2016’dan çıkan dersler

GERİDE bıraktığımız 2016 yılından geleceğimiz için almamız gereken önemli dersler var...

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ele geçirilmesinin nelere yol açabileceğini acı ve kanlı bir biçimde gördük...

Emir-komuta zincirinin bozulduğu, Anayasa’nın ve yasaların uygulanmadığı, üstlerin astlara bağlı olduğu, emirlerin komutanlardan değil terör örgütüne dönüşmüş cemaat liderinden alındığı bir orduyla, demokrasinin ve Cumhuriyet’in nasıl bir uçuruma sürüklenebileceğini yaşadık.

Bu ordunun, kanlı bir darbeyle boğuştuktan 1 ay sonra sınırlarımız dışında savaşmasına ihtiyaç duyulduğunu da gördük.

Büyük bir badire atlattıktan 1 ay sonra Suriye’de operasyona başlayan TSK şimdi ülke bütünlüğünü korumak için El Bab’da savaşıyor. Mehmetçik orada, karda, kışta, soğukta Türkiye için şehit oluyor.

Bu gerçek bize, TSK’nın her zaman güçlü olması, siyasetin ve cemaatlerin dışında tutulması gerektiği konusunda önemli bir ders verdi.

SAHİP OLDUĞUMUZ HAZİNE

2016 bize sahip olduğumuz en önemli hazinenin, demokratik-laik Cumhuriyetimiz olduğunu da gösterdi.

Tanklara, uçaklara, helikopterlere karşı duran halk, demokrasinin, laik Cumhuriyet’in en büyük ortak paydamız olduğunu öğretti.

Bu durum, bundan sonra en fazla sahip çıkmamız gereken değerleri gözlerimizin önüne serdi.

İÇ VE DIŞ DÜŞMANLAR

Büyük Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sinde dile getirdiği tehlikelerin bir söylemden ibaret olmadığını da 2016’da yaşayarak öğrendik.

Atatürk’ün gençliğe, “Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır” derken; gerçek bir tehlikeye işaret ettiğine, “dahili ve harici bedhahların” nasıl işbirliği yaptığına, 15 Temmuz gecesi tanık olduk.

MUASIR MEDENİYET

2106’da Atatürk’ün gösterdiği “muasır medeniyet” hedefinin ne kadar doğru olduğu da bir kez daha anlaşıldı.

Demokratik, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp, yerine ortaçağ karanlığına sürükleyecek bir din devleti kurmak isteyenlerin hâlâ fırsat kolladıkları görüldü.

Komşularımızda etnik köken, mezhep çatışmalarının yol açtığı içsavaşın bir ülkeyi, bir ulusu ne duruma düşürdüğüne tanık olurken, Türkiye’nin kuruluş felsefesi ve temellerinin değeri konusunda tarihi bir ders aldık.

BİRLİK ZAMANI

2016’dan almamız gereken önemli derslerden biri de ulusal birliğe olan ihtiyacımız.

2017’ye ulusal nitelikli sorunlarla girerken, içeride birliğimizi kaybetmemiz büyük önem taşıyor.

Türkiye’ye içeriden ve dışarıdan yapılan saldırıların temel hedefinin; toplumsal, siyasal birliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü parçalamak, demokrasimizi ve laik Cumhuriyetimizi yıkmak olduğunu, Mehmetçiğin içeride ve dışarıda bunun için şehit olduğunu unutmamamız gerekiyor.

2017’nin bu bilinçle karşılanması dileği, barış ve huzur getirmesi umuduyla...