İlk karşılaşmanın galibi yok

ABD’de seçimlere neredeyse bir ay kalmışken, canlı yayınlanan ve 90 dakika süren ilk başkanlık münazarasına adayların birbirlerinin sözünü kesmesi, stüdyoda oluşan kaos, karşılıklı suçlamalar ve hakaretler damga vurdu. Trump aşırı öfkeli, Biden nispeten sakindi. Peki tartışmanın kazananı kim oldu? Beden dilleri, vurguları seçmene ne mesaj verdi? İlk düellonun seçim sonucuna etkisi ne olur? Uzmanlara sordum.

Haberin Devamı

TAM BİR KAKAFONİ

BİLGİ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emre Erdoğan, münazaranın alışılagelen tartışmalardan olmadığını belirterek, “Tam bir ‘kakafoni’. Amerikan münazara geleneğindeki gibi fikirlerin nezaketle karşılıklı açıklanmasını bir kenara bırakın, 90 dakika boyunca moderatör de dahil 3 kişi birbirine bağırdı, kişisel sataşmalar oldu. Hiçbir argümanı anlayamadık. Ama şu an siyaset ortamı da zaten bizim alışageldiğimiz gibi değil. Dolayısıyla zamanın ruhunu yansıttılar” diyor.

İlk karşılaşmanın galibi yok

AMAÇLARINA YÖNELİK OYNADILAR

Prof. Dr. Erdoğan, Trump’ın her zamankinden agresif, Biden’ın ise daha yavaş olduğunu söylüyor ve “İki taraf da tribünlere oynadı, daha da kötüsü kendi tabanlarına mesaj verme kaygısı içindeydiler. Kararsızların karar verebileceği bir tartışma olmadı. Trump, Biden’ın akli melekelerinin zayıflığını ispatlamaya yönelik hamleler yaptı. Gürültü yapıp öteki tarafın dikkatini dağıtmaya çalıştı. Biden ise daha yavaş kaldı” diyerek koyu Demokrat ve Cumhuriyetçiler cephesinde bir şey değişmeyeceğine dikkat çekiyor. ‘Peki aradakiler?’ Prof. Dr. Erdoğan, “Aradaki Cumhuriyetçilere, Biden’ın yavaşlığı konusunda yeterince malzeme çıktı. Ortadaki Demokratlarda ise bir rahatsızlık var ama onlar da şimdilik bunu ‘Trump gibi biriyle tartışılmaz’ diyerek açıklıyor. Yani ortada büyük bir değişiklik yok” diyor. Trump’ın şov dünyasından geldiğini ve özellikle de kameralara nasıl oynanması gerektiğini bildiğini
de hatırlatan Erdoğan, Trump’ı ‘dinamik’ Biden’ı da ‘dersine iyi çalışmış’ bulduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

KARARSIZLAR HÂLÂ KARARSIZ

AMERİKAN siyaseti araştırmacısı Yunus Emre Erdölen, seçmenlerin aklındaki soru işaretlerinin çoğunun cevapsız kaldığı düello için “Kazananı olmayan bir tartışmaydı” diyor. İşte 5 soruda tartışmanın özeti.

Tartışma kararsız seçmeni ikna etmeye yetti mi?

“Biden da Trump da kararsız seçmeni ikna edebilecek bir performans gösteremedi. Sadece büyük bir kaos yaratıp birbirlerine saldırdılar.”

Haberin Devamı

Trump nasıldı?

“Beklenenden daha agresifti. Biden’a karşı bir öfke yaratarak kendi tabanını sandığa gitme konusunda bir kez daha motive etti. 2016’daki münazaralarda net ve somut eleştirileriyle Clinton’ın imajını yerle bir etmişti. Biden’a karşı ise net bir eleştirisi yoktu. Seçim sonuçlarını kabul etmeyeceğini söyleyerek olası bir görev değişiminin ‘barışçıl’ olacağı yönünde de söz vermedi.”

Biden nasıldı?

“Biden daha sakindi. Yaşı vardı, unutkanlığı vardı, konuları atlayabiliyordu, hatta Trump’ın iddiasına göre Biden’a Alzheimer tanısı konmuştu, özellikle ailesi söz konusu ise sükûnetini kaybediyordu. Biden bu beklentileri çürüttü. Büyük bir unutkanlık yapmadı ve yeteri kadar tartışmaya tutundu.”

Haberin Devamı

İlk karşılaşmanın galibi yok

‘Palyaço’, ‘Putin’in finosu’ gibi hakaretler duyduk. Tarihin en kötü tartışması denilebilir mi?

“Münazara kavramının adeta yok oluşunu izledik. Adil seçimler, yüksek mahkeme, başkanlık kurumu gibi birçok konu zaten 2016 yılından bu yana büyük zarar görmüş haldeydi. Buna şimdi bir de ABD’de de demokrasi kültürünün önemli bir parçası olan münazaralar eklendi. Böylesi bir agresiflik, söz kesme ve hakaret boyutuna ilk kez geçildi.”

Beden dilleri ne anlatıyordu?

“Trump kamera ve seyirci yokmuşçasına Biden’a bakarak konuştu. Biden kaybettiği oğlunu anlatırken bile sözünü kesti. Sürekli ‘Joe, Joe’ diye seslenerek Biden üzerinde psikolojik bir tahakküm kurmak istedi. Biden ise seyirci ve kameralara dönüktü. Daha sakindi ama söz ailesine geldiğinde o da nezaketi bıraktı. Ayrıca Trump’ın makyajının fazla oluşu, Melania Trump’ın sahnede eşine sarılmayışı aksine Jill Biden’ın eşini kucaklaşması ‘Melania da Trump’ı istemiyor’ gibi eleştirilere neden oldu.”

Haberin Devamı

DÜELLOYA ‘İNŞALLAH’ DAMGASI

Trump’ın vergi beyannamelerini açıklayacağını söylemesine Biden’ın “İnşallah” yanıtı da geceye damga vurdu. Erdölen, “Trump seçimi Michingan’da 10 bin fark ile kazandı. Michigan’da 200 binden fazla Müslüman yaşıyor. Trump’ın Müslümanların ülkeye girişini yasaklamak istemesine karşı Biden’ın ‘inşallah’ çıkışı önemli bir mesaj” diyor.

TARTIŞMASIZ EN KÖTÜ TARTIŞMAYDI

GLOBAL stratejist Hakan Akbaş, tartışmanın kararsız seçmeni politikalar ve vaatler üzerinden kazanacak bir tartışma olmadığını belirterek “Tartışmasız bugüne kadar ki en kötü tartışmaydı. Moderatör Chris Wallace iyi gazeteci olmasına rağmen çok yetersizdi. Adaylara gelince, Trump da Biden da birbirlerini dinlemek için gelmemişlerdi. Trump saldırgan bir anaokulu çocuğu gibi hırgür çıkarmak için oradaydı. Gerek konuşmaları gerek vücut diliyle, hem moderatörün hem de Biden’ın mesajlarının önünü kesti. Biden ise daha çok ‘Konuda kal’ politikası güttü. Direkt kamera ve seyircilere bakarak konuştu. Ancak o da kopuk ve tutuktu. Eline önemli fırsatlar geçti, özellikle vergi konusunda, ama değerlendiremedi. Yaşından dolayı belki de entelektüel bir çevikliği olmadığı çok belliydi” diyor ve şöyle devam ediyor: “Amerika’da son 4 yılda kimlik siyaseti çok derinleşti. Şöyle bir bakarsanız Trump’ın oyu yüzde 40-42, Biden’ın ise yüzde 49-51 arasında. Önde giden Biden. Yani Trump’ın bu tartışmaya daha çok ihtiyacı vardı. Ancak politikalarını anlatmak yerine büyük bir strateji hatası yaparak Biden’a saldırdı, hiç konuşturmadı. Trump ile Biden arasındaki farkı kapatacak yüzde 8-10’luk seçmen bana kalırsa bir daha ne münazara seyreder, ne de sandığa gider.

 

Yazarın Tüm Yazıları