Uzaylıların varlığı ispatlandı mı

Tüm dünya basını 13 Eylül’de Meksika Parlamentosu’nda gerçekleşen ve “insan olmayan” yani bir başka deyişle “uzaylılara” ait olduğu öne sürülen bin yıllık fosillerin varlığını tartışıyor.

Haberin Devamı

Elbette bu sunum hepimizi çok heyecanlandırsa da bilim insanlarının açıklamaları doğrultusunda anlıyoruz ki ortada öyle pek de heyecanlanacak bir buluş yok.

Uzaylıların varlığı ispatlandı mı

“Uzaylı” hevesimiz iki nedenden kursağımızda kalıyor: İlki bu sunumu yapan gurubun başında bulunan ve kendini “ufolog” olarak tanıtan Jaime Maussan’ın önceki faaliyetlerinin son derece şaibeli olması. İkincisi ise uzay ya da bir başka yerde DNA bazlı bir yaşamın söz konusu olmamasından kaynaklı.

DNA ANALİZİ YAPILMIŞSA YÜZDE 100 DÜNYALIDIR

Uzaylıların varlığı ispatlandı mı

Haberin Devamı

Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, yayının ardından bir tweet attı ve dedi ki: “DNA analizi yapılmış ve genetiğinin dünyadaki canlılara benzemediğini söylüyorlarsa bu canlılar yüzde 100 dünyalıdır.” Toplantısı olduğu için detaylı konuşamadık ama şöyle özetliyor: “Uzaylı olduğu söylenen bir kalıntıya DNA analizi yapılabilmesi olasılığı bir yana, evrenin her köşesinde, “klasik” DNA yapısının geçerli olmasını beklemek biyoloji ve evrenin işleyişinin tam anlaşılamamış olmasındandır. DNA analizi veya Nükleik Asit Analizi (DNA, RNA, XNA) dünyadaki canlıların genetik materyalinin kodlandığı makromoleküler yapıdır. Şimdiye kadar uzaylı keşfi olmadığı ve genetik materyalinin DNA olup olmadığı dahi kanıtlanmamışken, bu canlılara DNA analizi yapılabilmesi aslında dünyalı olduğunu göstergesidir.”

SANSOSYONEL BİR BULUŞ

Uzaylıların varlığı ispatlandı mı

ABD Jackson Laboratuvarı Enstitüsü Baş Araştırmacısı Prof. Dr. Derya Unutmaz da “Dünyalı bunlar” diyor. “Hevesim kursağımda kaldı” diyerek aradım: “Bu evrende yalnız olmadığımız, bunun bize özel bir durum olmadığı ve başka canlılar olabileceğine inanıyorum çünkü trilyonlarca gezegen ve yıldız var ve de kimyasal reaksiyonlar evrenin bir başka köşesinde de benzer olabilir” diyerek avutmaya çalışıyor beni. “Ama” ile parantez açıyor: “Bu canlılar- bizim düzeyimizi geçerek- dünyayı ziyaret etmişler midir? Çok küçük bir olasılık. Yani 1940’tan beri araştırılıyor ama ortaya çıkan bir şey yok. Varsa bile böyle bir şeyi bunca yıl nasıl “gizli” tuttular? Bu, bana gerçekçi gelmiyor.”

Haberin Devamı

EVRİMLEŞME ŞARTLARA GÖRE OLUR

Dünya dışında, uzayda, bir yerlerde hayatın DNA bazlı oluşmasının neredeyse imkânsız olduğu, velev ki oluşmuş olsa bile evrimsel/ olasılık olarak bu DNA’nın bizimkine benzeme ihtimalinin yüzde 1 bile mümkün olmadığını söyleyen Prof. Dr. Unutmaz, “Sunumda ‘uzaylı’ denilen fosilin, kayıtlardaki diğer DNA’larla karşılaştırıldığı ve yüzde 30’unun DNA’sının bilinmediği açıklandı. Demek yüzde 70 DNA’sı biliniyor. Hadi DNA dizilimi çıkardığınızı- ki bu büyük muamma çünkü bin yıllık kemikleşen bir fosilden örnek çıkarmak çok zor- bu fosillerin yüzde 70’inin de tıpkı bizdeki DNA dizilimine sahip olduğunu farz edelim. Bu demek ki bunlar yine uzaylı değil dünyalı! Çünkü DNA bize miras kalan bir moleküldür. Fareler ile insanlar arasında yüzde 70, şempanzelerle aramızda yüzde 99 benzerlik var. Buradan şu sonuç çıkar- her ne kadar DNA bazlı bir canlının, başka bir gezegende de oluşmuş olma imkânı sıfır olsa da- oluşmuşsa bile evrimleşmesi de o gezenin şartlarına göre olacaktır, bizimkine göre değil. Dolayısıyla bu buluş ‘sansasyonel.’ Buluntular, büyük bir ihtimalle o dönemde yapılan bir “totem”, “ritüel” için özel hazırlanan bir canlıya ait” diyor.

Haberin Devamı

UZAYLILARIN ARKASINDAKİ ŞAİBELİ İSİM: MAUSSAN

UFO araştırmacısı Jaime Maussan’ın Meksika Parlamentosunda uzaylılara ait olduğu iddia edilen iki mumyayı parlamenterlerin huzurunda açtığı sunumu izledim ve hayretle “Varlarmış işte” dedim önce ama sonradan öğrendim ki kendisine “ufolog” (böyle bir bilim dalı yok) diyen Jaime Maussan aslında gazetecilik eğitimi alan ve 1970’ten bu yana “dünya dışı yaşam” üzerine yaptığı haberlerle tanınan bir muhabir. 1991’de UFO’lar ile ilgili yaptığı program reytingleri kırınca “uzaylılar” konusunda bir de belgesel çekmiş. Belli ki nasıl “reyting” alacağını iyi biliyor.

-İlk fiyaskosu 2015’te. “Uzaylı” dediği fosilleşmiş ilk kalıntıyı “Tanık Ol” etkinliğinde tanıtıyor ama hemen akabinde cesedin insana ait olduğu ispatlanıyor.

Haberin Devamı

-İkinci fiyaskosu 2017’de. Peru, Nazca bölgesinde keşfedilen ve uzun bir kafatası, el ve ayakta 3 parmaklı, 5 mumyanın “dünya dışı varlık” olduğunu iddia ediyor. Ama bilim insanları bunun da uzaylılar değil gelişimsel bozukluğu olan çocuklara ait olduğunu ortaya koyuyor.

Uzaylıların varlığı ispatlandı mı

BU BULUŞLAR BANA BİRAZ ŞİŞİRME GELİYOR

Kafama takılan bir şey daha var. Maussan ve ekibinin “uzaylı” dediği fosilleşmiş cesetlerin görselini “tarihin sıfır noktası” denilen, en az M.Ö. 10 bin yıllık geçmişe sahip Göbeklitepe ve Karahantepe’de gördüğüm figürlere benzettim.

Uzaylıların varlığı ispatlandı mı

“Dünyanın bir ucu Meksika’da “uzaylı” denilen bir kalıntının Urfa’da bir figür olarak belirmesi mümkün mü?” sorusu ile Simgebilimci Göktuğ Halis’i aradım. Meksika’nın çok uzak bir coğrafya olduğu ve aralarında bir bağlantının mümkün olmadığının altını kalınca çiziyor. Neden benzeyebileceklerini ise şöyle açıklıyor: “Karahantepe’de gördüğün “baş” figürü aslında bir maske. Benzeri “Çanak- Çömleksiz Neolitik” çağ yerleşimi Sayburç’ta da var. Maske; ritüel olarak, ayinlerde- şamanlar ya da o dönem “din insanları” diyelim tarafından sıklıkla kullanılırdı. Bir “tanrı” figürü yaratılır, maske altında ataların ruhları canlandırılırdı. Bir nevi tapınma. Dolayısıyla farklı kültürlerdeki yüz yapıları, maskenin bir araç olarak kullanılması sebebi ile, birbirine benzeyebilir. Meksika’daki buluş ile alakalı detay bilmemekle birlikte bu “buluşlar” bana biraz “şişirme” geliyor.”

Yazarın Tüm Yazıları