Bu karar trafik magandalarına ders olsun

Yol vermedi diye aracın içindeki hamile kadına saldıran baklavacı kardeşler, sarı ışıkta gaza basmadı diye 6 kişi bir olup terör estiren trafik magandaları! Örnekleri çoğaltmak mümkün zira trafikte neredeyse her gün benzer bir manzara ile bizzat karşılaşıyoruz. Cezası var mı? Yok. Daha doğrusu düne kadar yoktu. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, trafikte tartıştığı sürücüyü bıçakla yaralayan zanlıya 6 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti başkanı “Umarım bu karar buna yeltenecek insanlara ve sana ders olur” dedi. Gerçekten de ders olur mu? Üst sınırdan ceza hakkaniyetli mi? Trafikte kendimizi neden kaybediyoruz? Avukatlara ve psikiyatristlere sordum.

Haberin Devamı

HÂKİMİ ALKIŞLIYORUM

AVUKAT Duygu Delibaş, kararı yerinde bulduğunu ve hâkimi bu kararından ötürü alkışlamak gerektiğini söylüyor. Neden? “Her şeyden öte bireysel silahlanmanın önüne geçebilmek adına emsal bir karar. Üzerinde taşınması yasak silah, bıçak taşıyor ve hatta bu silahı kullanıyorsan bunun ağır sonuçları olduğunu da bilmelisin. Burada zanlı, ‘Yaralama niyetinde değildim’ gibi bir savunma yapıyor. O halde elinde niye bıçak var? Mahkeme takdir ve haksız tahrik indirimini de uygulamamış bu davada. Nedir takdir indirimi? Genellikle kadına yönelik şiddet davalarında görürüz bu indirimi, ‘Kravat taktı’ diye verilir mesela. Bu indirim genelde zanlı tarafından ‘cepte’ görülür ama adı üzerinde hâkimin ‘takdir’ yetkisi vardır. Tabii bu ‘takdir’ de sınırsız değil. Neye bakar mahkeme? Sanığın hal, davranış, pişmanlığına bakılır. Demek hâkim bunları görememiş sanıkta ki indirim vermemiş” diyerek özetliyor.

Haberin Devamı

Bu karar trafik magandalarına ders olsun

EMSAL OLSUN

Davanın emsal olması gerektiğini belirten Delibaş, “Kararın detaylarını bilmemekle birlikte hâkimin haksız tahrik indirimi uygulamamasını da haklı buluyorum. ‘Sol şeridi işgal ettin’ ya da ‘Kornaya bastın’ gibi durumlar indirim sebebi sayılamaz. O zaman herkes trafikte birbirini bıçaklasın. Uzun zamandır görmeyi beklediğimiz kararlar. Normalde ‘Yatarı yok’ deriz bu davalara. İndirim uygulanarak kuşa çevriliyor cezalar” diyor.

TRAFİKTE KAFAMIZ ÇOK KARIŞIK

PSİKİYATRİST, Prof. Dr. Arif Verimli’ye ‘Neden öfkemizi kustuğumuz yer çoğunlukla trafik oluyor?’ diye sordum. Prof. Dr. Verimli “Çünkü trafikte homojen değil heterojen bir yapı var. Yani farklı duygu, düşünce, sosyo-ekonomik seviyeden birçok insan bir arada. Bunların içerisinde zekâdan geri kişiler, hasta olanlar, aşırı detaycı ya da anti-sosyal kişilik yapısında olanlar var. Çeşit çeşit. Şimdi tüm bu kişileri mekanik bir araç üzerinde yola odaklanmaya çalışırken düşünün. Beyin o dakika birden fazla fonksiyon ile meşgul olduğu için zaten çok karışık oluyor. Haliyle tahrik olmak da kolaylaşıyor. Stres ve öfkeye açık hale geliyor. Bir de insanlar başkalarına karşı biriktirdikleri öfkeyi hiç tanımadıkları birinden daha acımasızca çıkarabiliyor. Mesela eşinizle mi kavga ettiniz? Yolunuzu kestiğinizi düşündüğünüz birisine bağırmak daha kolay. Ya da patronunuz beklenen terfinizi onaylamadı mı? Daha yeşil yanmadan kornaya asılıp ilk yanlış yapana hakaret etmek daha basit öyle değil mi?” diyor.

Haberin Devamı

Bu karar trafik magandalarına ders olsun

CAYDIRICILIK SADECE CEZA İLE MÜMKÜN DEĞİL

AVUKAT Selçuk Yıldız, zanlıya indirim uygulanmadan 6 yıl ceza verilmesinin kanuni sınırlar içerisinde olduğunu düşünse de ‘Ama’ diyor. Meslektaşının aksine cezanın üst sınırdan verilmesinin caydırıcılık için yeterli olmadığı görüşünde. Şöyle anlatıyor: “Hâkimin takdir hakkını sanık lehine kullanmaması onun kanaatidir. Sadece müştekiyi değil, trafikte olan herkesin can ve mal güvenliğinin korunması amacıyla mahkemenin alt sınırdan uzaklaşması da mahkemenin takdiridir. Ancak istenilen caydırıcılık sadece yüksek ceza vererek sağlanamaz. Yaşanılan coğrafya ve toplumsal kodlar düşünüldüğünde uygun eğitimlerin verilmesi, bireylerin bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiği açıktır. Sürücülerin ve yayaların yasal haklarının korunması, can-mal güvenliğinin sağlanması için cezaların artırılması ve bu yolla caydırıcılığın sağlanması ilk etapta olumlu sonuçlar doğurabilir ama sürdürülebilirliği için sürücü ile yayaların trafikte uyması gereken kurallara kesin bir şekilde riayet etmesi ve eğitilmeleri şarttır. Aksi halde trafik kavgalarının sıkça yaşandığı bir coğrafyada sadece yüksek ceza keserek caydırıcılık sağlamaya çalışmak mümkün değildir.”

Haberin Devamı

Bu karar trafik magandalarına ders olsun

ŞİDDET BİR HAK ARAMA YÖNTEMİ

ÜSKÜDAR Üniversitesi Kurucu Rektörü-Psikiyatrist, Prof. Dr. Nevzat Tarhan trafikte yaşanan kavga ve öfke halinin dışarıdan gözüktüğü kadar basit olmadığını belirterek, “Tüm bu öfkenin arkasında engellenme dürtüsü yatıyor. Özellikle egosu yüksek, narsistik (sadece kendini düşünen) kişiler böyle bir durum ile karşılaştıklarında haklarının yendiğini ve engellendiklerini düşünür, empati yapamazlar. Hele de para ya da nüfusları gibi güvendikleri durumlar mevcutsa, ‘Nasıl olsa bu durumdan kolaylıkla kurtulurum’ diyerek, istediklerini yapma eğiliminde olurlar” diyor.

KÜLTÜREL KODLAR

Trafikte neredeyse her gün hepimizin sıklıkla karşılaştığı bu öfke ve saldırganlık halinin bireysel olduğu kadar kültürel faktörleri de olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam ediyor: “Bu tarz trafik kavgaları şiddeti onaylayan toplumlarda daha sık görülür. Toplum, şiddet uygulayan kişiye ‘Helal abi, haddini ne güzel de bildirdin’ gibi bir tavır içinde olur. Bu çocukluktan anne-baba ve sosyal çevreden öğrenilen bir davranıştır. Öfkeyi bir iletişim biçimi olarak gören, otorite kurma ve güç ifadesi olarak tanımlayan toplumlar şiddeti ikna yöntemi olarak kullanırlar. Bizde de durum bu. Şiddet maalesef ki hak arama yöntemimiz. O nedenle en basit durumda bile çekinmeden şiddete başvuran kişiler ya tedavi edilmeli ya kendini geliştirmelidir. Bu kişilerle öfke çalışmaları yapılmalı, ‘Ne kadar pişman?’ ya da ‘Pişman mı?’ diye sorulmalıdır.”

Haberin Devamı

Bu karar trafik magandalarına ders olsun

Yazarın Tüm Yazıları