurma kabiliyeti nedeniyle ürün çeşitliliği de artmakta. ATAK 2’yi yapan ekip aynı sistemi 10 tonluk genel maksat helikopteri için de tasarlayabilmekte. ANKA 3 ‘görünmez uçak’ artık uçmaya hazır. En büyük sürpriz ise Süper Şimşek İHA’nın atışa hazır hale gelmesi. Bayram sonrası onları havada görürseniz şaşırmayın. Gözünüz arkada kalmasın, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı havacılık tarihi açısından şanlı bir dönem olarak hatırlanacak.

Yazarın Tüm Yazıları