Dünya Şiir Günü’nde bildiri tartışması

Bugün Dünya Şiiri Günü. UNESCO’nun kararıyla 1999 yılından itibaren 21 Mart Dünya Şiir Günü olarak kutlanıyor.

Haberin Devamı

PEN Türkiye Yazarlar Derneği bu kapsamda her yıl bir şiir ödülü veriyor ve ödül alan şair o yılın bildirisini hazırlıyor. Bu yılın ödülü şair Türkan İldeniz’e verildi ve bildiriyi o yazdı. Yaklaşık 50 yıllık bir ‘suskunluktan’ sonra toplu şiirleri yeni yazdıklarıyla birlikte 2021’de basılan İldeniz’in bildirisi ‘Şiir, sen benim her şeyimsin’ başlığını taşıyor.

Bu yıl Türkiye Yazarlar Sendikası da (TYS) bir şiir bildirisi yayınladı. TYS’nin bildirisini ise şair Gülsüm Cengiz kaleme aldı.

Cengiz’in ‘Şiir yaşam içindir!’ adlı bildirisinde aşkın tanımını yaparken kullandığı bir ifade ise büyük bir tartışmaya neden olmakla kalmadı, bir işaret fişeği gibi daha pek çoğunu ateşledi.

Dünya Şiir Günü’nde bildiri tartışması

İşaret fişeğini yakan şair Birhan Keskin oldu. Sosyal medya hesabı Twitter’a bildirinin metnini koyup “kadın ve erkek arasındaki büyük duygu birliği olan aşk” ifadesini işaretleyerek şöyle yazdı: “Bu, bu ülkenin Yazarlar Sendikası’nın Dünya Şiir Günü bildirisi. Mavi ile işaretlediğim yerden sonrasını okumadım. Okumam da. Heteroseksist diliniz, düzeniniz batsın.”

Haberin Devamı

Birhan Keskin’in bu itirazına takipçilerinden ve edebiyat dünyasının önemli isimlerinden pek çok destek geldi.

Murathan Mungan, “Metinde ‘iki kişi arasındaki aşk’ dense sorun olmayacak bir şeyi bile akıl edemeyen bir TYS hangi hakka sahip çıkacak acaba? ‘Heteroseksüel olmakla’, ‘Heteroseksist olmak’ arasındaki ayrımın idrakı bu kadar mı zor?” diye yazarak TYS’nin etki ve yetkisini de tartışmaya açtı.

TYS bu paylaşımlardan sonra bildirideki ifadeyi “iki insan arasındaki büyük duygu birliği olan aşk” olarak değiştirdi.

ŞİİR, 80’LERİN TEKELİNDE Mİ?

Şair Bâki Ayhan T. ise yaptığı paylaşımla bildiriyi kaleme alan Gülsüm Cengiz ismine nasıl karar verildiğini gündeme getirdi. Edebiyat dünyasındaki isimlerin nasıl konumlandırıldıklarının da şifrelerini veren yorumu şöyleydi: “Tuğrul Tanyol yazmasın, dili sivridir biraz. Haydar da olmaz, her yerde yazıyor zaten. Lâle? Abi olmaz o! Özdemir İnce de yazmasın, Kemalist o. Bâki hiç olmaz, bizi yıllığa almamıştı. Birhan? Abi dur şimdi, olmaz o. Peki, kim yazsın? Gülsüm Cengiz! O zaman da bu kadar oluyor işte!”

Haberin Devamı

Bu yoruma Birhan Keskin’in verdiği cevap ise şiirde bir kuşak çatışmasının, kuşak iktiradı tartışmasının devam ettiğini gösteriyordu: “Bu da başka bir vaka! 80’lerin tekelinde sanki şiir. Verin Aslı Serin yazsın, Gonca Özmen yazsın, verin Oğulcan Kütük yazsın, Naile Dire yazsın. Verin Ömer Şişman yazsın. Fatma Nur Türk, Ali Özgür yazsın, Selcan yazsın. Cemed Loma yazsın. Koflaşmış içinizden, küften kurtulursunuz.”

Evet, bugün pek çok etkinlik düzenlenecek günün mana ve ehemmiyetine dair. Şiirler okunacak, konuşmalar yapılacak.

Günün sonunda çekilecek toplu fotoğrafta bunları da görün istedim.

‘KASAPLARIN PİRİ’NE 4 MİLYON 800 BİN TL

ANTİK AŞ. tarafından çevrimiçi olarak düzenlenen ve dün tamamlanan müzayedede Osman Hamdi Bey’in 1878 tarihinde yaptığı ‘Kapı Önünde Kasap’ adlı tablosu yeni sahibini buldu. Müzayede açılış fiyatı 2 milyon 700 bin TL olan eserin satışında yarış son yarım saatte oldu ve KDV dahil 4 milyon 887 bin liraya satıldı. Kasap loncası başkanının resmi olan ve ‘Kasapların Piri’ olarak da adlandırılan tabloyu en çok Nusret’e yakıştırmıştım ama alıcı başkasıymış.

Dünya Şiir Günü’nde bildiri tartışması

Müzayede rekoru ise Ömer Uluç’a ait. Sanatçının ‘Bir İskemle/Bir Kuş/Büyük Çıplak/Kırmızı Figür/Bir Yaratık’ adlı 1990 tarihli, 210x245 santimetre boyutlarındaki tuval üzerine akrilik eseri KDV dahil 7 milyon 845 bin TL’ye alıcı buldu.

ŞALGAM SUYU VE RAKIYLA BAŞLAYAN 'KÖRLEŞME' ÇEVİRİSİ

70’li yılların ikinci yarısı. O sıralarda İstanbul’da Teşvikiye’de bulunan Avusturya Kültür Ateşeliği’nde çalışan çevirmen ve yazar Ahmet Cemal’in bir öğlen vakti telefonu çalar. Arayan o güne kadar hiç karşılaşmadığı ancak ‘Tutunamayanlar’ romanını okuduğu için bildiği Oğuz Atay’dır.

Dünya Şiir Günü’nde bildiri tartışması

Atay’ın söze ‘sen’ diye başlaması dikkatini çeker Ahmet Cemal’in.

Haberin Devamı

“Sen rakı içer misin?” diye sorar.

Arada, evet cevabını” alınca da “Peki hiç şalgam suyu ile birlikte içtin mi?” diye gelir sorunun devamı.

O güne kadar içmemiştir Ahmet Cemal.

Dünya Şiir Günü’nde bildiri tartışması

“Güzel. O halde bu akşam üstü saat altıda Atlas Sineması’nın girişinde ol. Seni bir yere götüreceğim” diyerek randevulaşırlar.

Ağa Camii’nin sokağında kendin pişir kendin ye tarzı bir meyhaneye götürür Ahmet Cemal’i.

Oğuz Atay’ın kendisini yıllardır tanıyormuşçasına samimiyetle konuşmasına şaşırır Cemal. Üstelik o güne kadar yaptığı çevirilerin neredeyse tamamını da okumuştur. Etleri Oğuz Atay seçer.

İlk kez gittiği bu tarz bir meyhanede yine ilk kez içtiği şalgam suyu ve rakının uyumu hoşuna gider Ahmet Cemal’in.

Haberin Devamı

Bir ara çantasından Elias Canetti’nin ‘Körleşme’ kitabının İngilizce çevirisini çıkaran Atay şöyle der: “Bu romanın aslı Almanca. Ben İngilizce çevirisini bir solukta okudum. Şimdi sen en kısa zamanda romanın Almancasını getiriyorsun ve yine en kısa zamanda çeviriyorsun. Müthiş bir yazar, romanı da öyle.”

Emir büyük yerden diyerek ilk defa adını duyduğu Canetti’nin romanını hemen getirtip çevirmeye başlar Ahmet Cemal.

Kebapçıda başlayan dostlukları ev yemekleriyle de devam eder, Atay ilk çevrilen bölümleri okuyup beğenir ama ömrü vefa etmez kitabın çıktığını görmeye ve 13 Aralık 1977’de aramızdan ayrılır.

Zaten hayatımda herhangi bir kitabı ‘zamanında’ veya ‘en kısa zamanda’ çevirebilmiş değilim” diyen Ahmet Cemal çeviriyi bitirip kitap yayımlandığında yıl 1981’dir.

Haberin Devamı

Kendisini de 2017 yılında kaybettiğimiz Ahmet Cemal bu anısını Körleşme’nin 2015 yılında Sel Yayıncılık tarafından yapılan baskısının önsözünde anlatıyor.

İçinde Elias Canetti, Körleşme, Oğuz Atay, Ahmet Cemal, kebapçı, rakı ve şalgam suyu geçen bir hikâye...

Keşke daha çok böyle anılar okuyabilsek.

Yazarın Tüm Yazıları