Bursa’nın gündemi su olmalı

Biz, “susuz bir yaşamı” hiç düşünmediğimiz için, hep rahat davrandık.
Yanlış yaptık.
Tehlike gerçekten çok büyük.
Düşünebiliyor musunuz?
Bursa gibi bir şehirde, su sıkıntısı yaşanıyor.
Nilüfer Barajı kurudu, Hiç su kalmadı.
Doğancı Barajı’ndaki doluluk oranı ise yüzde 24’e kadar düştü.
Doğaya verdiğimiz zararlar nedeniyle her mevsimi bahar yaptık.
Artık kar ve yağmura hasret kaldık.
Nüfusu 3 buçuk milyona yaklaşan Bursa’ya her gün, 400 bin metreküp su veriliyor.
Yaz aylarında bu rakam 500 bin metreküpe kadar çıkıyor.
Beklenen yağışlar gerçekleşmezse ki beklenmiyor da.
Önümüzdeki günlerde Doğancı Barajı da, Nilüfer Barajı gibi olacak.
O zaman vay halimize...
Acıdır bu gerçeği; Evliya Çelebi’nin “Velhasıl Bursa sudan ibarettir” dediği, Bursa yaşıyor.
Diğer şehirleri siz düşünün....

KONU GÜNDEMDE TUTULMALI

Yaşanabilecek tehlikeyi gören Bursa Büyükşehir Belediyesi önlemlerini almaya başladı.
Kesintiyi şimdilik düşünmeyen BUSKİ; suyun tasarruflu kullanılması için abonelerine SMS gönderip, faturalara uyarıcı bilgiler yazdı.
Şehrin bir çok noktasında bulunan reklam panolarına, su tasarrufu yapılması konusunda uyarı mesajları astı.
Yeraltı sularından yararlanmak için yeni su kuyuları açmaya başladı.
Bu önlemlere, kuraklığın yaşadığı yıllarda olduğu gibi, park ve bahçelerde sulama yapılmaması, cadde ve sokaklardaki çeşmelerin kapatılması gibi önlemlerde eklenebilecek.
*
Buna rağmen beklenen yağışlar gerçekleşmezse ne olacak?
İşte o zaman kâbus yaşanacak!
Bursa gibi bir şehre, diğer illerden deniz ve kara yoluyla tankerlerle su getirilecek!
Deniz suyundan içme suyu elde edilmesi için hazırlanan projeler yaşama geçirilecek.
Ev ve işyerlerinde su hırsızlıkları yaşanacak.
Salgın hastalık riski artacak.
Gidiş maalesef bunu gösteriyor.
O yüzden dikkatli olmak gerekiyor.
*
Peki, ne yapmak gerekiyor?
Bursa Büyükşehir Belediyesi, yaşanabilecek bu olumsuzluklara karşı şimdiden daha radikal önlemler almalı.
Şehrin her mahallesinde günün belirli saatlerinde su kesintisi yapmalı.
Suyun tasarruflu kullanılması konusunda, diş fırçalarken çeşmenin kapatılması, su tüketiminde etkili olan klozetlere giden su miktarının normale çekilmesi gibi konularda bilgilendirmelere ağırlık vermeli.
Alınan kurallara uymayanlar hakkında cezai işlemler uygulanmalı.
Süreç giderek kısalıyor.
Sonuç olarak.
Önümüzdeki günlerde, “keşke” demek istemiyorsak.
Bu önlemleri yaşama geçirmeliyiz.
Aksi halde, yarın geç olabilir.