Ödemiş’ten Türkiye’ye büyük çağrı

HEM tarımda hem gıdada artık radikal söylemlerin ve çözüm arayışlarının zamanı... Sürekli aynı şeyleri konuşmanın, daha doğrusu popülizmin hiçbir işe yaramadığı apaçık ortada. Bu gerçeğin farkında olan İzmir Tarım Grubu (İTG), “Havza Sorunları Etkinlik Dizisi” çalışmaları çerçevesinde dikkat çeken faaliyetlere imza atmaya başladı.

Haberin Devamı

 

 

Geçtiğimiz günlerde Ödemiş Belediyesi Kültür Merkezi’nde geniş katılımlı bir toplantıyla İTG, Türkiye’ye önemli bir çağrıda bulundu. Türk tarım ve gıda sektöründe sorunları hepimiz biliyoruz. Ancak yapılması gereken, “Böyle gelmiş, böyle gitmez” demek!
Bu alanda radikal çözüm önerilerini konuşmanın ve köklü uygulamaların çoktan zamanı geldi. Nitekim, Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş’in destekleriyle gerçekleşen iki oturumlu “Küçük Menderes Havzasında Tarım ve Suyun Geleceği” başlıklı toplantıda çok farklı söylemler dile getirildi. Çünkü bir yandan havzada ürün deseninde yaşanan sorunlar ve her geçen gün artan kuraklık ve susuzluk tehlikesi karşısında acil eylem planlarının hayata geçirilmesi bundan böyle en öncelikli konu haline gelmiş durumda.

Haberin Devamı

UZMAN İSİMLERDEN ÖNEMLİ MESAJLAR
Şimdi somut örneklere geçelim; İzmir İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği ve Ödemiş Ziraat Odası Başkanı Ahmet Kocaağa, bölgede Beydağ Barajı başta olmak üzere sulama için yapılan yatırımların hedefine ulaşabilmesi için daha zengin su havzalarından Küçük Menderes’e su aktarılması önerisini sundu. Büyük Menderes Nehri’nde kışın akan fazla suyun Beydağ Barajı’na taşınması, Bozdağlar ve Aydın Dağları’ndan denize ve farklı nehirlere karışan suların barajlara aktarılması gibi önerilerde bulunan Kocaağa, bu konuda siyasi ayrım gözetmeksizin kamuoyu oluşturulabileceğini söyledi. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı da sulu tarım alanlarının gıda üretimindeki payına dikkat çekerek, “Hem bir su krizi yaşıyoruz, hem de sulu tarım arazilerini artırmak zorundayız. Bunları göz önüne alarak geleceği planlamak zorundayız” dedi. Tarım ve suyun geleceğinin yaklaşan zor dönem öncesi Ödemiş’te masaya yatırılmasının son derece önemli olduğunu ifade eden TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şube Başkanı Elvin Sönmez Güler, “Havzamızdaki verimliliğin eskisi gibi artması için atılacak adımlara, bölgede hızla gelişen ve en önemlisi oksijen üretimini sağlayan süs bitkileri sektörü olarak tam destek veriyoruz” ifadesinde bulundu.

Haberin Devamı

TARIMDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VURGUSU
Üreticinin sesini her platformda duyurmaya devam edeceklerini söyleyen Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, Türkiye’nin en önemli süt hayvancılığı merkezinden şu mesajı verdi: “Sütte istenen fiyat inşallah oluşacak. Gidişat oraya doğru. Ama Süt Konseyi’nin başındaki aynı zamanda süt sanayicisi olursa o fiyatı nasıl belirler herkes onu bir düşünsün. Süt gibi süs bitkilerinin de merkezindeyiz. Yüzde 18 KDV ile süs bitkisi üretimi olmaz. Pırlantada KDV ne alıyorsun sıfır. Bizim pırlantamız da sütümüz, süs bitkimiz, kestanemiz, zeytinimiz. KDV, üretimi zorlaştıran değil destekleyen nitelikte olmalı. Bugün üreticimizin verimli topraklarımızın geleceğine ışık olacak bu panelin düzenlenmesinde emeği olanlara da teşekkür ediyorum.”

Haberin Devamı

TOPLAM HASILANIN YÜZDE 4,5’İ ÜRETİLİYOR”
Panelin ilk oturumunda Küçük Menderes Havzası’nda tarımın mevcut gidişatı ve geleceği konuşuldu. Konuşmacılar özellikle “Sürdürülebilirlik” olgusu üzerinde dururken, oturumun moderatörü Dr. Hüseyin Akdemir, iklim değişikliğinin yanı sıra bölgede ekonomik sebepler başta olmak üzere son yıllarda değişen ürün desenine dikkat çekti. Küçük Menderes Havzası’nda özellikle pamukla ilgili önemli çalışmaları bulunan Dr. Hüseyin Akdemir, bölgede artan hayvancılıkla birlikte pamuk ekilen tarlalara yılda iki kez silajlık mısır ekilmeye başlandığını belirtirken, “Artık Bozdağ’a eskisi gibi kar yağmıyor” diyerek, iklim değişikliğinin havzadaki etkilerine vurgu yaptı.
Ziraat Mühendisi Özkan Akgün de Küçük Menderes Havzası’nın yurt genelindeki tarım topraklarının binde 5’i büyüklüğünde olmasına karşın Türkiye tarımsal hasılasının yüzde 4,5’ini ürettiğini anlatırken, bölgenin alan verimliliğinin Türkiye ortalamasının 10 kat üzerinde olduğunu hatırlattı. Akgün, ayrıca 1992 yılında Ödemiş’teki büyükbaş hayvan varlığı 35 bin civarında iken 2021 yılında 180 bine ulaştığını, Küçük Menderes Havzası’nın toplam süt üretiminin yüzde 10’unu karşıladığını yanı sıra yem bitkisi ihtiyacı için sadece Ödemiş’te mısır ekimi yapılan alanların 150 bin dekara ulaştığı bilgisini verdi. Ekonomik kaygılar ve toplumsal reflekslerle üretim alışkanlıklarının değişmesinin sürdürülebilirlik açısından getirdiği sıkıntılara işaret eden Akgün, Ödemiş gibi önemli bir tarım merkezinde devlet eliyle Tarımsal Araştırma Merkezi ve Tarım Organize Sanayi Bölgesi kurulması önerilerini paylaştı.

Haberin Devamı

ÜRETİM PLANLAMASI VE SİLAJLIK MISIR
Tarım ve hayvancılıkta yetişmiş insan gücünün mutlaka işletmelerle buluşturulması gerektiğinin altını çizen, Tire Titar Hayvancılık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Doğan’a göre: “Küçük Menderes Havzası tarımsal ihracat bölgesi ilan edilmeli. Yem bitkisi olarak yaygınlaşan silajlık mısır aşırı su tüketimi sebebiyle yılda bir kez ekilmeli. Silajlık mısırda damla sulama zorunlu hale getirilmeli ve üretici bu yönde desteklenmeli. İkinci ürün silajlık mısır yerine sonbaharda arpa-buğday gibi ürünlerin ekimi yapılmalı.” Küçük Menderes Stratejik Plan hazırlama ekibinden Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Kurucu da iklim değişikliğine odaklı bütünleşik arazi yönetimi konulu sunumunda Küçük Menderes Havzası’ndaki toprak ve su kirliliği konusunda çarpıcı örnekler verirken, üretim planlamasının önemini vurguladı. Küçük Menderes havzasında üreticiye desteklerinin sürdüğünü belirten İzmir İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Dr. Fatih Kılıç ise “Yer altı ve yer üstü su kaynaklarında büyük bir risk söz konusu. Miktar olarak da kalite olarak da riskli” diyerek, suyun miktarının azalmasının yanında kalitesinin düşmesiyle birlikte mevcut suyun da kullanılamaz duruma gelebileceği değerlendirmesini yaptı. Çiftçilik ile uğraşacak genç nüfusa ihtiyaç duyulduğunu belirten Dr. Kılıç, geleceğin tarımının sürdürülebilirlik, dijital, verimli, inovatif, izlenebilir ve sertifikalıktan geçeceğini aktardı.

Haberin Devamı

SULAMADA SAYAÇLI SİSTEMLE ÖLÇÜLEBİLİRLİK
Panelin ikinci oturumunda ise “Küçük Menderes Havzasında Suyun Geleceği” konusu masaya yatırıldı. DSİ’de görev yaptığı dönemde havzadaki birçok sulama projesinde görev alan Yüksek Ziraat Mühendisi Ahmet Tomar’ın moderatörlüğünde yapılan oturumda bölgenin giderek azalan su kaynakları için alarm verildi. DSİ’de görev yaptığı dönemde bölgedeki sulama projelerine dair tecrübelerini rakamlar eşliğinde paylaşan Tomar, Beydağ Sulama Projesi’nin tarihçesi konusunda bilgiler verdi. Beydağ Barajı’ndan geçmiş yıllarda henüz doluluk oranına gelmeden su bırakıldığını hatırlatan Tomar, bu durumun beraberinde getirdiği sıkıntıların etkilerinin günümüze kadar geldiğini söyledi. Ödemiş Belediye Başkan Yardımcısı ve Küçük Menderes Sulama Birliği eski Başkanı Özay Kaptan, bir zamanlar içerisinde balık tutulan ve yüzülebilen Küçük Menderes Nehri’nde canlılığın durma noktasına geldiğini vurguladı.
Küçük Menderes Sulama Birliği’nde görev yaptıkları dönemde Beydağ Barajı’ndan nehir yatağına su bırakılması uygulamasına daima karşı çıktıklarını hatırlatan Kaptan, bunun yanı sıra sulama projesindeki hidrantlara akıllı kartlı-sayaçlı sistem takılması için Birlik Meclisi’nde karar aldıklarını, ancak projenin tamamlanmamış olması yüzünden DSİ’den olumlu kurum görüşü alamadıklarını belirtti. Akıllı kartlı-sayaçlı sistemin baraj sulamalarında adil, tasarruflu ve toprakları koruyan bir sistem olduğunu anlatan Kaptan, Ödemiş Belediyesi olarak işletmesini yaptıkları Bademli Coşkun Kale Barajı’nda akıllı kartlı-sayaçlı sisteme geçiş ile birlikte sulama döneminin 1,5-2 aydan 6 aya yükseldiğini ve 10 bin dekarı aşkın alanda iki ürün sulanmaya başladığını haberini verdi. Tarım ve Orman Bakanlığı Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi’nden Ziraat Yüksek Mühendisi Şener Özçelik, sulama randımanı ve etkinliği üzerine bilgiler paylaştığı sunumunda damlama sulama projelerinde yapay zeka ve dijitalleşme ile birlikte artan verimliliğe dikkat çekti.

ARITILMIŞ ATIK SUDAN KAYNAK
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerafettin Aşık da Belediye Başkanı Mehmet Eriş’e tarım ve su konusundaki duyarlılığı ve bu önemli toplantıya ev sahipliği yapması dolayısıyla teşekkür etti. Suyu toprakla yönetmenin önemini vurgulayan Işık, suyla ilgili karamsar tablolar yerine çözüme odaklı olunması gerektiğini aktardı. Atık su arıtma tesislerinde arıtılan suların tarımsal sulama açısından yeni bir kaynak olabileceğini söyleyen Işık, arıtılmış atık suların tarımda değerlendirilmesi öncesi mikrobiyolojik yönden kriterlerinin mutlaka göz önüne alınması gerektiğini ifade etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de hazırlıklarını sürdüğü sulamanın istediği kalitede suyun arıtılması çalışmalarının tarihin akışının değiştirebileceğini kaydeden Işık, yerel yönetimler, üniversiteler ve ilgili kurumların işbirliği yapması durumunda Türkiye’de arıtılmış atık suların yeni bir kaynak olarak ülkenin su bütçesine kazandırılabileceğini anlattı.

BU BİR İŞARET FİŞEĞİ
Görüldüğü gibi bu farklı bir etkinlik oldu. Çok kısaca, “Böyle gelmiş, böyle gitmez” söylemiyle değerlendirilebilecek bir etkinlik olarak kayda geçen Ödemiş toplantısının, taşıdığı önem dolayısıyla bütün Türkiye’ye atılmış bir işaret fişeği olacağına hiç şüphe yok. İTG temsilcileri, “Devamı gelecek,” diyor. Şimdi sıra “Gediz Havzası’nda Tarım ve Suyun Geleceği” toplantısında... Son söz: “Türk tarım ve gıda sektöründe çok ciddi sorunlar var, ancak karamsarlığa da gerek yok. Yeter ki geçici değil, kalıcı ve köklü çözüm yolları ortaya konulsun ve uygulansın.”

***

 

Salih Zeki
Özmen’e saygı
TÜRKİYE’de hem ihracat sektörünün hem de hububat ve bakliyat sektörünün duayen isimlerinden, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Salih Zeki Özmen hayatını kaybetti. Özmen’i yapıcı, uzlaşmacı ve babacan tavrıyla sektörde hep ortaya koyduğu birleştirici kimliğiyle her zaman hatırlayacağız.

***

 

İlk Agro Kütüphanesi Uşak’ta

UŞAK Banaz’da UNDP desteğiyle kurulan yeni kütüphane, çevre dostu tarımı desteklemek için teori ile pratiği birleştirecek. Banaz’da kurulan Türkiye’nin ilk tarım kütüphanesinin açılışı, 7 Kasım’da ilk ve orta öğretim öğrencilerine yönelik “Ekmeğin Hikayesi”, “Kuş Yuvası Boyama” ve “Tohum Bombası” atölyelerinin de yer aldığı bir etkinlikte kutlandı. Banaz İlçe Halk Kütüphanesi’nin ev sahipliği yaptığı girişim, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Kütüp-Anne Platformu ortaklığıyla hizmete açıldı. Agro-kütüphane, “Tüketen toplumdan üreten topluma” mottosu ile bahçede yetiştirilen ürünleri ihtiyaç sahibi topluluk üyeleriyle paylaşmayı ve diğer sürdürülebilir yaşam uygulamalarını teşvik etmek için kamu kurumları, STK’lar ve akademi arasında bir ağ kurmayı hedefliyor. “Agro-kütüphanenin güzelliği, geleneksel kütüphane işlevlerini, bölge halkının bahçede yeni nesil tarım uygulamalarını test edebileceği bir pratikleme imkanıyla birleştirmesi” diyen UNDP Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, sözlerini şöyle sürdürdü: “Küresel olarak açlığın arttığı ve iklim değişikliğinin günlük bir tehdit oluşturduğu bir zamanda, bu tür çabalar yeşil yaşam tarzlarını teşvik etmek için hayati önem taşıyor.”

Yazarın Tüm Yazıları