Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz

Bunu neden söyledim.Türkiye’de yeni bir dönem başlıyor

Haberin Devamı

Covid-19 ile ilgili son yapılan değerlendirmeler sonrasında Bakanlar Kurulu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında pazartesi günü toplandı, milyonların merak ettiği kararları açıkladı.
Öncelikle burada alınan kararları, sınırlamaları, kısmi normalleşmeleri tekrar dile getirmek istemiyorum.
Bilindiği gibi, yeni normalleşme döneminde en kritik unsur Türkiye’de tüm illerin yoğunluk haritalarına göre sınıflandırılması.
Oluşturulacak olan ve her hafta güncellenecek olan risk haritası dört aşamalı olacak.
Düşük riskli, orta riskli, riskli ve yüksek riskli olmak üzere 4 gruba ayrılacak olan illerde süreci valilikler yönetecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk etapta 4 kategorideki normalleşmeleri ve kaldırılan kısıtlamaları açıkladı.
Düşük ve orta riskli illerde hafta sonu kısıtlamaları kaldırıldı.
Okullarda eğitim yüz yüze başladı.
Kafe, restoranlar, kıraathaneler faaliyetlerine başladı.
Spor salonları ve halı sahalar saat 19.00’a kadar hizmet vermeye başlayacak.
Tek tek olacakları yazmaya gerek yok.
Günlerdir Türkiye’nin beklediği kararlar nihayetinde açıklandı.
Bugüne kadar özellikle sosyal medyada mangalda kül bırakmayanları işte bu dakikadan sonra görmüş olacağız.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda görüyorum;
Pazartesi akşamına kadar esnaf bitti, tükendi, battı yok oldu açın şu işletmeleri diye yorum yapan tüm sosyal medya hesaplarını takip ettim,
Şimdiki yorumları da şu oldu;
Salgın tam bitmeden bu kadar rahatlama olur mu diye afkurmaya başladılar bile.
Bu tür zevata değil modern kalkınmış bir ülke kazandırmak, uzaya 4 şerit otoyol da yapsan zaten yaranamayacağın için çok da dikkate almamak gerek.
*
Tüm bu normalleşmelerle birlikte ama diye başlayan bir cümle kurmak da gerekli.
Bu noktada sihirli sözcük risk kategorileri.
Yani, bilinmesi gereken şey şu:
Her hafta Türkiye genelinde risk haritası yayınlanacak.
An itibarı ile kategorileri belli olan illerde süreç takip edilecek.
Gün gün, hafta hafta gelişmeler izlenecek.
Olası haritadaki her değişiklik valilikler tarafından yeniden değerlendirilip yeni kurallar ortaya konacak.
Yani bu hafta orta riskli olan bir il, kuralları hiçe sayması halinde bir sonraki hafta yüksek risk kategorisine girebilir.
Bu durumda ise tüm kurallar yeniden yazılır, yeni kurallar uygulamaya girer.
*
Bursa’dan örnek verecek olursak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklama yaptığı dakikalarda sarı kategoride, yani orta riskli grupta yer alıyorduk.
Dolayısıyla da yeni normalleşmeleri de buna göre hakeden bir şehir konumundayız.
Şayet Bursa yada Bursa gibi orta riskli kategoride yer alan iller salgın hastalığın olmazsa olmazı olan kurallara riayet etmez ise, bir sonraki hafta farklı bir kategoride yer alabilir, dolayısıyla da şartlar yeniden değişebilir.
*
Klasik olan “Aman rehavete kapılmayalım” cümlesini kurmak istemiyorum.
Sanırım geride kalan 1 yılda tüm toplum salgının olmazsa olmazlarını, kurallarını öğrenmiş olması gerekiyor.
Yine klasik bir söylemle, Bursa’da bir normalleşme başladı diye gevşeyip sosyal mesafeyi, maske ve hijyeni ihmal edersek, bir sonraki hafta yine bizi ağır kurallar bekliyor olabilir.
*
Yukarıda belirttiğim gibi, siz siz olun, pazartesi akşamına kadar esnaf battı, kısıtlamalar kaldırılsın diye yaygara koparıp, kısıtlamalar kaldırılınca da ‘salgın tam bitmeden böylesine bir rahatlama olmaz’ diyenlerden olmayın.
Siz siz olun, salgından dolayı kapalı olan esnafı düşünüyor gibi yapıp, salgın arttığında da ‘niye bu kadar işletme açık, ölüyoruz!’ diyenlerden olmayın.
Bu salgın sadece Türkiye’nin sorunu değil.
Tüm dünyada tüm dengeleri bozan ve tüm ülkelerde amansız bir şekilde mücadelesi verilen bu salgından kurtulmanın tek yolu kurallara uymaktan geçiyor.
Kasım aralık aylarındaki vaka patlamalarını yaşamak istemiyorsak, esnafın yeniden kapısına kilit vurmasını istemiyorsak, tüm sosyal hayatımızın kısıtlanıp yeniden evlere kapatılmak istemiyorsak, amasız, fakatsız, koşulsuz olarak sıkı bir şekilde salgın hastalıkla yaşamayı öğreneceğiz.
Kurallara da sıkı sıkıya uyacağız.
*
Bu mücadele emeksiz, bedel ödemeden verilmiyor.
Sağlık çalışanları, esnaf, polis, jandarma ve her birimiz yığınla bedeller ödeyerek bu noktaya geldik.
Emek vermeye, mücadele etmeye de devam edeceğiz.
Yazımın başlığında da söylediğim gibi tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz.
Bu mücadeleye destek olmayıp kuralları ihlal edenlerin yarın öbürgün ne devletin aldığı önlemlere ne de sürece ilişkin söyleyecek tek sözü dahi olamaz.
Önce kurallara uyacaksın sonra hesap soracaksın.
Kurallara uymuyorsan, hesap da soramazsın..

Yazarın Tüm Yazıları