Fiziksel ve dijitalin harmanı: “Fijital alışveriş”

Mağazalar pandemi sonrası müşterilerine temassız, hızlı ve kolay alışveriş deneyimi sağlamak için dijital dünyanın kolaylığı ve hızını birleştirerek müşteri memnuniyeti adına çok ciddi yatırımlar yapıyorlar.

Haberin Devamı

Tekstil markaları için online alışveriş siteleri ile bu nispeten daha kolay ama iş market alışverişine gelince benim gibi sebze ve meyveyi kendi gözüyle görmeden alamayanlar için durum biraz daha farklı.

Geçen gün Metro’ya gittim ve ilk defa giriş kapısından çıkışına kadar “fijital” alışverişin deneyimini yaşadım.

Metro Fast adı altında yeni bir sistem kurmuşlar.

Hiç kimseye temas etmeden, tüm alışverişimi tamamlayıp çıktım.

İnanın o kalabalık kasa kuyruğunda beklemeden rahat ve sorunsuz bir şekilde çıkmak gerçekten çok güzel bir deneyim oldu. Bu hizmetin tam olarak ne olduğunu deneyimlediğinizde daha iyi anlayacaksınız ve o noktadan sonra hizmete olan bakışınız gerçekten çok değişecek.

En azından benim için öyle oldu. Galiba pandemi sonrası içime sinmeyen ve bir türlü istediğim hizmetin ne olduğunu tanımlayamadığım, hatta bire bir alışverişten kaçma içgüdüsünü yenmemi sağlayan formülün ne olduğunu sonunda buldum.

Haberin Devamı

Dışarıya adım attıktan sonra içimden geçenler ise şöyle oldu:

“İşte bu! Neden bu sistem diğer mağazalarda yok?”

Bence geleceğin mağazacılık anlayışı bu olacak. Biraz hizmeti anlatmam gerekirse; öncelikle telefonunuza Metro Fast uygulamasını indirmeniz gerekiyor.

Daha sonra alışveriş arabanızın seri numarasını uygulama ile entegre ediyorsunuz. Yani sizin arabanız ile uygulama arasında bir ağ oluşturuluyor ve ne almak istiyorsanız ürün üzerindeki barkodu telefonunuz aracılığı ile okutup sepetinize atıyorsunuz. Her şey bu kadar basit.

Telefonunuz kasa görevi görüyor. Alışverişinizi tamamladıktan sonra normal kasalardan bağımsız, ayrı bir bölümden arabanız ile geçiriyorsunuz ve sistem arabanızda olan tüm ürünleri tarayıp elinizdeki uygulama ile entegre olarak tartıp tüm aldıklarınızı kontrol ediyor, hem de 5-6 saniye içinde.

Eğer barkodu okunmamış veya sepete ekstradan eklediğiniz bir ürün yoksa kredi kartı ile tüm işleminizi bitiriyor ve çıkıyorsunuz.

Uygulamaya kredi kartı da tanımlansa ve ödemeyi otomatik alsa, onunla da zaman kaybetmesek diye düşünmedim değil ama bir iki hafta içinde kredi kartı da entegre edilecekmiş.

Haberin Devamı

Yani ödeme için bile zaman kaybetmeyeceksiniz.

Zamanla yarıştığımız bu dönemlerde kasa kuyruğu beklemeden, son derece pratik ve hızlı bir şekilde alışveriş yapmak büyük bir lüks.

Ayrıca hesabınızı bilerek, “acaba ne kadar tutacak” stresi olmadan da elinizi kolunuzu sallayarak çıkmak ise müşteri adına ayrı bir rahatlama sebebi.

Sonuç olarak ben bu deneyimden çok memnun kaldım. Bakalım sizler de deneyimlediğinizde benimle aynı fikirde olacak mısınız?

Kürke hayır!

Milano Moda Haftası dijital olarak tam gaz devam ediyor. Yine çok iyi koleksiyonlar ile karşı karşıyayız fakat podyumlarda hâlâ kürk görüyor olmaktan hiç hoşnut değilim.
Tüm tepkilere rağmen istikrarlı bir şekilde kürk kullanan moda evleri bizi hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor maalesef.
Milano Moda Haftası kapsamında Fendi, Kim Jones kreatif direktörlüğündeki ilk kadın hazır giyim koleksiyonunu sergiledi.
İki ismi de çok beğenmeme ve bu birlikteliği Fendi’nin DNA’sına çok yakıştırmama rağmen, hatta ortaya nefis bir koleksiyon çıkmış olduğu halde podyumda kürkleri görmek çok üzücü oldu.
Buna karşılık kürk kullanmayı çok seven Prada’nın suni kürklerden oluşan bir koleksiyonla karşımıza çıkması bir nebze de olsa içimize su serpti.
Biz ısrarla tepkimizi ortaya koymaya devam edeceğiz. Bakalım moda uğruna yapılan bu vahşet ne zaman son bulacak...

 

Yazarın Tüm Yazıları