Riyad’daki kriz sonrası tek yürek olduk: Atatürk mezardan savaşıyor ve kazanıyor

Olay, dünya basınında geniş yer bulurken, atılan bazı manşetlerin ‘hayretler içinde’ olmasına asıl ben hayret ettim.

Zira bunca ayrılık ve farklılıklarımıza rağmen, bu ulusun sağcısı, solcusu, liberali, milliyetçisi, muhafazakarı, Türk, Kürt, Laz, Ermeni, Rum’u ve hatta Galatasaraylısı, Fenerlisi, Beşiktaş ya da Trabzonsporlusu fark etmez söz konusu Atatürk olunca nasıl birleşebileceğini öğrenememişler demek ki. Bu konuda en güzel sözü Prof. Dr. İlber Ortaylı söylemiş: “Mezardan savaşıyor ve kazanıyor.” Peki Atatürk ölümden 85 yıl sonra bile bunu nasıl başarıyor? İşte yanıtı...

NAÇİZ VÜCUDU TOPRAK OLMUŞ OLABİLİR  AMA FİKİRLERİ BU ULUSTA YAŞIYOR

Prof. Dr. Celal Şengör’ün, yakın arkadaşı Prof. Dr. İlber Ortaylı’dan alıntıladığı sözler sosyal medyanın gündemine oturdu yaşanan tarihi kriz sonrası: “İlber bir gün dedi ki ‘Adam mezardan savaşıyor ve kazanıyor.’ Bu büyük adama sahip olmuş olmakla hepimiz iftihar edelim.” Bu sözleri hatırlatıyorum İlber Ortaylı’ya. Diyor ki: “Dedim. Ne de güzel demişim.” Peki, hangi motivasyonla etti bu lafı. Onu da şöyle izah ediyor: “Naçiz vücudu toprak olmuş olabilir ama yattığı yerden bile pekâlâ konuşuyor. Atatürk’ün etkileri çok fazla ve daha mühimi geçmiyor. Pek geçecek gibi de durmuyor. Söyledikleri ve yaptıkları ile ebedi kalan liderler vardır. Uzun zaman etkili olurlar. Muasır ülkeler ve liderleri, bu liderlerin yaptığı işleri geçemezler ise onlar tarihsel bir idol olmaktan da öte, yaşamaya, canlı kalmaya devam edeceklerdir. Demek Atatürk gibi bir lideri geçebilen olamamış ki ‘o’ canlı kalmaya devam etmektedir.”

ATATÜRKÇÜLÜKTEN ÖTE BİR DURUM

“Her milletin bir kırmızı çizgisi vardır, bizim kırmızı çizgimiz ise Atatürk’tür. Bu benim bahsettiğim toplumun bildiği ‘Atatürkçülük’ kavramından da ötedir. Bu toplumun son asrındaki varlık savaşının lideridir Atatürk, ki bu bahsettiğime yaptığı sivil devrimler de dahildir. Hayatta kalmaya çalışan bir Müslüman ülke idik o zamanlar ve hayatta kaldık da. Hem de diğerlerinden de iyi durumda kaldık. Dolayısıyla Atatürk hassas çizgimiz ve kimse de bundan taviz vermez, siyaset üstü bir durum bu. Öyle ki bugün siyaset ile pek de alakası olmayan futbolcular bile... Ayrıca bir kısmı çoğunlukla sadece taraftar kalabalığından ibaret olan futbol seyircisi de... Ne yaptılar? Mevzu bahis Atatürk olunca hem statta her şeye rağmen tepki koydu hem de sabahın dördün takımlarını havalimanında karşılamaya gitti. Müthiş bir kalabalık! E, bu sana neyi anlatıyor?”

SUUDİLER HEP AYNI HATAYI YAPIYOR

Suudilere gelince... Bunlar hep yanlış işler yapıyor. Çok katılar. Bu katı kuralların bazılarına kendileri de uymuyorlar. Bu, tutarsızlıktır! Bu tutarsızlığa kimse tahammül etmez. Hele biz hiç etmeyiz. Hele de mevzu bahis Atatürk ise... Ne zaman Orta Doğu’da Türk- Arap yakınlaşması söz konusu olsa Suudiler hep aynı hatayı yapıyorlar, sonra da oturup tamir etmek için uğraşıyorlar. Şunu söyleyeyim bu durum hükümetlerle falan alakalı değil. Tarihten geliyor. Dikkatli olmak lazım. Bak! Protestoların şöyle de güzel bir tarafı oldu. Hani dış medya, birlikçileri var ya... ‘Kutuplaşmış’, ‘ayrışmış’ sandıkları bir ülkenin nasıl birlik olabileceğini, Atatürk konusunda taviz vermeyeceğini de görmüş oldu. Bu Atatürkçülüğün bir benzeri Kafkasya’da Orta Asya’da da vardır. Komünist Parti’nin üyeleri bile Atatürk konusunda çok saygılıydılar ve kimsenin menfi görüşünü dinlemezlerdi. Öyle büyük bir lider Atatürk. İftihar etmeliyiz.”

TEPKİNİN ADI ‘ATATÜRK ETKİSİ’

Yakın tarihimizi ve Atatürk’ü en iyi bilen tarihçilerimizden Sinan Meydan da diyor ki: “Gerçek şu ki, benim ‘Atatürk Etkisi’ adını verdiğim bu etki, zaman mekân tanımaz!” Şöyle izah ediyor Atatürk’ün Türk toplumu üzerindeki birleştirici etkisini Meydan: “Atatürk, çağını çok aşan, bugün dahi etkisini sürdüren ve yarın da sürdürecek olan zamansız fikirlere sahiptir. Atatürk; emperyalizme karşı tam bağımsızlık, saray saltanatlarına karşı ulusal egemenlik ve ulus bilinci, kulluğa karşı yurttaşlık, bağnazlığa karşı akıl ve bilimle hareket ederek çağdaş uygarlık, paylaşım savaşlarına karşı ‘yurtta barış dünyada barış’ prensiplerini benimsemiştir. İşte bu nedenlerle de Atatürk; emperyalizmi ve yerli, yabancı işbirlikçilerini, saray saltanatlarını, taçlı, taçsız tüm sultanları, Türkiye’nin ulusal bütünlüğüne karşı odakları, tüm uygarlık ve insanlık düşmanlarını hep rahatsız etmiştir, hep rahatsız edecektir.”

“GÖREVİM BİTMEYECEKTİR”

“Atatürk, ‘Görevim bitmemiştir, bitmeyecektir, ben toprak olduktan sonra da devam edecektir’ demişti. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.18, s.94) Görülen o ki, Mustafa Kemal Atatürk, ölümünden 85 yıl sonra da ölümsüz fikirleriyle yaşamaya ve görev yapmaya devam ediyor.”