İnancı aşılayamazsa düşecek

Bursaspor; üreten ve geliştiren bir kimyaya sahip.Her dönem içerdiği potansiyel yeteneklere uygun alanlar sunabilmesi, değerlerine de sahip çıkmasıyla var olanı dönüştüren bir çizgide ilerlemesi ile Türk futbolunun söz sahipleri ekiplerinden bir tanesi. Altyapıya verdiği önem ile ilgili ünü de buradan geliyor.

Haberin Devamı

İnancı aşılayamazsa düşecek
Ancak şimdilerde Bursaspor Kulübü, her açıdan düşen bir grafikte önlemi zor bir düşüş halinde…
Uzun süredir gelen mali başarısızlığa, sportif başarısızlık da eklenince çok kısa bir zaman diliminde tarihinin en kara günlerini yaşar oldu.
İstikrarlı bir şekilde yönetim beceriksizliği, iletişim kopukluklarına da yol açarken; kulüp bir anlamda kendi değerlerinden de yoksun hale geldi.

YAKIN GEÇMİŞTE SIKINTILAR OLUŞTU

Çok uzaklara gitmeden, daha yakın süreçlere, son birkaç yıla baktığımızda Bursaspor Kulübü’nün, yetiştirdiği pek çok değerinden, ‘değersizce’ ayrılıklar yaşadığını, ekonomik açıdan dar boğazdayken nefes alacak bir kazanç dahi sağlayamadığını, pek çok oyuncuyla yolların ayrılması ile birlikte gördük.
Tüm bu ayrılıkların ana etkeni olarak iletişim kopukluğu gözden kaçmıyor.
Bunu vurgulamamız gerekiyor zira; bir itibarsızlaşma süreci ile birlikte her ayrılığın ardından kulüp yöneticilerinin demeçlerine, hatta suçlayıcı ifadelere dek uzanan açıklamalara şahitlik ettik.
Elbette yaşanan bu sıkıntılara yalnızca oyuncu penceresinden bakmak yanlış olacaktır zira kulüp ve camia nezdinde de bazı değerlere yakışmayacak hareketler de oyuncular tarafından gördük.
Ama şunu net bir şekilde vurgulamak gerekir ki, Bursaspor Kulübü’nün son dönemlerdeki en büyük başarısızlığı sportif kimliğindeki düşüşünden ziyade yaşanan iletişim kopukluklarından kaynaklı oluşan güvensizlik ortamı ve geleceğe dair kaygı oluşturdu.

Haberin Devamı

‘AİDİYET’ VE ‘ÖDÜLLENDİRME’

Geçmiş dönemlere baktığımızda ‘aidiyet’ ve ‘ödüllendirme’ faktörlerinin camiada ne denli etkin olduğunu takip ediyorduk.
Alt yaş gruplarından yetişen her oyuncunun hayali, elbette başta mili forma olmak üzere A Takım ile birlikte on binlerce taraftarın önüne çıkmaktı.
Nitekim bu gerçekleşse de, sonrasında yaşananlar ve oyuncularda süre gelen gelecek kaygısından dolayı ya erken ayrılıklar yaşandı, yahut sözleşme ihlalleri ve etik dışı hamlelerle başlayan danışıklı dövüşleri izledik.
Hepsinin kökeninde ise, belli bir noktaya gelmiş oyuncuların ya kulüp dışı akıl oyunlarına kapılması, ya da burada hem maddi hem de maneviyat olarak inançlarını yitirmeleri vardı.

Haberin Devamı

ÖZ KAYNAĞA EĞİLMELİ

İşte böyle bir atmosfer içerisinde Bursaspor Kulübü, bir kez daha filizlerini yeşertiyor.
Günlerden beridir alt yap gruplarının elde ettiği başarılar dillerimizde.
Bu çok büyük bir gurur yaşattığı gibi aynı zamanda geleceğe dair umutla bakmamızı da sağlıyor.
Zira her ne kadar son zamanlarda sportif başarı yönünden A Takım seviyesi sürekli olarak sekteye uğrasa da, daha küçük kademelerde işler gayet iyi başarılıyor.
Yetenek havuzu ile birlikte oluşturulan takım kimyasının sonuçları da gelmeye başladıkça, öz kaynak olan Vakıfköy’e ilişkin inancımız da her geçen gün daha da kuvvetleniyor.
Peki tüm bu yaşananlar etrafında, Bursaspor kendi özünden yeniden doğabilecek mi?

Haberin Devamı

A TAKIM, GENÇLERİN GELECEĞİNİ ETKİLEDİ

Öncelikle şunu net bir şekilde ifade etmek gerekiyor ki; yaşanan sportif başarısızlık sonucu küme düşme, yalnızca Bursaspor’un tarihinde bir ilki yaşamasına değil, pek çok küçük yaştan Bursasporlunun da hayallerine ket vurdu.
Ağabeylerinin umarsız, vurdumduymaz karakterlerinin cefasını ne yazıktır ki onlar çekecek.
Zira elde edilen başarılara da baktığımızda, şu an pek çok yaş grubundan oyuncunun, kendilerini çok daha geniş kitlelere yayabilecek, gösterebilecek, yeteneklerini sergileyebilecek olan ortamın bir alt lige düşüş ile birlikte ellerinden alındığını görüyoruz.
Bu kez A Takım’ın başarısızlığından kaynaklı, Türk futbolundaki genel kamuoyunda da daha geri planda ve kendilerini göstermek için daha çok çabalamaları gerekecek.
Oysa ki hatırlayalım; Bursaspor, Süper Lig’de mücadele verirken oynattığı bir genç oyuncu dahi, performansını iyi bir şekilde sunabilmiş ve geliştirebilmişse haftalar boyunca manşetleri süslüyor, futbolu yakından takip eden herkesin de ilgisini çekiyordu.
Bu kısmen TFF 1. Lig’de de yaşandı ki, bir önceki sezon A Takım’ın gençlerine duyulan saygı her birimiz tarafından gururla karşılandı.

Haberin Devamı

VARLIĞINI SÜRDÜRMEK İÇİN ÖZE DÖNÜŞ

Şimdi ise öze sıkı sıkıya tutunma vakti…
Bursaspor Kulübü bundan sonra, belki de tarihinin en büyük sınavını verecek.
Mecbur olduğundan kaynaklı değil, gerçekten yeniden ayağa kalkma sürecinde kendi öz değerlerinden beslenerek bir var oluş savaşı verecek.
Vermeli de…
Çünkü sportif başarısızlığın yarattığı olumsuz atmosferden kurtulmanın, o genç oyunculara A Takım sevincini ve kendilerini dev arenalarda gösterebilme fırsatını sağlamanın tek yolu, yine bu oyuncular etrafında birleşerek, tepeden tırnağa kurulacak olan doğru iletişim hamleleri ve aidiyetlik hissiyle yeniden Bursaspor’un üreten ve geliştiren kimliğini vurgulamak olacaktır.
Bu denli başarılacak göreceğiz ancak şu var ki, Bursaspor’un artık A Takım hangi değerdeyse, alt yaş gruplarına da aynı hassasiyeti, hatta çok daha fazlasını göstermesi gerekiyor.
Maç yayınlarından tutun da, mücadelelerinin takibi, gençlerin motivasyonlarını artırıcı özel içerikler üretmenin yanında kulübün saygın isimleriyle küçük yaştakiler etrafında kurulacak köprülere dek pek çok konuda Bursaspor Kulübü’nün harekete geçerek, Vakıfköy’e daha önceki yıllardan kat be kat daha fazla değer vermesi, önem vermesi gerekiyor.
Zira; mevcut durum şunu gösteriyor ki Bursaspor Kulübü, varlığını sürdürebilmek için yine kendi kaynağından yetiştirdiği ve aidiyet hissiyatını son derecek yüksek bir şekilde empoze edebildiği isimler ile yeniden var olacak.

Haberin Devamı

Bu durum elbette sonuçlarını kısa vadede verecek değil ancak uzun vadeye yayılan ve her yaş grubundan oyuncuların, A Takım’a yükselebilme hayalini her geçen maç sonrası bir kat daha artırabileceği bir ortamın hazırlanması kulübün önceliği haline gelmeli.
Kaldı ki iş burada bitmiyor, akabinde o oyuncular etrafında doğru iletişimler kurarak, verilen değer gösterilmeli ve oyuncunun, kulüp ile arma bağı geliştirilebilmeli.
Aksi halde bu inancı aşılayamadığı takdirde Bursaspor, yalnızca TFF 2. Lig’e düşmüş olmayacak, aksine kulübün tüm dinamiklerinde de büyük bir çöküntüye sürüklenecek.
Dileriz yakın süreçte atılacak hamleler ile birlikte Bursaspor’un gelecek değerleri, kanatlar altına alınarak, hassas bir şekilde güvenle geleceklerine hazırlanır.

Yazarın Tüm Yazıları