Biz biliyoruz da mı oynuyoruz?

Karantinada kafa boşaltma aktivitesi olarak kendime oyunbazlığı seçmek istedim. Bazı şeyler benden biraz geçmiş. Ama kim bilir belki yenilgi yenilgi büyüyen bir zaferim vardır!

Haberin Devamı

Arkadaşlar bu karantina işinin başından beri benim “Buradan Foucault olarak, Rousseau olarak çıkacağım” gibi bir derdim olmadı. Böyle bir derdi olanlar da gördüğüm kadarıyla bir tur atıp o işin öyle olmayacağını anladı. Ben boş beleş bir aktiviteye ihtiyacım olacağını öngörmüştüm. O aktivitenin adını oyun koydum. Ama işler istediğim gibi gitmedi. Çünkü biraz paslanmış, biraz da yaşlanmışım.Biz biliyoruz da mı oynuyoruz14 dakikada yenildim

Pek ‘gamer’ bir insan olmadığım için oyun konsolum yoktu. Bundan sonra da olmaz herhalde, güzel vergi yapıştırdılar konsolun kafasına.

Bilgisayarıma döndüm, açık açık, “Abi ben 10 yaşından genç hiçbir oyunu çalıştırmam açık söyleyeyim, sen beni alırken bunu konuşmuştuk” gibi baktı. Evet konuşmuştuk, iş için kullanacağım diye masraftan kaçmıştım.

Haberin Devamı

Ama evden çalışma kapsamında bize taşınan şirket bilgisayarından ümitliydim. Ümitli olduğum kadar bilinçli de olsaydım gözüme kestirdiğim iki oyunu da çat diye parasını verip indirmeden önce sistem gereksinimlerimi kontrol ederdim. Ekran kartına bakmayıp “Kurtarıyordur yea” dediğim için bir miktar parayı sokağa atmış olduk. Bu davranış sanırım erken bunamanın modern bir varyantı olan erken boomer’lığa tekabül ediyor.

İlerleyen turlarda hem bilgisayara hem de bana uyar görünen strateji oyununu buldum. Ama önüme açılan çılgın kalabalık mönüyü anlamayı başaramadım bu sefer de. Bu da beni YouTube ve Twitch’te bu oyun nasıl oynanır videoları izlemeye götürdü. İlk karşıma çıkan videodaki eleman lafa, “Babuşlaaar selamlar, hepiniz efsaneye hoş geldiniz” diye bağırarak girdi. Kapattım.

Sonra daha efendice başka bir eleman 40’ar dakikalık ve altı bölümlük videolar halinde bana aynı oyunu anlattı. Oyuna dönüp oynamayı denedim, 14 dakikada yenildim, niye yenildiğimi anlamam da ayrı bir 14 dakika çekti. Sonra karşıma gelen çocuk 54 dakika bana oyunu anlattı. Çok bir yere varamadık.

Lafa, “Bu oyun maalesef orta seviye İngilizce bilgisi ister” diye girdi. “Tamam” dedim, “Bende ondan var”. Devam etti, “Burada diyor ki, advisor seçmen lazım”. Sonra durdu, “Advisor dediği...Ne diyorlar ona böyle yani akıl sorulan insan gibi bir şey”. Az ileride, ‘conquerer’ kelimesini ‘fetihçi’ diye çevirdi, birkaç dakika sonra da, “‘Nomadic’ dediği göçmen değil de şey işte, bir gün durduğu yerde durmayan” deyince bana iyice bastılar, kapattım.

Haberin Devamı

Amacıma ulaştım

Bütün bu işlerin sonunda adını vermek istemediğim oyunu öğrenemedim. ‘Pre-boomer’ olarak tanımlanabilecek kadar kazmaladığımı öğrendim. İstersem bu ‘vur önüne geleni gitsin’ oyunlara dönebileceğimi ama onları da canımın çekmediğini anladım.

Lakin oyun uğruna izlediğim tonla Twitch ve YouTube videosuyla zaten hedeflediğim kafa boşaltma, zaman öldürme amacıma ulaştım. Demek ki neymiş? Bazen bir yere varmasa bile yolun kendisi de güzelmiş gerçekten.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları