Sosyal devlete doğru

Koronavirüs salgını, ekonomileri çok güçlü devletlerin bile ipliklerini pazara çıkardı.

Haberin Devamı

ABD daha işin başında havlu attı, Japonya gibi çok dikkatli bir ülkenin de sağlık sistemi çöktü ve ülkenin başbakanı Japon halkından özür dilemek zorunda kaldı.

Aşı konusunda da dünyanın hali, altta kalanın canı çıksın anlayışından başka bir şeyi yansıtmıyor.

Halklardaki ekonomik tükenmişlikler, kısıtlamalarla birleşince, özellikle fakir ülkelerde içler acısı manzaralar meydana geldi.

Çok şükür; Türkiye’miz ta başından beri, konuya ciddiyetle eğildi ve işi dikkatle ve titizlikle götürmesini bildi. Ekonomimize ve sosyal hayatımıza olumsuz yansımaları olmadı mı? Elbette oldu lakin devlet-millet kaynaşmamız, bu durumu sabır ve sükûnla atlatmamıza vesile oldu.

Haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz sağlık çalışanlarımız, dünyada emsali görülmedik bir özveriyle çalışmalarını sürdürdü, sürdürüyor.

Haberin Devamı

Sabırlı, kanaatkâr, zorluklara katlanan, çilekeş milletimizin gösterdiği olgunluk da her türlü takdire şayandır. Üç-beş kumarbazın ve zıpçıktı gencin bilinçsizce davranışları sizi yanıltmasın. 82 milyonluk bir ülkede, bu kadarının da olmaması anormaldir.

Sağlık altyapısında, dünyada parmakla gösterilebilecek birkaç ülkeden birisiyiz.

Bugün itibarıyla, günlük bir buçuk milyon doz aşıyı geçtik, eylül-ekim gibi de yerli aşılarımız, bizim olduğu kadar, dünyadaki fakir ülkelerin de imdadına yetişecek.

Devletin ‘sosyal’ olgusunu, muhafazakâr bir parti yerine getiriyor. İdris Küçükömer, ‘Türkiye’de sağ soldur, sol sağdır!’ diye boşuna dememiş.

SSK emeklisi bir kişiden daha yeni dinledim: “Biraz önce bir özel bankanın yetkilisi telefonla aradı ve ‘Sizin emekli maaşınızı falan devlet bankasından 750 TL promosyonla almakta olduğunuzu biliyoruz. O bankaya olan bu meblağı (750 TL) biz banka olarak ödeyeceğiz. Emekli maaşınızı bizim bankadan alın ve size 1.000 TL verelim.’ teklifinde bulundu.

Dedim ki, ‘Bak kardeşim! Ben geçen sene ağır bir ameliyat geçirdim. Önce özel bir hastaneye gittim; benden 200 bin lira istediler. Devlet hastanesine yattım, beş yıldızlı bir otelde kalırcasına tüm hizmetlerim karşılandı. Ameliyat oldum, turp gibi hastaneden çıktım ve benden beş kuruş almadılar. Bakın şu anda salgın var, devletimiz, işsiz kalan milyonlarca vatandaşlarımıza yardım ediyor. Senin bana yaptığın teklif benim menfaatime ancak devletimizin aleyhinedir. Doğrusu, devletimizin vatandaşına yapmakta olduğu bunca özverili yardımlarına karşı, ben, bana emekli maaşımı ödemekte olan devlet bankamı değiştirmem. Dürüst vatandaşlığa yakışmaz.’”

Haberin Devamı

Düşünebiliyor musunuz; bundan 20-30 sene önce, bu ülkede devletle vatandaş birbirine düşman (yanlış okumadınız DÜŞMAN) gözüyle bakıyordu. Ve birbirlerine öyle (düşmanca) davranıyordu.

Çok şükür bugün geldiğimiz durum itibarıyla vatandaş, bu devlet benim diyebiliyor. Bunun yegâne sebebi de, devleti idare edenlerin vatandaşına tepeden bakmayıp bilakis vatandaşa hizmetkârlığa talip olmalarıdır.

Dünyanın adaletine bakın, sözde en saygın demokratik ülkeler bile birbirlerinin maskelerini çaldılar. Dünyada, parası olan ülkelere milyonlarca tüp aşı gönderilirken, parasız ülkelerin toplamına gönderilen aşı sayısı ise, sadece 25 (bunu da yanlış okumadınız, YİRMİ BEŞ).

Haberin Devamı

Kavanoz dipli dünyanın adaleti bu kadar işte!

Zira bu günkü dünyada, güçlü olan ülkelerin tek özelliği vardır, o da emperyalist olmalarıdır. Bundan dolayıdır ki, tarihin hiçbir devrinde emperyalist olmayan Türkiye’nin mutlaka güçlenmesi lazımdır.

Türkiye güçlü olsun ki, dünya adalet görsün; mazlumların gözyaşı dinsin.

Nitekim dün de ‘Kostantinopolis’te kardinal şapkası görmektense Osmanlı sarığı görmeyi isterim’ diyorlardı.

Başlarında kardinal şapkalı Latinler, Kostantinopolis’i yakıp yıktı; kendi dindaşlarını hunharca katletti; ulu mabetleri olan Ayasofya’yı talan edip tavernaya çevirdi.

Fatih Sultan Mehmet ve onun kutlu ordusu ise, İstanbul’u imar, Ayasofya’yı abat etti; gayrimüslimlere tüm insan haklarını vererek adaleti tesis etti.

Yazarın Tüm Yazıları