Muhtıra!

12 Mart 1971 yılında, halkın oyuyla tek başına iktidarda olan Süleyman Demirel hükümetine ‘muhtıra’ verildi. Sözde parlamentoya verildi ancak hedef Başbakan Demirel ve onun başında olduğu AP idi.

Haberin Devamı

Kim tarafından verildi? Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından... Niçin verildi?

Demokrasiye sözde ayar vermek için... Halbuki daha on bir yıl önce (1960), TSK darbeyle iktidarı devirmiş; başbakan ve iki bakanı idam etmiş, parlamentoyu feshetmiş, iktidar partisinin milletvekillerini zindanlara doldurmuştu.

Aynı darbeden sadece üç yıl sonra (1963), TSK’nın içinde bu durumdan memnun olmayan sol kesim, iki kez darbe girişiminde bulunmuş ancak başarılı olamamışlardı. (Talat Aydemir ayaklanmaları)

Cunta, bu kez de 1971 muhtırası öncesinde, yine sol bir darbe girişimi için toplandı ve üstelik iki kademede gerçekleştirmek üzere karar aldı lakin içlerindeki MİT ajanının (Mahir Kaynak) haber vermesiyle, darbe akamete uğradı.

Ordudaki tüm bu atraksiyonları planlayıp uygulatan, sağı da solu da kışkırtan, sağı da solu da darbeye zorlayan ve sonuçta kendi razı olduklarını iktidara taşıyan, ABD’den başkası değildi. Bilerek veya bilmeyerek herkes ve her kesim ABD’nin değirmenine su taşıdı; taşımak zorunda bırakıldı.

Haberin Devamı

Silahlı veya silahsız, vesayet odaklarının mantığına bakın ki demokrasi adına katlettikleri demokrasinin ta kendisinden başkası değildir. Anayasal suç işleyerek, anayasayı rafa kaldırıyorlar ve adına ‘hürriyet ve anayasa bayramı’ diyorlar.

Alay ettikleri halk, işte böylesine umurlarında değildir.

71 muhtırasıyla hükümete “Git!” dediler ama parlamentoyu kapatmadılar. Git deyip gönderdikleri hükümetin başı olan başbakan Demirel’i ve kabine üyelerini de yargılamadılar. Demirel’in dediği gibi, “Suçluysak neden yargılamıyorsunuz, suçsuzsak neden gönderiyorsunuz?”

CHP’nin içinden, iliklerine kadar CHP’li olan bir isim (N. Erim), partisinden istifa ettirilerek ‘bağımsız’ bir başbakanın başkanlığında bir hükümet kurulur.

Ve işin tuhafı, karakuşi olarak, sözde partiler üstü (ne demekse) kurulan bu hükümetler, parlamentodan güvenoyu aldılar. İktidardan zorla indirilen AP’li milletvekilleri de (S. Demirel dahil) güvenoyu verir! İsterse vermesinler!

Parlamenter sistemin ne denli demokratik olduğunu görüyor musunuz?

Haberin Devamı

40 yıllık Yani, Kani yapılınca demokratik oluyor da halkın yarısından fazlasının oylarıyla seçilen partili cumhurbaşkanı demokratik olmuyor!

Aynı sözü, Demokrat Parti’den başkan seçilen ABD Başkanı Biden için niçin söyleyemiyorlar? Söyleyemedikleri gibi, partili başkandan himmet beklemeyi marifet biliyorlar.

İşte tüm bu kepazelikleri ortadan kaldırmak ve demokrasimize işlerlik kazandırmak için başkanlık sistemine geçtik. Böylece hükümetlerimizi halkın emrine verdik; karakuşi parlamenter sistemde olduğu gibi, hükümetlerimizi onun bunun elinde oyuncak olmaktan kurtardık.

Dikkat edilirse, böylece yalnızca parlamentonun ve hükümetlerin değil, askeri ve sivil tüm kurum ve kuruluşların da onurları kurtulmuş oldu.

Haberin Devamı

Artık parlamento emirle cumhurbaşkanı seçmiyor, atanmış hükümete emirle güvenoyu vermiyor!

Bir taraftan partiler demokrasinin olmazsa olmazlarıdır diyeceksiniz, diğer taraftan ‘partiler üstü hükümetlere’ güvenoyu verdireceksiniz.

Ve bunun adına demokrasi diyeceksiniz. Hadi oradan!

Yazarın Tüm Yazıları