Biraz yavaş ‘no’ telaş... Bu tatil yollar kana bulanmasın: İşte 7 tavsiye

Yaklaşık 35 milyon insanımızın tatil sebebiyle yer değiştirdiği düşünülürse trafiğin birkaç gün daha yoğun olması olası. Gelin görün ki daha tatilin ilk gününden bilanço ağır!

650’den fazla trafik kazasında 9 vatandaşımız hayatını kaybetti, binden fazla yaralı var. Dolayısıyla yol ve sürüş güvenliği uzmanı Ethem Genim ile kafa kafaya verdik ve size 7 maddede güvenli sürüş rehberi hazırladık. “Ben biliyorum” demeyin, okumadan yola çıkmayın!

1) MARŞA BASMADAN ÖNCE TÜM HAZIRLIKLAR TAMAM OLSUN

“Yine düştük yollara, yollara, yollara

Yine aştık dağları, dağları, dağları

Ayağım gaz pedalında

Ardımda fırtına.

Dönülmez ufuklarda

Yollardayım...”

Şüphesiz, Bulutsuzluk Özlemi’nin en sevdiğim şarkılarından biri “Yine düştük yollara.” Ama gelin bu kez şarkının son dörtlüğünde de dediği gibi ardımızda fırtına bırakmayalım ve o gaz pedalından ayağımızı kaldıralım. Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Ethem Genim, güvenli bir sürüş için yapılması gerekenlerin aslında daha marşa basmadan önce başladığına dikkat çekerek, diyor ki: “Araçlarının bakımını ihmal edenler için hatırlatalım; motor bakımı, lastikler, havalandırma, klima sistemleri çalışır durumda olsun. Lastiklerin havasıyla bilinçsizce oynamayın. Yağ eksilmesine ve hararet soruna karşı su kontrolü yapın. Akünüzü mutlaka kontrol ettirin ve öyle yola çıkın.”

2) YOLA UYKUSUZ YA DA YORGUN HALDE ÇIKMA

Bugün trafikteki araç sayısı geçen yıla oranla daha fazla. Bu da acemiler ile normalde trafiğe çıkmayan sürücülerin de yolda olduğu anlamına geliyor. Genim’in uyarısı şu: “Şehir içinde araç kullanmakla otoyol ya da bölünmüş yollarda araba kullanmak aynı şey değildir. Otobüs, tır, kamyon gibi ağır tonajlı araçlar da yolda olacak. Ekstra dikkatli olmalıyız. Agresif sürüşü bırakmalıyız. Birkaç saat geç git ama sağ salim var. Dolayısıyla uykusuz, yorgun halde de yola çıkılmamalı. Geceden alkol ya da uyku getiren ilaçlar da alınmamalı. Yoksa yoldaki riskleri algılayamazsınız. Sabah erken saatlerde yola çıkmak ise akşama kalmaktan daha iyi. Araç içinde dikkatinizi dağıtacak, görüşünüzü kapatacak eşyalar bulundurmayın, tüm eşyaları sabitleyin. Çocukları kucakta- ön koltukta taşımayın. Kulaklıkla da olsa telefonla konuşmayın ya da oynamayın.”

3) TAKİP MESAFESİNİ KORU MAKAS ATMA

Bir diğer önemli başlıkta takip mesafesi. Genim’e göre bugün trafikteki birçok sürücü “iyi sürücü ve çok dikkatli” olduğuna inanıyor. Ama gerçek öyle değil. Diyor ki: “Trafikte takip mesafesine uyan neredeyse yok. Mesela 100 km. hızla gidiyorsak takip mesafemiz, bu hızın en az yarısı, 50 metre kadar olmalı. Unutmayın ki öndeki aniden fren yapsa o 50 metrelik mesafe “şak” diye kapanır. Hele de o an telefonla oynuyor, mesaj okuyor, yanınızdaki ile muhabbet ediyor veya bir şeyler yiyip içiyorsanız o mesafenin kapanma süresi saniyelerdir. Hatalı sollama, makas ata ata ilerleme... Ne kadar yanlış davranışlar olduğunu bir türlü anlatamadık. Eğitim şart!  Arabanız çok pahalı, son derece çevik, üst model ve tam donanımlı olabilir ama bunun havasını atacağınız yer yol değil. Kendinizi ispatlamaya çalışmayın.”

4) YAN KOLTUK UYUMA ŞOFÖRE SAHİP ÇIK

Sürücü kadar araçtaki diğer kişilerin davranışları da şüphesiz sürüş güvenliğini etkiyor. Dolayısıyla ön sağ koltuk uyuma yeri değil. Ethem Genim de öncelikle arka koltuk dahil araçtaki herkesin emniyet kemeri takması gerektiğini hatırlatarak, diyor ki: “Öndeki yolcu uyuduğunda, sürücü de psikolojik olarak ‘Benim de uyumam lazım’ diye düşünüyor. Ayrıca araçtaki diğer yolcular da sürücüyü takip etmeli. Biz de genelde sürücü, sürücülüğüne laf söyletmez ama baktınız aracı kullanan kişi aşırı hız yapıyor, makaslar atıyor ya da gözleri kapanmak üzere, sık sık esniyor o zaman müdahale edilmeli.”

5) HIZ KÖRLÜĞÜNE DİKKAT! MOLA ŞART

Yol hipnozu ya da bir diğer adıyla ‘hız körlüğü’ ne demek? Yanıtı şu: “Bir noktaya odaklanmış şekilde, saatte 120 km. hızla iki saat araba kullanırsanız bir süre sonra yaptığınız hızı algılayamazsınız. O hız size yeterince hızlı değil gibi gelir. Buna yol hipnozu denir. Ve çok tehlikelidir. Bu sebeple 2-3 saatte bir mola vermek, temiz hava almak, el- yüz yıkamak şart. Lütfen kendinizi ispatlamaya, kahraman olmaya çalışmayın, ‘azıcık yolum kaldı, bana bir şey olmaz’ demeyin.”

6) SÜRÜCÜ BAKIMI ÖNEMLİ

“Bir diğer önemli hususta sürücünün kişisel bakımı” diyor Genim, şöyle detaylandırıyor: “Yola çıkmadan önce uykunuzu getirecek, ‘şekerleme’ yapma isteği doğuracak ağır, yağlı yemeklerden kaçının. Kalın giyinmek yerine hafif ve rahat kıyafetler tercih edin. Aracı terlikle sürmeyin, yerine pedalları rahatça hissedebileceğiniz, hassasiyeti yüksek ince tabanlı ayakkabıları tercih edin. Sürekli klima açık olmasın. 30-40 dakikada bir camı açarak aracı havalandırın, temiz hava alın.”

7) ÖFKENİZİ KONTROL EDİN ACELE ETMEYİN

Trafik kazalarının büyük kısmı acelecilik ve anlayışsızlıktan kaynaklanıyor. Genim de bana katılıyor, “Haklısın. Özellikle de uzun mesafe yollarda süreklilik haline gelen bir telaş, acelecilik ve ‘Herkesten üstünüm’ havası var. Oysa kazaların yüzde 90’ı akşam saatlerinde ve de varacağımız yere 100 km. kala yaşanmakta. Yorgunluk, uyku ve karanlığın en çok bastığı, aceleciliğin en üst noktaya ulaştığı saatler bunlar. ‘Az kaldı, gidivereyim’ dememek gerek! Aceleciliğe bağlı olarak yapılan hatalı sollama ve makas atma ise kaza olarak karşımıza çıkmakta. Özellikle gidiş-geliş olarak düzenlenen yollarda tabela ve çizgilere uymak çok önemli. Bir diğer önemli konu da duygu ve öfke kontrolü. Başka bir sürücünün hatasına takılı kalıyor ve sürüşü tehlikeye düşürüyoruz. Öfkemizi kontrol etmeyi, sakin kalmayı can güvenliğimiz için öğrenmeli ve başarmalıyız” diyor.