18 geyik için bir şeyler yapmalıyız

Bu yıl Eskişehir’de 8 ayrı bölgede, 18 geyik avlanması için yine karar alınmış ve bu ihale tekrar açılmış. Bırakın o nadide hayvanlar ecelleriyle ölsün... Avdan gelecek paranın kimseye hayrı olmaz.

Haberin Devamı

Tarım Orman Bakanlığı 5. Bölge Müdürlüğü Eskişehir Şube Müdürlüğü, geçen yıl bölgemizdeki 18 geyiğin vurulması için ihale açmıştı, ancak can savunucuları dava açarak, yasal yoldan ihaleyi iptal ettirmişti.
Bu yıl Eskişehir’de 8 ayrı bölgede, 18 geyik avlanması için yine karar alınmış ve bu ihale tekrar açılmış.
İhaleye katılmak isteyen avcılar için, 557 bin 400 lira muhammen bedel biçilmiş. Daha önceki yıllarda olduğu gibi, dilimin döndüğünce yazmış çizmiştim. Yine yüreğim kan ağlayarak yazıyorum, zihnimde canlanan senaryoyu kağıda döküyorum:
“Geyikler, ormanda mutlu mesut yaşamaktadırlar, ortamda tam bir huzur ve güven vardır. Zannederler ki koruma altındayız. ‘Biz korunuyoruz, hatta kışın zorlu soğuk havalarında besleniyoruz, seviliyoruz, kötü niyetli insanlardan uzak tutuluyoruz.’ Sonra sahneye bir yetkili girer, geyikler önce ürkerler ama sonra merak saikasıyla yaklaşırlar, belki de kış aylarında saman balyaları bırakan o iyi insanlardan birisidir. Yetkili sözde tatlı bir dille konuşur, gözüne kestirdiği o 18 cana hitaben.
Geyikler güzel başlarını nazlı nazlı döndürür, postları kızıla çalmaktadır, bazılarının boynuzları ihtişamla uzamıştır, o güzel, hareli gözleriyle merakla bakarlar. Yetkili, yakın zamanda bir grup turistin onları vurmaya geleceğini, bu süre zarfında hayatın tadını çıkarmalarını söyler.
Geyikler şaşırır, ‘İyi de neden? Kimselere zararımız yok bizim, yaşayıp gidiyorduk şunun şurasında?’ derler. Yetkili gülümser, ‘hem de şehrimizde av turizmini kalkındıracağız, sizin postlarınıza verilecek paraların belli yüzdesini civar köylerin kalkınması için harcayacağız’ der.
Çoğu, umutsuzca, haklarında çıkartılan ölüm fermanına boyun eğer, ama içlerinde en uzun boynuzlara sahip, yaşı ileri olan geyik itiraz eder, ormanı çınlatan böğürtüsüyle haykırır, ‘Bu ne biçim bir mantık, hem bizleri korumaya alıyor, ölmeyelim diye zorlu kış günlerinde besliyorsunuz, hem de saçma sapan bir nedenle, doğanın kendi düzenine engel olup, yaşamlarımızı avcılara satıyorsunuz? Benim buna itirazım var’ der.
Yetkili, bu güçlü haykırıştan önce ürker ama çabuk toparlanır, bir kez yaşamları hakkında ölüm fermanı çıkmıştır, ‘turist gelişi olacak, köylüler nemalanacak, bu kaba geyiğin itirazlarına kim kulak asar ki!’ diye düşünür. Vakti geldiğinde, ilk kurşuna hedef o olur diye içinden geçirir.
Ulu sesli geyik, ‘Dur daha sözlerim bitmedi’ der. ‘Siz insanlar, yaşlı anne babalarınızı, soylarınızın güçlü olması, nesillerinizin sağlıklı gelişmesi için belli yaşlara geldiklerinde öldürülmeleri konusunda ferman çıkartıyor musunuz? Zaten güçleri azalan erkek geyikler, gençlerle yaptıkları liderlik savaşını kaybetmekte, eşleşme işlerini onlara bırakmaktadır. Doğa dengelerini bir güzel kurmuş, neden bizi ecelimizle ölüme bırakmıyorsunuz? Annenize babanıza yapmadığınızı bize neden reva görüyorsunuz? Bizim hayatlarımız o alacağınız paradan daha değerli değil mi?’ diye sorar.
Ve şöyle devam etmiş yaşlı geyik:
‘Kentinize turist çekmek için illaki bizim kanlı cesetlerimiz, mi gerekli? Orman bir anda susar, ağaçlardaki hışırtı durur, kuşlar cıvıltıyı keser. Genç geyikler ne yapacaklarını bilemez bir şekilde başlarını önlerine eğer, olacaklardan kendilerini sorumlu tutar.”
Korkunç son, o yaşları ileri olduğu söylenen 18 geyik için gerçekleşecek midir? Yoksa akıl, vicdan, yaşama saygı galip mi gelecektir?
Ya da aynı geçen yıl olduğu gibi can savunucuları yasal yoldan bu geyikleri namluların önünden çekip kurtarabilecek midir? Kimse bilemez.”
Bırakın o nadide hayvanlar ecelleriyle ölsün.
Oradan gelecek kanlı paraya o zavallıların hayatlarını satmayın, sattırmayın!
◊ Ece Bilgin-Sakarya Gazetesi

Yazarın Tüm Yazıları