Doğan Cüceloğlu benim de hayatıma dokunmuştu

Yıllar önce bir televizyon programında bir araya geldiğim Doğan Cüceloğlu, gerek kitapları gerekse bakış açısıyla benim de hayatıma dokunmuştu...

Haberin Devamı

“Gerçek özgürlük”, “Evlenmeden Önce”, “İçimizdeki Çocuk”, “Mış Gibi Yaşamlar”, “İnsan ve Davranışı”, “Bir Kadın Bir Ses”... İşte beni ben yapan kitaplarıydı onun.

Eğer bugün kendimi ve insanları daha iyi tanıyabiliyorsam, eğer çevreme faydalı olabiliyorsam, onun öğretileri sayesindedir.

Gençliğimden beri psikolojiye meraklıydım ve bu alanda da okul yıllarımdan itibaren çok kitap okudum...

Ama bana en çok yön veren, hayatıma dokunan sevgili Doğan Cüceloğlu’ nun kitaplarıdır.

“Kişisel başarılarımdan en önemlilerinden biri, içimdeki çocuğun farkına vararak onunla zaman zaman konuşup oynaşabilmek oldu” diyor örneğin “İçimizdeki Çocuk” kitabında.

Onun için bir çocuğun eğitimi, her şeyden önce gelir.

Bu nedenle ailelere çok büyük görevler düştüğünü sürekli hatırlatır. “Çocuğunuzu dinleyin” der hep.

Haberin Devamı

Ve belki de hayatımın en unutulmaz anlarından biri ise yıllar önce, gazeteci, yazar Haluk Şahin’in tartışma programı “İşte Biz Böyleyiz”de Doğan Cüceloğlu ve Selçuk Erez’le birlikte benim de yer almam...

Onlarla birlikte, “Toplumca biz niçin böyleyiz?” konusundaki tartışmaya katılmıştım.

Haluk Şahin’in konukları hep sosyal bilimciler, hukukçular, sanatçılar, yazarlar, alanlarında uzmanlaşmış kişilerdi.

Onların arasında yer almak, hele hele Doğan Cüceloğlu’yla aynı masanın çevresinde bulunmak bile benim için inanılmaz bir deneyimdi. Büyük bir şerefti...

Ve konumuz, Türk toplumundaki mutsuzluk kavramıydı.

“Neden biz Türkler mutlu olmayı bilemiyoruz?”u tartıştık o gün.

Bana gelen mektuplardaki dertli insanların mutsuzluk nedenlerini sordular.

Ben de anlattım. Şahin’in de katılımıyla, Cüceloğlu ve Erez, bu kişilerin mutsuzluk kaynağını bilimsel olarak yorumladı.

Sene sanırım, 2008 ya da 2009’du.

Ve biz hâlâ Türk toplumu olarak mutlu olmayı bilemeyen, beceremeyen insanlarız.

İşte bu nedenle bu eşsiz insanın unutulmaz mutluluk reçetesini veriyorum sizlere. 

Ruhu şad olsun...

Mutluluk

Bir çift tatlı sözdür, yumuşacık bir dokunuştur. Affetmektir, sevmektir, sevilmektir.
Çevreye dağıtılan bir tebessümdür, bir kahkahadır mutluluk. Mutluluk elimizde olanlara sevinmek, olmayanlar için ise üzülmemektir.
Her zaman bizden daha iyi durumda olanları değil bizden daha zor durumda olanları düşünmektir.
Birazcık işleri ertelemek, hayatın frenine basıp birazcık yavaşlamak kendimize zaman ayırmaktır.
Bir çiçeği gördüğünde ona tebessümle yaklaşmak ve onu sevmek ve koklamaktır.
Bahar yağmuru altında yürümek ve ıslanmak, yağmur sonrası toprak kokusunu teneffüs etmektir. Eşine veya sevdiğine “seni seviyorum” demek, bir güzel söz söylemek, bir tatlı bakış kondurmak, bir demet çiçek vermektir.
Evladına doya doya sarılıp kokusunu içine çekmektir. Bazen bir bardak çay yanında sıcak bir simit ve peynirdir mutluluk.
Mutluluk bir yerde bakış açımızdır. Pozitif olmak, hep siyah-beyazdan ziyade, diğer renkleri de görebilmektir. Her günümüzü son günümüz olarak bilip tüm canlıları sevmek, incitmemek, çevremize güven vermektir.
Olaylar karşısında empati yapabilmektir. Kış ortasında bile baharı yaşamak, yaşatmaktır, mutluluk... Mutluluk aramakla bulunacak bir şey değildir, onu inşa etmek gerekir.
Doğan Cüceloğlu

 

 

Yazarın Tüm Yazıları