Alışamadım

Bir dönemin siyasi sloganıydı “Alışamadım”, ama şu anki durumun bununla uzaktan yakından ilgisi yok.

Haberin Devamı

Alışamadım

Evlerimize kapandık, kültür-sanat anlamındaki hemen hemen bütün ihtiyaçlarımızı internet üzerinden gerçekleştiriyoruz.

Dünyanın bütün büyük müzelerine bilet almadan girip gezebiliyor, eserleri tek tek inceleyebiliyoruz.

İngiltere’de Shakespeare’in kurduğu Globe Tiyatrosu’nun ücretsiz yayınladığı Hamlet’i koltuğunuzda çayınızı kahvenizi içerek izleyebiliyorsunuz.

Andrea Bocelli evimin salonundaydı mesela geçen hafta. Duomo Katedrali’nden verdiği Paskalya konserini hiçbir zahmete girmeden keyifle izledim.

Oysa geçen yıl Toscana’daki doğduğu köyde, Ljatico’daki Teatro Del Silenzio’da (Sessizlik Tiyatrosu) verdiği konseri izlemeye gittiğimde neredeyse Nuh tufanını yaşamıştım.

Haberin Devamı

Aylar öncesinden bilet alıp organizasyonu yapmıştım. Dünyanın dört bir yanından akın akın gelen binlerce kişiyle bir anda kovadan boşalırcasına yağan yağmura maruz kalmıştık. Konser iki gün sonraya ertelenmiş, pek çok kişi izleyemeden geri dönmüştü. Aylardan temmuzdu üstelik. Efsanevi bir konserdi ama eziyeti de cabasıydı.

Bütün bu konfora, rahatlığa rağmen ben bu duruma yine de alışamadım.

Başlı başına bir seyahat nedeni olabilecek büyük bir müzeye gidip bilet kuyruğunda beklemeyi, ayaklarıma karasular inene kadar gezip bel ağrısıyla müzenin kafesinin sandalyesine kendimi bırakıp bir yorgunluk kahvesi içmeyi özledim. Ziyaretçilerin profilini izlemek, müzenin mağazasından o günü hatırlatacak bir obje almak, eski sergilerin kataloglarını karıştırmak istiyorum.

Kültür Bakanlığı aralarında Göbeklitepe’nin de bulunduğu pek çok müze ve örenyerini sanal tura açtı. Efes’i, Troya’yı gayet güzel gezip bilgi alabiliyorsunuz.

Ama ben yine de Göbeklitepe’yi gezerken amcasıyla birlikte tarlasını sürerken ilk kalıntıları bulan arazinin eski sahibi, şimdi orada bekçilik yapan Mahmut Yıldız’ın hikâyesini kendisinden dinlemek istiyorum.

Konserler, tiyatrolar...

Tamam, iyi ki dijital bir çağda karantina günlerini geçiriyoruz, evimizin kapıları tüm dünyaya açık.

İyi ki de öyle.

Haberin Devamı

Ama ben yine de alışamadım bu duruma.

Alışamadım

KORONADAN YENİ BİR BOCCACCİO ÇIKAR MI

İTALYAN yazar Giovanni Boccaccio ünlü ‘Decameron Hikâyeleri’ni 1348 yılındaki veba salgını sırasında yazmıştı. Salgından kaçan yedi genç kadın ve üç genç erkekten oluşan bir grup şehri terk edip Floransa’nın kırsalına sığınmak için yola çıkar. Yolculuğu çekilir kılmak ve eğlenmek için her biri onar öykü anlatacaktır. On gün boyunca anlatılan yüz öyküden oluşuyor dünyanın bu ilk öykü antolojisi. ‘Decameron’ da zaten Yunanca 10 gün anlamına geliyor.

Evlere kapanalı yaklaşık bir ay oldu.

Benim şimdi merak ettiğim bir Boccaccio olmasa da ilk koronavirüs temalı romanı kimin yazacağı...

Haberin Devamı

Malum, çok hızlı üreten ve güncel konuları ele alan yazarlarımız mevcut.

Benim kendimce bir listem var ve tahminim ne kadar doğru çıkacak merakla bekliyorum.

Yayın dünyasına ait de küçük bir öngörüde bulunayım.

Evde canı sıkılan pek çok kişinin yazı masasına oturduğundan eminim.

Önümüzdeki günlerde amatör yazarların kaleme aldığı roman patlamasına hazır olsunlar.

Alışamadım

AÇLIK OYUNLARI DEVAM EDİYOR

TÜRKİYE Yayıncılar Birliği, üyeleri arasında yaptığı bir araştırmanın sonuçlarını yayımladı önceki gün.

Karamsar bir tablo çıkmış ortaya. ‘Evde kitap oku’ kampanyalarına rağmen satış oranları düşmüş durumda. Pek çok yayınevi kitap basmaya ara verdi.

Büyük yayıncılar değil belki ama orta ve küçük ölçekte yayıncıların böyle giderse en fazla üç ay dayanabileceği belirtiliyor.

Haberin Devamı

Tüm bu karamsar tabloya rağmen umut vaat eden gelişmeler de oluyor.

Filmlerini ve kitaplarını daha çok gençlerin takip ettiği ‘Açlık Oyunları’nın dördüncü kitabı 19 Mayıs tarihinde tüm dünyada aynı anda yayımlanacakmış.

Suzanne Collins’in tam tamına 10 yıldır beklenen kitabının yayını son gelişmelere rağmen ertelenmemiş. 

Türkiye’de de Doğan Kitap-Dex yayınları tarafından basılacak olan romanın çevirisi de içeriğini aratmayacak bir gizlilik prosedürü içinde yapılmış.

Yazarın Tüm Yazıları